Mirasçılar

Bölüm|14"Yazık Kafana.."

          "Bence artık sen de herkes gibisin."              

-Nazım Hikmet

Multimedia; Miray ve Meriç

Bölüm Şarkısı; Duman - Helal olsun

☆

Arabamı gece kulübünün tam önünde durdurup çantamı alıp arabadan indim. Vale hemen gelirken anahtarı uzattım. Saçlarımı düzeltip telefonumu çantamdan çıkarttım. Meriç'in ismini bulup kulağıma götürdüm. 2 kez çaldıktan sonra açmıştı.

'Efendim Miray?' dedi gürültülü bir yerdeydi tabi bunu zaten hepimiz biliyorduk.

'Neredesin tam olarak? Geldim ben.' dedim kapıya doğru ilerlerken.

'Geliyorum.' deyip kapatmıştı telefonu.

"İsminiz ve yaşınız küçük hanım?" dedi 2 kaslı adamdan birisi. Tam konuşacağım sıra yandan bir ses geldi. "Miray? Siz salak mısınız? kime isim ve yaş sorduğunuza bakın." dedi Esmer uzun boylu çocuk. Adamlar hemen geri çekilip özür dilediler. Bizim cemiyet camiasından 'Nolyes Group'un sahibi Tamer amcanın oğluydu. "Ah Tolga nasılsın? Uzun zaman oldu görüşmeyeli." Dedim hafif yapmacık bir tavırla. Ellerini saçlarından geçirdi. "İyilik ya ne olsun. Sen kiminle geldin? Tek misin? Bize katıl istersen? Çok güzelleşmişsin ya!" dedi. Bi yavaş be! Tek tek sor amına koyim.

İçeriye ilerlerken Ortamın sesi artmıştı ve kalabalıklar artmaya başlamıştı. "Teşekkür ederim. Arkadaşım geliyor." dedim İleriden gelen Meriç'i göstererek. Gözlerini açarak baktı. "Hassiktir Meriç Barlas mı lan o?" dedi inanmıyormuşcasına gözlerini sıkıca kapatıp tekrar açtı. "Harbiden o! Hep yakışıklılığını şişirilmiş bir balon sanırdım. Yanılmışım." dedi bana dönerek. Bizim cemiyetten kişiler yavaş yavaş bize dönmeye başlamıştı.

Meriç yanımıza ulaştığında kısa bir selamlaşma yaşadık. "Şey Miray bizi tanıştırsana Meriç ile. Okulda görmüştüm ama yanına gelememiştim." büyük gözlerini açmış Meriç'e bakıyordu. "Ah Meriç Barlas'ı tanımayan yok zaten. Bu Nolyes Group'un varisi Tolga Arıcı." Meriç elini uzattığında Tolga hızla elini sıktı. "Tanıştığıma memnun oldum. Çok yakışıklıymışsın!" dedi heyecanla bağırarak. Meriç teşekkür ettikten sonra hafifçe belimden ittirdi. "Gel bakalım. Locaya çıkalım hırçın kanarya." dedi bağırarak. Müzik sesi çok volümlüydü. Üst kata doğru çıkıyorduk. Canlı müzikte oradaydı zaten. Meriç 2-3 kişilik bir locaya oturduğunda bende onun yanına oturdum.

Meriç yavaşça bana döndü. "Eh haklı olma ihtimalleri varmış biraz." Havalı bir şekilde dönüp Meriç'e baktım. Dudağının sağ tarafında siyah bir piercing vardı. "Yeni mi yaptırdın?" hoş duruyordu. Başını salladı. "Uzun zamandır var. Can ile beraber yaptırmıştık. Buraya geldiğimizde çıkartmıştık bir süre." Başımı sallayıp elimle garsonu çağırdım.

Hızla yanımıza doğru ilerledi. Neredeyse koşacaktı. "Hoş geldiniz Miray hanım, Meriç bey ne alırdınız?" dedi heyecanla.

"Ben bir viski alayım." dedim. "Aynısından." dedi.

"Eee şu hisse mevzusu nedir? Babam niye silah verdi bana?" dedim merakla. Derin bir nefes aldı. "Ne kadar zengin olduğumuzu biliyorsun Miray. Her zaman böyle tehditler vardı bizim için. Ama bu sefer ki farklı. Zararlı adamlar. Çok zararlı. Öldürmekten, işkence etmekten hiç çekinmezler." dedi büyük bir ciddiyetle. Gözlerimi devirdim. "Benim için pek zararlı değil. Eğer onlar beni veya etrafımda ki insanları öldürmeye niyetlilerse bende öldürmekten pek çekinmem." dedim alayla. Söylediklerim doğruydu. Asla çekinmezdim eğer sevdiklerime zarar verirlerse bunun misli zararını görürlerdi. "Saçmalama Miray." dedi Meriç.