╭──╯ . . . . .🍂🐈 . . . . . ╰──╮
"Milkione..." diye mırıldandı Draco. Yatağının altına baktı. "Nereye gittin seni gidi küçük kedi?" Draco yatağından kalktı ve uykulu gözleriyle odasına göz attı. Milkione hiçbir yerde görünmüyordu. Yine küçük odaya gidebileceğini düşünerek, küçük odaya doğru yaklaştı Draco. Perdeyi kaydırarak açtı, içeri girdi ve ışığı yaktı. "Burada da değilsin..."
Draco küçük odadan çıktı, odasının ortasında durdu ve ellerini beline koydu. "Rexy!"
Rexy, odanın ortasına Buharlaştı. "Draco Malfoy Efendim?"
"Milkione nerede?"
"Bilmiyorum efendim. İsterseniz, sizin için gidip onu bulabilirim?"
"Ah, evet... İyi olur."
"Hemen, Draco Malfoy Efendim." ev cini tekrar Buharlaşarak odadan gitti.
O sırada Malfoy Malikanesi'ni karış karış gezen Hermione'nin, Draco'nun odasında olanlardan haberi yoktu. Malfoy Malikanesi'nin en alt katına yani zindanlara inmişti. En şüphe çekici yer orasıydı ne de olsa. Zindanlara indiğinde aklında üç yıl önceki anılar canlandı. Bellatrix Lestrange, kendisine yukarıda işkence ederken, Harry ve Ron bu zindanlara gönderilmişti. Burada; Luna, Griphook ve Ollivander ile karşılaşmışlardı. Ardından Dobby gelip onları kurtarmıştı. Tabii tüm bunlar yaşanırken Hermione yarı baygın olduğundan tüm ayrıntıları hatırlayamıyordu.
Zindanlar karanlıktı. Büyü de yapamadığı için etrafı net aydınlık altında göremiyordu. Ancak kedi gözleri kesinlikle bir işe yarıyordu, insan olsa bu kadar iyi göremezdi etrafı şu an. Duvarlara, tavana veya zemine herhangi bir şey saklanmış olabilirdi. Hermione, bir su birikintisine basıp suratını buruşturdu. Patisi ıslanmıştı ve bundan nefret etmişti.
Zindanı iyice taradıktan sonra bir şey olmadığına kanaat getirerek çıkışa doğru gitti.
Tam merdivenlerden yukarı çakacaktı ki arkasında birisinin Buharlaştığını duydu. Olduğu yerde durdu. Yavaşça kafasını çevirdi. Silüetinden bir ev cini olduğu anlaşılıyordu.Dobby?
Hayır, hayır. Dobby ölmüştü. Dobby burada olamazdı. Sadece ani bir his...
Hermione yavaş adımlarla yaklaştı. Karşısındaki ev cini de kendisine yaklaşıyordu. "Miyav."
"Milkione! Draco Malfoy Efendim, sizi arıyordu. Sizi buldum."
O, Dobby değildi.
"Miyav." Rexy, Hermione'nin yanına geldi ve onunla birlikte, Draco'nun odasına Buharlaştı.
Hermione, odaya geldiğinde gerçek bir kedinin yapabileceği gibi kapıya doğru koştu. "Milkione buraya gel!" diye arkasından seslendi Draco. Aynı anda, kapıyı asasıyla çevik bir hareketle kapattı.
Hermione durmak zorunda kalmıştı "Miyav." dedi ve arkasına döndü.
"Tamam Rexy, gidebilirsin." Rexy Buharlaşarak, odada sadece Hermione ve Draco'nun kalmasını sağladı. "Nerelerdeydin bakalım? Sabah uyandım, bir baktım Milkione yok?" Hermione diliyle, dudaklarını yaladı. "Kapıyı nasıl açtığın da meçhul bir soru."
Sabah Hermione odadan çıkarken pencereden, alttaki balkona atlayıp, açık kapıdan içeri girmişti. Bu yüzden kapıyla ilgilenmediği için telaşlanmadı.
Draco, gözlerini pencereye kaydırdı. "Ya da kapıdan çıkmamışsındır? Ne de olsa sabah uyandığımda kapı kapalıydı. Ben dışarı çıktığımda açmıştım, geri geldiğimde ise kapıyı kapatmamıştım ve Rexy seni odaya geri getirdiğinde kapı açıktı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Animagus | dramione
FanficII. Büyücülük Savaşı'ndan sonra ortalık sakin ve huzurluydu ancak bu huzurun sonsuza kadar süreceğinden şüphelenen kişiler vardı. Her ne kadar Ölüm Yiyenler korkunç günden sonra kendilerine dair hiçbir işaret vermemiş olsalar bile onları her an tekr...