Eldonun düşmanlarıyla uğraşıyodum. Resmen şuan bana değer verdi diye beni kaçırmıştı. Sırf o zarar görsün diye beni kullanıyodu. Bi mal gibi. Ona asla yalvarmıycaktım.
Yavaş yavaş gözlerimi açtığımda turuncu bi odadaydım. Oda eski kokuyodu. Eşyalar eskiydi ve tavanlar örümcek ağı ile doluydu. Tiksinmiştim. Tozla kaplı odada hapşırığımı tutamamıştım. Ağzım bantlı,ellerim kollarım iple bağlanmıştı. Ama yanımda ki aynayı kırmayı başarabilirsem buradan kurtulabilirdim. Hapşırığımı duyan jones odaya girdi. "Oo uyuyan güzel uyanmış bakıyorum"dediğinde gözlerimi devirdim. Gelip ağzımdaki bantı hızlıca çekti. Canım acımıştı şerefsiz. "Benden ne istiyosun"dediğimde "senden bişey istemiyorum,tek istediğim eldonun acı çekmesi"dedi ve sırıttı. "Eldo umrumda değil,aramızda ilişki bile yoktu. Bana değer verdiği falan yok,herşeyimiz bitti,aramızdaki bağ koptu"dediğimde sırıttı. "O yüzden mi barlarda sarhoş olup adını sayıklıyo"diyip tokat attı. Ağzımda kan tadı hissettim. "Özür dilerim"diye yanıma çöktü. Manyak mı lan bu. Elleriyle yüzümü avuçladı. Kafamı çevirdim ve ellerinin arasından çıkmayı başardım. Bu neydi böyle cidden. "Sıra eldoya acı çektirmekte"diyip eline kamerasını aldı. Kaydı başlattığında jones yanıma geldi. "Küçük meleğin yanımda,gerçekten güzel kızmış,fiziği de güzelmiş,tam benim bebeklerime benziyo,belki eklenebilir ne dersin eldo ?"dediğinde ağlıyodum. Benzetme yaptığı şeye bak. Tanrım. Saçlarımı eline dolayıp çektiğinde ağlamam şiddetlenmiş ve çığlıklarım arka arkaya geliyodu. "Kes sesini"diye tokat attı. Ölmeden çıkamıycaktım. Kamera hala açıktı. "Yardım et"diye mırıldandım . Bağırmaktan sesim çıkmıyodu. Bu piç odadan çıktığı anda kaçma planları yapmalıydım. Bunun yanında duramazdım. Ölümüm böyle olmamalıydı. Ben böyle bi ölüm hayal etmedim. "Kayıt eldonun elindedir,şimdi izliyodur"diye sırıttığında ağzımdaki kanı yüzüne tükürdüm.Karnıma yediğim tekmeyle iki büklüm oldum. Ağzımda ki kanlar çoğalıyodu. Nerdesin eldo. Kurtar beni,nerdesin. Portakal kokulu kahramanım,nerdesin diye içimden söylüyodum. Bi yandan allaha dua ediyo,bi yandan dayak yiyodum. Şuan ki halim berbattı. Telefonum arka cebimdeydi. Odadan çıktığı zaman bişeyler yapabilirdim. Ellerimi de önümde bağlamış. Çok akıllı olduğunu sanıyo gerizekalı. Odada pencere vardı, küçüktü ama ben sığardım. Hemde giriş kattı ve demir yoktu. Seni gerizekalı.
Odadan çıktığında telefonumu arka cebime götürdüm. Eldonun numarasını tuşladım ve açmasını diledim. Açmıştı. "Didem ?"dediğinde sessizce "evet benim"dedim. Sesim çıkmıyodu ve hala ağzımdan kan akıyodu. "Nerde olduğumuzu bilmiyorum ama birazdan kaçmayı deniycem,eğer becerebilirsem sana tekrar ulaşıcam,beceremezsem de seni çok sevdiğimi unutma,karnıma yediğim tekmeler yüzünden yürüyemiyorum. Ağzımdan kan geliyo ve sanırım iç kanama geçiriyorum. Ya sen gelip kurtar,ya da ölücem. Fazla zamanım yok,seni seviyorum"diyip telefonu kapattım. Kenarda duran aynanın kırılmış parçası yerdeydi. Yavaşça cam parçasını aldım ve bileklerimdeki ipi kesmeye başladım. Açamazdım. İp inceydi ve ince ip olduğunda nasıl düğüm olduğunu biliyosunuz. Piç nasıl bağladıysa elimden de çıkmıyodu. Cam üçüncü uğraşımdan sonda elimde parçalanmıştı, elimin heryeri kanıyodu. Ama umrumda değil. Çok az kalmıştı,son küçük parçayla ufak bi sürtünme yaptım ve ipi kestim. Hızlı hareket etmeliydim. Ayaklarım hemen çözüldü. Bu çocuk çok gerizekalı. Karnım yürümeme izin vermiyodu. Cama kenardaki sandalyeyi dayadım ve çıktım. Giriş kattı ve yüksekti. Nasıldı bu böyle ya. Ama başka çarem yoktu. Camı açtım ve iki ayağımla aşağı atladım. Burası neresiydi böyle ya. Cadde çok işlekti. Böyle bi riske nasıl girmiş bu mal. Karnımın izin verdiği şekilde iki büklüm koşmaya başladım. Caddeye yaklaşmıştım.
Caddeye vardığımda arkamdan gelen jonesı farkettim. Daha hızlı koşmaya başladım. Karşıdan karşıya geçmeye çalışırken gözlerim bulanıklaştı. Ağzımdan damla damla akan kanı ve birinin bana "meleğim"diye seslenişini duydum. Bu eldonun sesiydi,koku onun kokusuydu. Bulmuştu beni. "B-uldu-n"dedim ve gözlerim kapandı. Gerisi karanlık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HERŞEYİNLE HERŞEYİM OLUR MUSUN ?
Roman pour AdolescentsBir ülke,bir kızın hayatını bu denli nasıl değiştirebilirdi ki. Yaşadığı olaylar yüzünden masum kızdı o,babasının ortaklarıyla olan anlaşması sayesinde sevdiği adama kavuşmuş oldu. Mutlumuydu ? Fazlasıyla. ~Vanilya ve portakal kokulu iki aşığın hika...