8. Bölüm

304 29 6
                                    


O sırada Polis'te

Güneş batmış ve karanlık çoktan gökyüzünü ele geçirmişti. Bu akşamki 13. Klan ayini için Heda'nın emri üzerine taht odasının hazırlıkları çoktan bitmiş ve Titus tarafından Heda ile Wanheda'nın tören kıyafetleri odalarına götürülüyordu.

Lexa'nın tören elbisesini odasına doğru götüren Titus kapıyı çaldı. Birkaç saniye bekledikten sonra tekrar çaldı ama odadan ses gelmedi. Kararsızlıkla kapının kulpuna doğru uzanıp kapıyı açtı, mumlar yakılmış ve yarımşar deste gruplar halinde odanın belli başlı yerlerinde bulunuyorlardı. Lexa mumları severdi, Titus her ne kadar yangın çıkacağından korkup geceleri söndürmeye kalksada o da severdi, yarım ağız gülümsedi.

Konuya dönüp, Lexa'nın duş alıp almadığını kontrol etmek için Titus, yatağın yanındaki koridordan Lexa'ya seslendi.

"Heda," Titus tören kıyafetlerini Lexa'nın yatağının üzerine koydu ve Lexa'nın gelmesini bekledi.

"Heda, efendim." Su sesi duymuyordu ve sesi artık endişeliydi.

"Heda?" Yatak odasından koridora doğru ilerledi ve soldaki banyoya baktı daha sonra da sağdaki giysi odasına, Lexa yoktu.

Titus, sakin kalmaya çalışarak aklından, "Wanheda'nın odasındadır, belki," diye geçirdi ve Heda'nın odasından çıkarak koridordan sağa doğru ilerledi taht odasınıda geçip merdivenlerin yanındaki odaya, Wanheda'nın odasına vardı. Kapıyı çaldı lakin ses gelmedi, tekrar çaldı ve bu kez,
"Heda," diyerek içerden ses gelmesini bekledi.

En sonunda kapıyı açarak içeri girdi ve Wanheda'nın da odası boştu, kimse yoktu.

Titus artık tamamen endişelenmişti,
Yanına Lexa'nın korumalarını çağırdı, Taht odasında buluştular.

"Heda, nerede?" Diyerek adeta korumalara kükrüyordu.

"Arkadia Halkını, Azgeda Halkından korumak için gönderilen üç yüz kişilik orduyu Wanheda'yla kontrol etmek için gittiler, efendim."

"Hâlâ dönmediler mi?" Diyerek sordu diğer koruma Titus'a,

"Döndüler, döndükleri için şu anda ben size Heda'nın nerede olduğunu soruyorum zaten!" Diyerek korumalara tekrardan kükredi Titus,

"Kaç kişi gittiler?" dedi Titus sesini sakin tutmaya çalışırken.

"E, efendim, Heda yanına koruma istemedi," dedi ve,

"Ne güzel," dedi Titus ve sonra duymak istediği şeyleri duymadığını anladığı zaman beline bağladığı ellerini çözdü ve yummuş olduğu gözlerini açarak korumalara baktı,

"Koskoca Heda'yı Skaikru'nun Lideri Wanheda'yla yalnız mı gönderdiniz yani!" Dedi Titus,

İrkilen Korumalar,
"Yanında hiçkimseyi istemedi, efendim." Dedi.

"Gizlice takip etmeliydiniz, Heda'yı düşman topraklarında tek başına bırakmış olamazsınız!" Dedi ve sinirle taht odasından çıktı.

"Beni takip edin ve savaşçıları toplayın," dedi Titus,

"Nereye efendim?"

"Heda'yı bulmaya," dedi Titus ve hazırlanmaya gitti.

***

Çoktan kararmış olan gökyüzü ve sonbaharın gelmesiyle birlikte soğuyan havadan dolayı Clarke neredeyse yirmi dakikadan beridir ateş yakmaya çalışıyordu. ARK'ta böyle dersler verirlerken dinlemediği için çok pişmandı. Çünkü onlar için Dünya'ya insan oğlunun inip tekrardan yaşayabilmesi halen enteresan geliyordu.

Why didn't say it?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin