Gözyaşı

53 0 0
                                    

Babamlar beş kardeşlerdi. En büyükleri, Gülsüm halamdı. Kendi halinde bir kadındı. İyi niyetinden bazı bazı beyazlayan saçları, suçlu bakışları,geçmişinden çekinen tavırları, hatalarının boyadığı gözaltı torbaları vardı. Yorgundu. Halam... Çok fazla tanıma fırsatım olmadı halamı. Kendimi ya da kendini anlatacak zamanı bulamadık. Zamansız terk etti beni ve onu benden daha fazla tanıyan diğer herkesi. Halam, kendine kötü şeyler söylense bile duyduklarına kırılsa bile gülümserdi. Böyle hatırlıyorum ben halamı; iyi kalpli, sessiz, güler yüzlü, neşeli... Huzur içinde yatsın. Ve hep gülümsesin.
O gün halamın mezarına gitmek istedim. En son ve ilk kez cenazesinde gitmiştim oraya. Halamı son gördüğüm günü hatırlıyorum. Bembeyazdı, nefes almadan yatıyordu musalla taşında. Gözleri kapalıydı. Ölüm ne garip şeydir. Kefeninin rengine büründüğünde insan hayattan ayrılıyor. İnsanlar ağlıyor, feryatlar ediyor. Hiç tanımadığınız biri bile olsa gömülen, tüm o sesler ve görüntüler sizi etkiliyor. Düşünmeye başlıyorsunuz, kendinizi kayıpları olan insanların yerine koyuyorsunuz. Onlara üzülüyorsunuz ve benim başıma gelseydi diye düşünüyorsunuz, ben onun yerinde olsaydım? Sonra gözlerinizden yaşlar boşalıyor. Ağlayınca geri mi dönüyor ki ölen? Yoksa içerlerinizdeki yangını mı söndürüyorsunuz? Kime ağlıyorsunuz, kime ağlıyorum diye sorarım öyleyse. Ölene mi, yaşayanlara mı yoksa kendinize mi?
Kahve Telvem beni halama götürdü. Her nekadar halamla hiç birşey paylaşmadıysam da, ilk halamla tanıştırdım onu. Halamın mezarının başında öylece durdum başta. Bana sarılıyordu. Dua etmem için geri çekildi. Biraz arkada beni izliyordu. Dualarım bittiğinde, içimden halamla konuştum. Belki duyardı beni ya da belki duymazdı.
'Hala. Nasılsın? Bak seni birisi ile tanıştıracağım. Beni çok seven birini getirdim sana. Daha yeni ama seviyorum onu. O da beni seviyor. O getirdi buraya beni. Biraz arkada duruyor yalnız konuşalım diye, görüyor musun? İlk seninle tanıştırdım. Sevdin mi sen de onu? Doğru kişi midir o gerçekten? Çok güzel gülüyor. Onu seviyorum.
Herkes seni çok özlüyor. Seni o musalla taşına koydukları gün geliyor aklıma bazen. Seni öyle hatırlamamaya çalışıyorum. Sen hep gülerdin. İçin kan ağlasa bile gülerdi gözlerin. Umarım şuan beni duyabiliyorsundur.
Babaaneem kötü biraz. Ama merak etme, üzülme. Onun için hiç kolay değil, ilk göz ağısısın sen onun. Şuan çok garip geliyor seninle böyle konuşmak, yüzünü görmeden. Kendine iyi bak hala, yalnız hissetme. Ben yine gelirim. Hoşçakal, huzur içinde yat. '
Son kez avuçlarımı toprağına sürdüm. Sonra döndüm, gözlerimden yaşlar boşalmaya başlayınca omzumda bir el hissettim. Yüzümü avuçlarının arasına alıp gözyaşlarımı sildi önce. Sonra sarıldı. Daha çok ağlamaya başladım. Ağlarken titriyordum. Sarıp sarmaladı kollarıyla, hıçkırığımı bastırmak için sımsıkı sarıldı. Sonra gözlerine baktı. Gülümsedi ve ağlayınca çok çirkin olduğumu söyledi. Bir anda yüzümü güldürdü. Bana destek olup gözyaşlarımı sildiği ilk gündü.

Kahve TelvesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin