╭──╯ . . . . .🍂🐈 . . . . . ╰──╮
Elinde bir piknik sepetiyle Malfoy Malikanesi'nin demir kapısından içeri giren Hermione Granger, kıvırcık saçından bir tutamı kulağının arkasına attı ve eliyle mavi kot eteğini düzeltti. Ardından malikaneye doğru yürümeye devam etti.
Malikanenin kapısına vardığında zili çaldı. Kapı açıldı, önde Rexy arkasında da Narcissa Malfoy belirdi.
"Hermione bu ne sürpriz böyle!" dedi Narcissa.
"Merhaba Bayan Malfoy, nasılsınız?"
"İyiyim teşekkür ederim. Draco için mi gelmiştin?"
"Evet. O evde mi?"
Narcissa "Evet en son evin içinde gezinirken görmüştüm evde olmalı yani." dedi ve yanındaki ev cinine döndü. "Rexy, Draco'yu çağır."
Rexy "şak" sesi çıkararak anında Buharlaştı.
Narcissa, Hermione'nin elindeki sepete bakıp "Bir planınız mı vardı?" dedi.
"Aslında hayır. Draco'nun haberi yoktu. Ona sürpriz yapacaktım. Pikniğe götürecektim."
"Anladım... Nereye götürecektin? Buranın çok yakınlarında piknik için çok güzel küçük bir göl var. Eğer aklında bir yer yoksa Draco'yu oraya götürebilirsin. Küçüklüğünden beri orayı çok sever. En son kedisiyle gitmişti..."
Hermione hiçbir şey çaktırmadan "Draco'nun kedisi mi vardı?" diye sordu.
"Evet çok güzel bir kedisi vardı ancak kayboldu."
"Eminim Draco çok üzülmüştür..."
"Yani evet öyle oldu."
Narcissa ve Hermione'nin sohbeti arkalarında beliren sarışın büyücü ile bölündü.
"Ne hakkında konuşuyorsunuz?" dedi Draco.
Narcissa arkasını dönüp Draco'ya baktı ve "Milkione'dan bahsediyordum, Hermione'ye." dedi.
"Aaa ben zaten bahsetmiştim Hermione'ye."
Narcissa şüpheyle gözlerini kıstı "Ama Hermione az önce yeni öğrendi bunu?"
Draco elini ensesine götürüp gülmeye başladı "Evet evet doğru. Karıştırmışım, Astoria'ya bahsetmiştim ben." dedi.
"Astoria kedini zaten görmüştü Draco?"
"Kaybolduğundan bahsetmiştim!"
Narcissa kafasını iki yana sallayıp "Ah her neyse... Ben sizi yalnız bırakayım. Görüşürüz Hermione!" diyerek içeri girdi.
"Ucuz yırttık..." dedi Draco.
"Öyle oldu."
Draco elini Hermione'nin omzuna koydu ve "Sen neden gelmiştin?" dedi.
Hermione elindeki sepeti Draco'nun yüz hizasında kaldırıp "Hadi piknik yapalım!" dedi.
"Nerede?"
"Tabii ki ben kediyken gittiğimiz gölde. Oraya bir daha gitmek için kendime söz vermiştim."
"Olur gidelim. Sen her şeyi hazırladın mı? Lazım olan bir şey var mı?"
"Hayır her şey hazır. Sadece sen lazımsın."
Draco güldü ve "O zaman ihtiyacın olan şeyi aldın." deyip Hermione'nin elini tuttu.
Birlikte malikanenin sınırından çıktılar.
"Nasıl bir yer olduğunu hatırlıyor musun? Hatırlamıyorsun ben hallederim." dedi Draco.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Animagus | dramione
FanfictionII. Büyücülük Savaşı'ndan sonra ortalık sakin ve huzurluydu ancak bu huzurun sonsuza kadar süreceğinden şüphelenen kişiler vardı. Her ne kadar Ölüm Yiyenler korkunç günden sonra kendilerine dair hiçbir işaret vermemiş olsalar bile onları her an tekr...