╭──╯ . . . . .🍂🐈 . . . . . ╰──╮
Odasında, pencerenin kenarındaki sallanan sandalyede oturmuş kitap okuyan Hermione Granger, kitabına o kadar çok dalmıştı ki annesinin aşağıdan seslenmesiyle yerinden sıçradı.
Kitabının arasına ayracını koyup sandalyesinden kalktı. Odasının kapısına gidip annesine seslendi.
"BANA MI SESLENDİN ANNE?"
"HERMIONE, ŞU ANDA BİR ARKADAŞIN TELEFONDA SENİ SORUYOR AŞAĞI GEL!"
Hermione hızlı adımlarla aşağı indi. Annesi, Harry ve Ron'u tanıyordu telefondaki her kimse o ikisinden birisi olamazdı. Başka birisiydi.
Salona girdiğinde annesi telefonun başındaydı. Hermione telefonu aldı ve kulağına götürdü.
"Efendim?" dedi.
"Bu Muggle aletlerini kullanmak çok zor ve garip. Sırf senin için kullanmayı öğreniyorum..." dedi telefonun karşısındaki ses.
Hermione telefondaki tanıdık ses üzerine gözleri parladı ve gülümsedi.
"Eve telefon mu aldın yoksa Draco? Annen ve özellikle baban ne tepki verdi merak ediyorum açıkçası!" dedi.
"İletişimi kolaylaştırdığını fark ettiklerinde sıcak baktılar ama fark ettirmediler. Babamı geçen gün telefonu incelerken bile gördüm!"
"Telefon numaramı nereden buldun diye sormayacağım."
"Harry ve Ron çok yardımsever sanırım."
"İşlerine geliyordur kesin... Her neyse, sen ne için aramıştın?"
"Bu akşam bir yerlere gidelim mi?"
"Randevu... Gibi bir şey mi?"
"Randevu... Gibi bir şey."
"Tamam olur, nereye gideceğiz?"
"Sen kedi formundayken gittiğimiz restoranı hatırlıyor musun? Bu akşam saat yedide orada buluşalım."
"Pekala akşam yedide orada olacağım. Bu sefer geç kalayım deme, yoksa geç kalmanın acısını çok kötü çıkartırım senden!"
Draco güldü "Orada olacağım. Görüşürüz." dedi ve Hermione ile aynı anda telefonu kapattı.
"Arkadaşın kimdi? Konuşurken baya gülümsedin." dedi Hermione'nin annesi.
"Yeni bir arkadaşım..." diyebildi Hermione.
"Arkadaştan daha fazlası mı?"
Hermione heyecanlandığını hissetti "Evet sanırım öyle." dedi.
"Geçen gün bana anlatırken gülümsediğini kişi mi?"
Hermione "Evet o ve anne çok fazla soru sordun!" dedi ve güldü.
Hermione salondaki saate baktı. Saat öğleden sonra beşti. Hazırlanması için iki saati vardı. Hazırlanma amacıyla odasına doğru yöneldi.
🍂﹌﹌﹌🐈
Londra'nın ara sokaklarından birisinde hiç insan yokken, birden genç bir kadın belirdi. Yüzünde heyecanlı bir gülümseme vardı ve yanakları kızarmıştı. Sokak boyunca yürüdü. Sokağın sonuna geldiğinde karşısında bir restoran çıkmıştı.
"Dejavu görüyor gibi hissediyorum..."
Restorandan içeri girdi. Onca masanın arasından nereye gideceğine emin bir şekilde restoranın köşesindeki bir masaya gitti. Masada sarışın bir adam oturuyordu. Adamın karşısındaki kırmızı deri koltuğa oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Animagus | dramione
FanfictionII. Büyücülük Savaşı'ndan sonra ortalık sakin ve huzurluydu ancak bu huzurun sonsuza kadar süreceğinden şüphelenen kişiler vardı. Her ne kadar Ölüm Yiyenler korkunç günden sonra kendilerine dair hiçbir işaret vermemiş olsalar bile onları her an tekr...