Yemeğimi yerken, tabağımdaki patatesleri kedilere veriyordum. Ona bakmasam bile bana bakışlarını üzerimde hissediyordum. Beni izliyordu. Sonra birden bana kedileri sevip sevmediğimi sordu. Sevdiğimi söyledim. Köpekleri daha çok severdim aslında ama kedileri de severim. Tüm hayvanları severim aslında. Ama en sevdiğim köpek balıklarıdır. Köpek balıkları denince insanların aklına hemen iri cüsse, jilet gibi keskin dişler, hızla ve bağırarak yüzen insanlar, kan ve korku gelir. Bu canlılar gerçekten bu kadar vahşi mi? Öldürmek mi tek meziyetleri? İnsanlar sadece bakıyorlar, görmüyorlar onları da. O yüzden severim köpek balıklarını. Biraz araştırsalar, köpek balıklarının kıkırdağının kanser ve bazı hastalıkların tedavilerinde kullanıldığını bilirler. Onlarsa sadece görmek istediklerini görüyorlar. İnsanlar önyargılardan ibaretler.
Küçükken pazarda bir adamın sattığı civcivleri görmüştüm. Alalım diye bütün pazar boyunca anneme yalvarmıştım. Dedem de benim gibi çok sever hayvanları, kıyamadı. İki civciv elimde, dünyalar benim olmuş, koşar adım eve gitmiştim. Bir yandan da, onlara ne isim koyacağımı düşünüyordum. Karton kutunun içinde yaşayamayacak kadar büyüdüklerinde ise dedem onlar için bahçeye bir kümes yapmıştı. Tavuk olmalarını çok istiyordum ama ikisi de horoz olmuştu. Onlara sarıldığımda başlarını omzuma yaslarlardı. Yumurta vermeseler de olurdu.
Okuldan eve geldiğim bir gün yoklardı. Anneannem komşuların, gürültülerinden rahatsız olduklarını ve onları gönderdiklerini söylemişti. Oturup saatlerce ağlamıştım. Veda bile edememiş, son kez sarılamamıştım. Başlarını omzuma yasladıklarındaki mutluluğum da onlarla birlikte gitmişti. Gittiler biliyordum, aslında ölmüşlerdi. Zamansız öttükleri için dedem kesmiş onları. Bizimkiler bir güzel de yemişler akşam ikisini de. Ben de yemişim bilmeden.
Hiç unutmam bu olayı. Ne kadar üzüldüğümü. Ve bunun gibi ördeklerimi de büyüdüler diye, kendi ellerimle, ağlaya ağlaya bir çiftliğe verişimi. Ellerimle diyorum ama lafın gelişi, ben sadece kediler varken kucaklardım onları. Onlar küçükten büyüğe sıralanıp peşimden ayrılmazlardı. Büyüdüklerinde kaybediyordum herşeyi, büyüyünce gidiyorlardı. İnsanlar büyüyünce üzülüyorlardı. Büyümek kötüydü.
Eğer annem izin verirse bana kedi alacağını söyledi. Çok mutlu olmuş, heyecanlanmıştım bunu duyunca. Hep değer verdiğim insan tarafından hediye edilmiş bir evcil hayvanımın olmasını isterdim. Kurduğum hayaller birer birer gerçekleşiyordu, rüyada gibi hissediyordum. Hiç birşey, hatta yalnızlığım bile varlığı kadar mutlu edemezdi artık beni. Onunla günahlarımı, mutluluklarımı, hayallerimi, yalnızlığımı ... Benden kalma ne varsa onunla paylaşıyordum. O benim en büyük hayalimdi. En güzeli de gerçek olmasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahve Telvesi
Romanzi rosa / ChickLit...Belki de dedikleri gibi bir yerden beni izleyen biri vardı. Büyüdükçe inançlarımı yitirip unuttuğum biri. Duymuştu belki de onu inkar eden düşüncelerimi ve sonunda halime acıyıp beni affetmişti. Onu benim karşıma çıkartmıştı. Böyle mi ispatlamak...