Grey'in ağzından...
Ellie'yi kucağında taşıyordum. Clayton geldiğinde Ellie'yi yere bırakıp Clayton'u yere serdim. Tam kafasını vücudundan ayırıcakken Ellie'nin çığlığını duydum. Kahretsin Clayton'un oyununa gelmiştim. Şimdi kim bilir nereye götürmüşlerdi Ellie'yi. Ama onun bir kılına zarar gelsin onları gözlerinden tutup tavana asardım yada daha kötüsünü yapardım. Yaşatmazdım kısaca. Ellie'yi arıyordum. Hemen o asalakların yaşadıkları yere gittim. Ellie'nin nerede olduğunu tahmin edebiliyordum. Gördüğüm bütün adamları öldürdüm. O odadaydı. Sesi geliyordu. Greeey!!!! Diye bağırıyordu. Hemen odaya girdim. Odada gördüğüm herkesi öldürüp Ellie'nin elinden tutup malikaneye ışınlandım. İyi misin? Diye sordum. Evet. Dedi ve bana sarıldı. Ağlamaya başladı. Ailemi öldürmüşler! Dedi. Tamam sakin ol. Dedim. Ona daha sıkı bir şekilde sarıldım. Baş parmağımla o güzel yüzünden akan yaşları sildim. Lütfen ağlama. Dedim. P-peki. Dedi ama sesindeki kararsızlık anlaşılıyordu. Hemen aklını okudum. Beni düşünüyordu. Sonra onunda aklımı okuduğunu bende onu düşünüyordum...
Ellie'nin ağzından...
Grey beni koruyordu ama tam o adamı döverken beni kaçırdılar. Ailemin cesetlerini gösterdiler. Onları ne kadar sevmiyor olsamda üzülmüştüm. Sonra Grey geldi ve bizi malikaneye götürdü. Bana sarıldı. Ben ağlarken gözyaşlarımı silip bana ağlama. Dedi. Bana daha sıkı sarıldı. Bende ona sarıldım. Düşüncelerime girdiğini hissettim. İkimizde birbirimizi düşünüyorduk...:3