|20| Kedi ve Draco Malfoy

1.6K 142 91
                                    

╭──╯ . . . . .👱🏻🐈 . . . . . ╰──╮



Hermione Granger bugünün normal günlerden farklı olduğunu biliyordu. Çünkü bugün özel ve önemli bir gündü.

Sihir Bakanlığı'nda odasında bir işle çok meşguldü. Ama bu resmî işler değildi. Daha çok dışarıdan bakılınca sanat işi gibiydi. Bir elinde kırmızı, pürüzsüz, küçük bir taş vardı diğer elinde ise kesici bir alet vardı. Bütün dikkatini taşta küçük bir delik açmaya vermişti. Arada bir kafasını kaldırıp odasının duvarında asılı olan saate bakıyordu.

Gergin olan yüzü gevşeyip gülümsediğinde taşta delik açtığı anlaşılabilirdi. Oturduğu sandalyesinden kalkıp askılıktan çantasını aldı ve odadan çıktı. Sihir Bakanlığı'nın yoğun sesi kulaklarına doldu. Bir koridora sapıp ilerledi. Nihayet siyah renkte bir kapının önüne gelmişti ki durdu. Kapının üstünde; Seherbaz Harry Potter yazıyordu.

Kapıyı çalmadan içeri girdi. İçeride kafasını masaya koymuş uyuklayan Harry'i görünce yanına gitti ve kafasını Harry'e doğru eğip ellerini göğsünde birleştirdi.

"HARRY POTTER YAPMAN GEREKEN İŞLER VARKEN UYUKLUYOR MUSUN SEN?" diye bağırdı Hermione.

Harry yerinde sıçradı. Gözlükleri gözünde olmadığı için karşısındaki Hermione'ye gözlerini kısarak baktı.

"Hermione neden beni hep böyle korkutmak zorundasın? Ayrıca ne işi? İşlerimi bitirdim sadece gözlerimi dinlendiriyordum."

"Pekala iş konusunda sallamış olabilirim. Ama saate bak. Akşam yedi oldu bile. Mesai bitti burada uyuyakalmak mı istiyorsun yoksa?"

Harry gözlüklerini takıp, sandalyesinden kalkarken "Hayır istemiyorum. Hadi eve gidelim." dedi.

Hermione, Harry ile birlikte odadan çıkarken "Aslında ben Draco'ya gideceğim. Sen Ron ile git. Ron demişken o nerede?" dedi.

"Ron eve gitmiştir bile kesin. Sabahtan beri bana bu akşam Molly'nin çok güzel yemekler yapacağını anlatıp durdu."

"Sen neden onlara gitmiyorsun?"

"Zaten onlara gidiyorum. Ben sen de gelirsin sanmıştım. Ama bizi ektin. Hem de sevgilin için. Aslında daha da kötüsü Draco için."

Hermione gülerek Harry'nin koluna vurdu.

Sihir Bakanlığı'ndan çıktıklarında Hermione "Pekala o zaman sonra görüşürüz." dedi.

Harry, Hermione'ye gülümseyip el salladı. Ardından Buharlaştı. Hermione de, Harry'nin Buharlaşması üzerine Buharlaştı.

Heybetli bir yapı olan Malfoy Malikanesi şimdi karşısında duruyordu. Kot pantolonun cebindeki, bugün delmeye uğraştığı taşın hâlâ orada olup olmadığını kontrol etti. Orada olduğunu anladığında kafasını kaldırıp tekrar malikaneye baktı. Hiç ışık yanmıyordu.

İleriye doğru bir adım atacakken kediye dönüştü. Görevinden beri kediye dönüşmemişti. Kendisini kısa bir anlığına garip hissetmişti.

Hızlı adımlarla malikanenin demir kapısına ulaştı. Demirlerin arasından sıyrılarak içeri girdi. Adımları malikanenin kapısına doğru değildi. Malikanenin arkasında doğruydu. Nereye gideceğine daha önceden karar vermiş olduğu her halinden belliydi.

Kafasını kaldırıp koca yapıya baktı. Yukarıda bir pencere açıktı ve ışık yanıyordu. Pencereyi görebilen bir çalının yanına oturdu. Gözlerini ışığı yanan pencereye dikmişti. Bir saniye bile ayırmıyordu gözlerini oradan. Aniden burnuna gelen bir koku ile gülümsedi. Tabii kedi formundayken ne kadar gülümseyebilirse. Burnuyla havayı koklayarak, başını yukarı açık pencereye doğru kaldırdı.

Animagus | dramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin