10.Bölüm

523 35 63
                                    

JUNGKOOK'TAN

Şaşkınca telefona bakarken, heyecandan nefesim kesilmiş, idrak yetimi kaybetmiştim.

- Ay hocam. İyi misiniz?

Dudaklarım yukarı kıvrılırken gözümden yaşlar düştü.

- Uyandı.

Başımı kaldırıp, Soobin'in güler yüzüne baktı.

- Uyandı.

Telefonu kapatıp, Soobin'in saçlarını karıştırdım. Ardından koşarak aşağı indim. Namjoon hyungun kapısını çalmadan içeri daldığımda, Hoseok hyungunda burada olduğunu gördüm.

- Jungkook ne ol...

- Eun uyanmış. Hyung. Gitmem lazım. Uyanmış hyung. Lütfen.

İkiside güldüğünde tebessüm ettim. Heyecandan hızlı hızlı nefes alıyordum.

- Git. Hadi koş!

Gülerek kapıyı kapatıp, bahçeye indim. Koşarak arabama binip, hızla gaza bastım.

Beni bırakmamıştı. Bizi bırakmamıştı. Yine yanımdaydı. Hayallerimizi gerçekleştirmek için yanımdaydı...

(Kızımız geri döndüü)

EUN Mİ'DEN

Gözlerim yavaşça açılırken ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. En son ameliyata giriyordum. Sonra? Dur.

Ben yaşıyor muydum?

- Bayan Park. İyi misiniz?

Gözüm ışığa alıştığında bir şeyleri idrak etmeye çalıştım. Ne oldu bana ya?

- İyiyim de. Ne oldu?

- Dört yıldır hepimizi kendine hasret bıraktın güzelim.

Bakışlarım yan tarafımda yeni gördüğüm abime kaydığında dediklerini anlamaya çalıştım.

- Ne?

- Dört yıldır bitkisel hayattaydınız Bayan Park.

Peki ya Jungkook? Yeni bir hayat kurup mutlu olmuş muydu?

Şaşkınca baktığımda abim hızla sarıldı.

- Çok özledim seni. Çok özledim.

Tebessüm edip, serum olmayan kolumu ona sardım.

- Kontrolleri yaptım. Bir sıkıntı yok. Siz biraz hasret giderin. Geçmiş olsun.

- Sağolun.

Doktor odadan çıktığında abim telefonunu çıkardı.

- Şu tavşan sevgiline haber verelim.

- O. Kendine yeni bir hayat kurmadı mı?

Gülerek bana baktı.

- Her gün yanına gelip, seninle sohbet etti. Senden vazgeçeceğini mi sandın?

Gözlerim yavaşça dolduğunda bakışlarımı başka yere çektim.

Üzülmüştü bunca zaman. Üzmüştü kendini. Bir kez olsun beni dinleyemez miydi?

- İyi misin abicim? Bir şey ister misin? Aç mısın? Sorumu bu da? Açsın tabi. Yemek isteyeyim.

- Abi sakin ol. Şuan yemek istemiyorum.

Başını sallayıp yanıma oturdu. Ardından kollarını sıkıca sardı bedenime.

O duyduklarım rüya değil miydi? Jungkook'un her gün yanıma gelmesi. Giderken alnımdan öpmesi. Her şeyi benimle paylaşması. Bunlar cidden rüya değil miydi?

Abimle uzun süre öyle kalmışken kapı açılmış, içeri korkakça girmişti. Beni gördüğünde abim geri çekilmişti. O ise gözünden düşen yaşlarla hızla yanıma gelip, sıkıca sarıldı. Başını boynuma gömüp ağlamaya başladı.

- Çok özledim. Çok özledim seni.

Abim gülümseyerek odadan çıktığında daha sıkı sarıldı.

- Jungkook. Ağlama.

- Teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Beni bırakmadığın için teşekkür ederim.

Serum olmayan kolumu ona doladım.

- Buradayım. Ağlama.

Başını çok hafifçe kaldırıp, çeneme bir öpücük kondurdu. Ardından kendini geri çekip, gözlerini sildi.

- Uykun var mı? Canın yanar oturma. Uzan hadi.

- Jungkook. İlk olarak uykum yok, dört yıldır uyuyorum. İkimcisi canım yanmıyor, yansa zaten böyle duramam.

Başını sallayıp, dudaklarını birbirine bastırdı. Dolan gözleriyle bana bakmaya baladığında kendini sıktığını anladım.

- Ağlayacak mısın?

Başını olumlu anlamda salladığında güldüm.

- Ağlama ama.

Omuz silktiğinde kollarımı açtım güçsüzce.

- İyi o zaman. Gel birlikte ağlayalım.

SEO HYUN'DAN

Derse girdiğimizde yerime oturdum. Soobin gülerek sınıfa girdiğinde bunun sebebini açıkçası merak etmiştim. Dersin çoktan başlaması lazımdı. Ama Bay Jeon hala yoktu. Neredeydi bu adam? Daha sabah nöbetçiydi.

Kapı açıldığında heyecanla o tarafa baktım. Ama gelen Bay Jung'du. Heyecanım aynı hızla sönerken selam verdik.

- Hocam! Bay Jeon tenefüste buradaydı. Nereye gitti?

Sorduğum soruyla gülümsediği sırada Soobin gülerek ellerini çırptı.

- Eun Mi unnie uyanmış hocam! Ay çok mutluyum!

Başımdan aşağı kaynar su dökülmüştü. Uyanmış mıydı?

- Evet. Eun Mi uyandığı için öğretmeniniz gitti arkadaşlar. Yarın kaldığınız yerden devam edeceksiniz. Şimdi test kitaplarınızı açın ve soru çözün. Ya da konulara çalışın. Hadi bakalım.

Test kitabımı açıp, elimi yüzümün gözükmeyeceği bir şekilde alnıma dayadım.

Uyanmıştı. Ve Jungkook şimdi onunla birlikteydi. Sarılmış mıdır ona? Elini tutmuş mudur? Bana yapmadıklarını yapmış mıdır ona? Neden beni hiç sevmemişti? İlk geldiğimde harikaydı aramız. Sonra neden böyle olmuştu?

- Efendim Jungkook?

Bay Jung'un konuşmasıyla onu dinlemeye başladım.

- Ciddi misin? Bu çok güzel. Ne zaman çıkacaksınız?

Hastaneden çıkacaktılar. Peki. O kızı buraya getirir miydi?

- Anladım. O zaman akşam görüşürüz. Geçmiş olsunlarımı ilet.

Uyanmıştı. Ve işler daha da imkansız bir hal almaya başlamıştı...

*****************

He he aynen kanka ondan.

- Nasılsınız?

- Bölüm nasıldı?

Kızımız geri döndü.

Umarım beğenirsiniz. Görüşürüz...

İyi uykular...💜🐰👋

My Teacher Bay Jeon2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin