"O" Gelene Kadar

55 1 0
                                    

Zaman geçtikçe ona daha çok bağlanıyordum. Daha çok sever oluyordum eskiye kıyasla. Onun da beni sevdiğini bilmek, beni hiç olmadığım kadar güçlü hissettiriyordu. Karşılıklı sevgi güzel şeydi doğrusu. Ve zaman geçtikçe onu daha da çok sevebilirdim. Onun için kurabiye yapmaya çalıştım. İçlerinden birini, büyük bir kalp şeklinde yapıp baş harflerimizi yazdım. Ve ne yazıktır ki kurabiyelerin çoğunu yaktım. Yanmamış olanlar da taş gibi kaskatıydılar. Çiğnemeye kalksa dişleri dökülürdü.
Daha önce mutfak işleriyle o kadar ilgilenmezdim. Heves de etmedim. Evlenmek düşüncesi bana saçma gelirdi. Evlenmek, benim dünyama aykırı bir davranıştı. Kim benimle evlenmek isterdi ki? İster miydi?Çocuk doğurmak, insanın bile bile kendini büyük bir sorumluluk altına sokmasıydı gözümde. Sadece kendime yetecek kadar bir maaş yeterliydi "o" gelene kadar. Büyük düşünmüyordum, para değerli değildi. Hala da bir değeri yok. Ama onun hayatıma girmesiyle evlilik düşüncesi, yuva kurma hayalleri güzel oluyordu. Varlığı sayesinde bu düşüncelere alışıyor, kendimi gereken ne olursa olsun yapmaya hazır hissediyordum.
Çok küçükken sokaktaki evsiz insanlara ve hayvanlara yardım edebilmek için Cumhurbaşkan'ı olmak istiyordum. Büyüdükçe tüm bu düşüncelerim değişti. Evimi geçindirecek, sigara ve alkol paramı karşılayacak kadar maaş yeterli gelmeye başladı. Kendi başıma bir hayat sürer ve sonra bir gün ölürdüm. İnsan, büyüdükçe bencilleşip o pembelikten ayrılıyor muydu yoksa? Neydi bunun nedeni diye sorardım kendi kendime. Ne oluyordu da, insanlar çocukluklarındaki masumiyeti, iyi niyeti kaybediyorlardı büyüdükçe?
Git gide kararıyor hava. Ben herkesi, herşeyi bir kenara bırakıyorum. Onu düşünüyorum. Ne güzel de gülümsüyor her defasında. Bir insan bir insanı bu kadar sevebilirmiş demek. Kendini değiştirebilecek kadar. Doğrularından vazgeçebilecek kadar. Gönüllü fedakarlıkmış birini sevmek.

Kahve TelvesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin