Ellie'nin ağzından...
Grey artık bana çok ters davranıyordu. Yani sürekli bi laf sokma içindeydi. Ama sadece bana. Onu sevsem bile bu söyledikleri canımı çok yakıyordu. Bıktım kısacası. Yani artık beni sevmiyordu sanki. Ahhh bilmiyorum ama bu sabah yine aynı şey oldu.
Sabah:
Grey:
-Bi kere erken uyan be.
Ellie:
-Sana da günaydın.
-Ama artık gece oldu!!! Hadi kahvaltı hazırla!
-Niye ya?!
-Aç mı kalalım?!
-Kendin hazırlasana.
-Yok deve.
-Grey?
-Ne var?!
-Ben gidiyorum.
-Nereye?!
-Gerizekalı evden gidiyorum!
-Git be ne yaparsan yap!!!
-Peki...
Şimdi...
Bende bavulumu hazırlamıştım. Grey dışında herkese veda ettim. Üzülerek uğurladılar beni. O kaba herif kesin umursamıyordur beni...
Grey'in ağzından...
Gururuma yediremiyordum aslında kimseye iyi davranmayı bu yüzden istemeden bir kaç hafta önce ona ters ters davranıp onun evden gitmesini sağladım. Ama hiç mutlu değilim. Çünkü onu seviyorum. Ve gitmesine izin veremem. Ama beni sevmiyor zaten. O giderken ben odamda sessizce ağlıyordum. O benim ağlamamı istemezdi çünkü ahhh resmen canım acıyor. Hayatımda ilk kez böyle bir duygu var içimde. Kahtersin gitmesine nasıl izin verebilirim?! Onu bulmak için dışarı çıktım ama ses seda yoktu. Bir saniye orada duran bavulu muydu? Peki..kendisi?!!? Ellie!!! Onu kaybedemem hayatım pahasına onu korumalıyım. O bir masum melek. Neredeydi?! Bulamıyorum!!! Tanrım yardım et!!! Ben onu korku içinde arıyordum ama yoktu. Nerede nasıl kayboldu?!...
Jeremy'nin ağzından...
Patronun emrini yerine getiriyordum. Sokakta yürüyen mir saçlı kızın hafızasını silmek. Aslında bu görevlerden hiç memnun değildim. Ama benim suçum değil. Öbür türlü girdiğim anlaşma bozulur. Neyse kızı kaçırdık. Hafızasını da sildik. O hafızasındakiler gerçek miydi? Yazık yaaa. İşimizi bitirdikten sonra onu bulduğumuz yere bırakmalıydık. Bu halde mi? Vicdan azabım izin vermez. Onu evime almaya karar verdim.
Yani benle kalacaktı...
Ellie'nin ağzından...
Ahh hiç bir şey hatırlamıyorum. Uyandığımda bir yataktaydım. Seslendim "kimse var mı?" "evet" dedi. Bir erkek sesi. Hmm kalbimde adını bilmediğim bir his vardı. Ama bilmiyorum bu his ne? Aşk olabilir mi? Evet!! Ama kime aşığım ki? Kapı çalındı. "Gir" dedim. İçeri tatlı bir çocuk girdi. Saçları kumraldı. Gözleri ise altın gibiydi. Kalbim hızlıca atmaya başladı. Sonrada bana "Merhaba adın ne?" dedi.
Adımmmm hatırla hadi hah buldum Amy dur Amillie hayır Ellie evet buldum."Ellie" dedim.
"Ben Jeremy" dedi. "Tanıştığımıza memnun oldum" dedi. "Bende" dedim. "Uyuyabilirmiyim?" dedim. Olumlu anlamda kafa salladı. Bende yatağa tekrar yattım. O da beni izlemeye devam etti. "Şey... Acaba üstümü değiştirebilir miyim?" dedim. "Aaa p-pardon çok ö-özür dilerim u-unutmuşum. İ-iyi geceler..." dedi. Uykuya dalmak istedim. Zaten üstümü değiştirmeyecektim. Sanki bir sürü olay yaşamışım gibi geliyordu. Ama hiç bir şey hissetmiyordum. Garipti. Hatırlamaya çalıştım. Olmuyordu. Galiba.... Ne oldu bilmiyorum. Tek bildiğim bu çocuğa aşık olduğum. Yani.....galiba...