1

1.9K 125 109
                                    

Not: Y.n yazan heryeri sanki karakter sizmişsiniz gibi okumanız gerekiyor.İngilizce 'senin adın' ın kısaltmasıdır. Keyifli okumalar. Herhangi bir grubun fanı değilseniz bile severek okuyacağınız bir kitap. Kpop 'tan bağımsızdır ve sadece isimler ünlülerden alıntılanmıştır.
---------------------------------------------------------

"Balo için elbise almayı unutma. Amerikadan dönüşünü duyuracağım ve herkes seni izliyor olacak." Babam evrak çantasını eline almadan önce kahvesinden bir yudum daha aldı.

"Peki,baba". dedim.

Ön kapıdan çıkarak beni ve hizmetlileri mutfakta yalnız bıraktı.

Evet babam güçlü ve zengin bir adam. Bende her zaman iyi bir öğrenci ve vatandaş olup başımı hiçbir belaya sokmadım.Çokça arkadaşım vardı ve mutluydum. Ama ne olduğunu anlamlandıramadığım bir şeye karşı özlem duyuyordum.

"Hanımefendi, iyi misiniz?" dedi hizmetlilerden biri ve kolumu çekiştirerek beni dalıp gittiğim düşüncelerden çıkardı.Hemen kendime geldim.

"Evet,iyiyim.İlginiz için teşekkürler. Şoföre bir saat içinde hazır olmasını ve ona ihtiyacım olduğunu söyler misiniz?" Hizmetçi onaylayarak başını eğdi ve hemen mutfaktan çıktı.

Odama doğru giderken telefonuma baktım. Saat sabah sekiz civarlarıydı.

Duşumu alıp hafif bir makyaj yaptım. Sade bir elbise giydim ve cüzdanımı da alarak merdivenlerden aşağıya indim.

"Şoför hazır mı?" 

Hizmetçi başını salladı elbisemi düzeltirken. "Evet hanımefendi."

Sevdiğim kıyafet mağazasına giderken, şoförle olan kısa bir konuşmanın haricinde yolculuk sessiz geçmişti . Geri kalan zamanı da yol boyunca birkaç arkadaşımla mesajlaşarak geçirmiştim.

Arabadan indiğim gibi ılık bir hava dalgası bacaklarımı sardı. Mağaza sahibi hemen beni selamladı.

"Y.n seni tekrar görmek ne güzel." mağazanın kapısını açtı ve içeriye girdim.

"Teşekkür ederim. Seni de". 

Bende hiç ilgi uyandırmayan birkaç elbiseye baktım.

"Y.n balo için elbise bakıyorsun değil mi?"  Başını okuduğu magazinden kaldırdı ve tek kaşını kaldırarak sordu.

"Evet,kırmızı dikkat çeken bir elbise istiyorum.Babam geri döndüğümü haber vereceği için."

Pek fazla insan beni tanımıyordu ama şirketin geleceği için önemli birisi olduğumdan insanların beni bilmesi gerekiyordu.

"İhtiyacın olan şey bende."

Her zamanki tipik akşamlardan birisiydi.En yakın arkadaşım ve ben akşam yemeği yemek için  dışarı çıkmayı kararlaştırmıştık.İkimizin ailesinin de zengin olmasına karşın ucuz bir tavuk dükkanını çok severdik ve mümkün olduğunca oraya giderdik.

"Hala kimseyle çıkmadığına inanamıyorum.Baloya kiminle gideceksin?Tek başına gidemezsin." Mina bana kocaman gözlerle baktı.

Evet hayatı boyunca sadece bir kişi ile çıkmış 21 yaşındaki bir genç kız epey nadir olmalı.

"Kim Hanbin" gözleri daha da büyüdü ve elindeki tavuğu düşürdü."

"Baban için çalışan o seksi çocuk mu?" Hemen başımla doğruladım ve tavuğumdan bir lokma daha aldım.

"Wow baban ikinizin arasını yapmak için bir süredir uğraşıyordu.Hala nasıl onunla değilsin.O çok yakışıklı ve tatlı."

Mina kafasını sağa sola salladı ve yemeğini yemeye devam etti.

.

2.58 (Gece)

Yatakta laptop'umla beraber uzandım.Üzerimde hala bugün giydiğim elbise vardı. Sadece yorgun değildim.Tüm akşam boyunca aklım farklı yerlere dağılıp durdu.

Seoul de hava hala sıcaktı ve yaklaşmakta olan reglim yüzünden canım dondurma çekiyordu.

İnce ve elbisemle uyumlu bir ceket ve tekrar cüzdanımı alıp mentol yeşili bisikletimi almak için garaja yürüdüm. Seoul sokaklarına doğru bisikletimi sürmeye başladım.

Gözümün ucuyla gördüğüm gölge dikkatimi çekmişti ama döndüğümde hiçbirşey yoktu.

Sevdiğim bir marketin önünde durdum ve içeriye adımımı attım.Genelde buraya gündüz vakti gelirdim, gecenin bir yarısı değil.

Çabucak dondurmamın ücretini ödedim ve kapağı açarken bir yaz serinliğiyle dans ettim.Bir kaşık içinden almamla mutlulukla dolduğumu hissettim.

"Çooook iyi!" kendi kendime mırıldandım.

Dükkandaki iki masadan birisinde elinde telefonu olan bir adam oturuyordu.Bu yüzden diğer masaya geçtim.

"Ne diyorsun be?Umurumda değil Yuta'yı da al hemen, bekliyorum." dedi yan masada oturan kırmızı saçlı adam telefonu kapatmadan önce.

Ona bakınca farkettiğim ilk şey ne kadar sinirli biri olduğuydu.Yani,sinirli ve yakışıklı.Başını döndüğünde kaşındaki çiziği farkettim. Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi gelen bir milisaniye kadar birbirimize bakabildik çünkü ben kendi  ayağıma takılıp soğuk zemine düştüm.

Adam gülmeye başladı.Sonrada kalkıp yanıma koştu.

"İyi misin?" diye sordu hala gülerek. Elimi tutarak beni ayağa kaldırdı.

"Hayır!" dedim biraz bağırarak. Aşağıya baktığımda yerdeki dondurmamı gördüm.

"Neren incindi?" Gülmeyi bıraktı ve bu sefer bana dikkatle baktı.

"Dondurmam." Suratımı astım.

Bana afallamış bir şekilde baktıktan sonra yere düşmüş olan dondurmayı gördü.

"Endişelenme,sana yenisini alacağım."

---------------------------------------------------------

Çevirmen notu: Dondurma önemli tabii. Biri dondurmayı kurtarsın. 🤣 Boss döneminde ki TY ile karşılaşsanız tepkiniz ne olurdu? 

Patron | Lee Taeyong • mafya kurgu (Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin