FİNAL

546 30 104
                                    

JUNGKOOK'TAN

Çalan alarmla gözlerimi açtığımda, direkt olarak bakış açıma girdi melek yüzü. Gülümseyip, alarmı kapattım. Ardından tekrar meleğime döndüm.Çok şirin duruyordu ama!

Isırsa mıydım?

Yavaşça yanağını ısırıp, ardından ısırdığım yeri öptüm. Gözleri yavaşça açıldığında gülümsedim. Yanağını ovuşturup bana baktı.

- Günaydın.

Tekrar yanağından öpüp, sıkıca sarıldım. Başımı boynuna gömüp gözlerimi kapattım. O da kollarını bana doladığında gülümsedim.

Huzurluydum...

- Günaydın.

Kısık sesini duyunca başımı kaldırdım. Son zamanlarda fazla kusuyordu. Ve endişeleniyordum.

- Şirkete gidecek misin?

Başını salladığında somurttum. Geç gelecekti yine.

- Bugün ge...

- Geç gelebilirsin. Biliyorum.

Trip atar gibi yataktan kalkıp, banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp, kuruladıktan sonra odaya geri gittim. O da kalkmıştı. Benim için kıyafet çıkarıp, banyoya adımladı.

- Hırkanın üstüne montunu giyin. Hava soğuk.

Diyip, banyoya girdiğinde gülümsedim. Beni düşünmesi hoşuma gidiyordu. Verdiklerini giyinip, telefonumu aldım. O da banyodan çıkıp, dolabı açtı. Pantolon ve kazak çıkarıp, kapakları kapattığında kaşlarımı çattım.

- Ne yapıyorsun?

Anlamazca baktığında dolaptan hırka çıkarıp, yüzüne attım.

- Bana diyorsun birde.

Göz devirip odadan çıktım ve aşağı indim. Kahvaltıyı hazırlamaya başladım.

Evliliğimizin beşinci ayına girecektik. Ama gel gör ki hanımefendinin yüzünü bile zor görüyorduk. İhale dönemindeydiler ve fazla çalışıyordu. Eve geç geliyor. Hatta bazen sabaha kadar çalışma odasından çıkmıyordu. Ben bile ihale döneminde bu kadar çalışmıyordum.

Özlüyordum onu ama o sadece geldiğinde sarılıp, hemen uyuyordu. Ya da dediğim gibi çalışıyordu. Ve bu benim canımı sıkıyordu. Her sabah 'geç gelebilirim' demesinden bıkmıştım.

Her şey hallolmuşken bu çıkmıştı kafama!

Cidden bunun dışında her şey düzelmişti. Seo Hyun, Taehyung sayesinde Eun woo'yla tanışmış, ikiside birbirini sevmiş ve sevgili olmuşlardı. Jimin eski haline geri dönmüş, etrafa mutluluk saçıyordu ve sanırım artık bir sevdiceği vardı. Baekhyun ve Haneul bu yaz evleneceklerdi. Yoongi'de kendine göre birini bulmuştu. Dragon ise 'saplık iyidir' demiş ve yeni gelen bir dövüş hocasının peşine takılmıştı. Ve hala onunla sevgili olma çabalarındaydı. Suho ise doktor olmuş, kız arkadaşıyla birlikte yakın zamanda buraya geleceklerini söylemişti.

Her şey mükemmelken Eun birden manyak gibi çalışmaya başlamıştı. Ve bu onu özlememden başka bir işe yaramıyordu.

Sofrayı tamamladığımda o da aşağı indi. Sofradaki yerlerimizi alıp, yemeğimizi yemeye başladık. Yüzüne bile bakmıyordum. Bakmayacaktım işte.

- Jungkook.

- Ne?

Derin bir nefes verme sesinden sonra yanımda hareketlilik hissettim.

- Yapma böyle. Bende seninle vakit geçirmek istiyorum. Ama yapacak bir şeyim yok.

Bakışlarımı ona çevirdiğimde beklentiyle bakıyordu. Bense omuzlarımı silkip, kollarımı göğüsümde bağladım. Arkama yaslanıp, dudaklarımı hafifçe büzdüm.

- Aish. Cidden. Çocuğa benziyorsun Jungkook.

Tekrar omuz silktiğimde gülerek, yanağımdan öpüp, sarıldı.

- Özür dilerim. Ama ne yapayım, iş bu.

Kollarımı bende ona dolayıp, saçlarından öptüm.

- Affettim. Hadi ye yemeğini. Geç kalacağız.

Geri çekilip, yerine oturdu. O yemeğini yemeye başlayınca sinirle göz devirdim.

- Ne zaman bitecek şu ihale saçmalığı?

Sırıtarak arkasına yaslandı.

- Yarın.

Gözlerimi büyültüp ona baktım.

- Ve benim bundan şimdi haberim oluyor.

- Gerizekalı. Sözümü kesmeseydin söyleyecektim.

Tamam. Burada haklıydı. Ayağa kalkıp, masayı toplamaya başladığında yardım ettim.

- Gidelim mi? Hazır mısın?

Başını salladığında birlikte evden çıktık. O arabasıyla hızla uzaklaştığında göz devirdim. İnsan bir görüşürüz derdi.

~~~~~~~~~~

Okula geldiğimde arabadan inip odama çıktım. Kapıyı kapatıp montumu askılığa astım. Yerime oturduğumda masamın üstündeki orta boy kutu dikkatimi çekti.

Neydi bu şimdi?

Kapağını açtığımda en sevdiğim atırştırmalıklar ve üzerlerine koyulan notu gördüm. Notu elime alıp, okudum.

Biliyorum, çok ihmal ettim seni. Özür dilerim. Bunlar ve aralarındaki gizli şey sana ödülüm olsun. İyi dersler...
                                                        Eun Mi

Kağıdı kenara koyup, atıştırmalıkları hızla çıkardım. Bu.

Hamilelik testi değil miydi?

Çift çizgi?

Bunun anlamı neydi?

Ben baba mı oluyordum?

Hızla telefonu alıp Eun'u aradım. Birkaç saniye sonra açtığında güldüğünü duydum.

- Haberi aldın bakıyorum.

Dediğini takmadan sorumu sordum.

- Hamile misin?

- Evet.

Gülmemle eş zamanlı olarak gözümden yaşlar düşüyordu.

- Ne kadardır?

- Bir aylık.

- Sen ciddi misin?

- Evet Jungkook. Küçük bir çocuğun olacak.

Gülerek ayağa kalktım.

- Eun. Ben. Ne diyeceğimi bilmiyorum.

- Sevin. Sadece mutlu ol.

Güldüm.

- Sizi seviyorum. Öğrenci.

Güldü.

- Biliyorum hocam.

**********************

Hocan oldu kocan. Boş yapma😂

Finalimizi yaptık.

- Nasılsınız?

- Final nasıldı?

- Neler hissediyorsunuz?

Şahsen hissetmiyorum. İlk göz ağrımın ikincisine de final yaptım.

Her neyse. Umarım beğenirsiniz. Ve umarım okurken sıkılmamışsınızdır. Hepinize topluca teşekkür ederek.

My Hope JJK'ye geçiş yapıyorum. Hepinize tekrar teşekkürler💜🙏

Son kez.

Hoşçakalın...🐰👋💜

My Teacher Bay Jeon2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin