Trinity'nin ağzından...
Galiba Ben benle çıkıyordu. İnanılmaz!!!!
Geldi ve yanağımı öptü. ÖPTÜ!!!!! Sonra onu legend of Zelda oynarken gördüm. İçinden Zelda'ya çok güzelsin dedi. Ona bağırdım. Nasıl yani nasıl ona güzel dersin! Falan dedim. Sonrada ona tokat attım. Hareket edemedi. Salak çocuk!! Sinirle arkamı döndüm ve telefonunu camdan aşağı attım. Çünkü telefondan yanıma gelebilirdi. Resmen ağzını burnunu dağıtmak istiyordum. Daha yeni çıkmaya başlamıştık. Tam kendime bıçak batırıyordumki Zalgo salağı geldi bana:
Sen bize katıl, en azından biz seni sinirlendirmeyiz. Dedi. Bende hayır Dedim. Aklı sıra beni kandırmaya çalışıyordu. Bir kaç gün Ben'e soğuk davrandım. En sonunda yalvarmaya başladı. Bana o tatlı yavru köpek bakışını yaptı. Bende:
Git sen Zelda'ya yap onu!!!! Dedim.( yazar Ben in burnunu yere sürttürür) Ardından odadan çıktım. Ağlama sesi mi geliyordu oradan?!?! Hemen Ben'in düşüncelerini okudum. Gerçekten mutsuzdu. Bir an onun için üzüldüm. Odasına girip ona sarıldım. Bende sensizliğe dayanamıyorum. Dedim...
Arkadaşlar sizce Heartful Lou'yu hikâyeme ekliyim mi?? Çok tatlı lütfen resimlerine bakın H.L'nin (Heartful Lou'nun)