'Hayat dediğin geçip gidiyor cancağızım,
Yaş dediğin durmuyor yerinde,
Diş dediğin emanet,
Saç dediğin karlar yağdı,
Başım özler omzunu,
Hayat dediğin bitiyor cancağızım,
Beklemiyor her şey tam olsun,
Duraklamaları oynatmıyor,
Bitti mi bitiyor,
Ve bir akşam üstü yorulabiliyor insan,
Vazgeçiyor ummaktan,
Hayatın provası yok cancağızım,
Yaşadıysak, yaşadık... Farkında mısın?'Multimedia;Ediz
Bölüm şarkısı; ТАЙПАН & Agunda - Луна не знает пути
⏭⏮
☆
Herkes birbiriyle sohbet ederken oturduğum yerden kalktım ve üst terasa çıktım. Çantamdan sigara kutumu çıkartıp ince parmaklarımla bi tane sigara çekip dudaklarıma yerleştirdim. Bordo zippomla alevlendirdim.
İçime derin derin nefesler çekip burnumdan havaya karıştırdım. Yanımda bi hareketlilik hissedince yan tarafa döndüm, Meriçti. Kalçasını demire dayayıp bana döndü.
"Selam." mimik kıpırdatmadım. "Selam."
Tanımadığım insanlara soğuk davranırdım, Meriçi henüz tanımıyordum. Evet küçükken çok yakındık ama o küçük Meriç olduğunu nereden bilebilirdim? Onu tamamen tanıyana kadar mesafeli davranacaktım.Cebinden sigara paketini çıkartıp, bir dal sigara aldı. Dudaklarının arasına sıkıştırıp alevlendirdi. Her hareketi gerçekten ihtişamlıydı.
"Bana tekrar alışsan iyi olur koca göz." bakışlarımı ona çevirdim, Mavi gözleri büyüleyiciydi. "Alışmamam için hiç bir sebep yok." dudaklarını içe doğru büküp kaşlarını kaldırarak başını salladı. "Benden rahatsız oluyor gibisin."
"Bilmem bende bilmiyorum rahatsız olup olmadığımı. Zaman gösterir." dedim
Dudaklarını içe büktü ve başını salladı. "Belki o sıra götürülmek zorunda olmasaydım şuan sevgiliydik." Dedi ciddiyetle.
"Ama götürülmek zorunda kaldın." Dedim hafiçe ona dönerek. "Ve sebebini hiç bilmiyorum."
"Bir gün anlatırım."
Başımı sallayıp biten sigaramı söndürüp yanımdaki çöpe attım, arkama bakmadan ilerledim.
Aşağı inip masaya tekrar döndüm, herkes vedalaşıyordu. Zümrüt teyzeye, Kenan amcaya ve Selin ablaya sarıldım.
Meriç'e bakmadan kendi arabama ilerledim. Arabayı çalıştırıp eve doğru sürdüm.
☆☆
Gözlerimi içeri sızan güneşin ışığıyla yavaş yavaş açtım. Yanımda bulunan komodinden son model telefonumu aldım. Saat 8 di. biraz sosyal medyada dolaşıp telefonu yatağa fırlattım. Ayaklarımı sallandırıp kendime gelmeyi bekledim.
Kalkıp lavaboya gittim günlük rutin işlerimi halledip odama döndüm, siyah geceliklerimden kurtulup okul formamı üzerime geçirip makyaj masama oturdum.
Sadece kirpiklerime rimel geçip, toprak tonlarında bir ruj sürdüm. Saçlarımı düzleştirdim.
Çantama 2 defter, kalemlik, sürdüğüm ruju sigara paketimi ve kulaklığımı atıp ayakkabı dolabıma yöneldim, sarı balenciagalarımı alıp ayağıma geçirdim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mirasçılar
Genç Kız EdebiyatıHayatta her zaman istediği yerine getirilen, parasıyla her şeyi alabileceğini düşünen, zenginliği ve güzelliği ile dile getirilen bir kızdı Miray Güney. Asla kolay biri olmamakla beraber şımarıktı da. Çoğu zaman dışarıdaki insalara karşı şımarık ve...