twenty five (final)

2.3K 153 31
                                    

"Bu insanlar neden bu kadar gerizekalı?"

Yoongi söylene söylene yerinden kalkmış ve takım elbisesinin ceketini giyerek, odadan çıkmıştı.
Bugün Jin ile Namjoon nişanlanacaktı ve sanki istediği hiçbir şey yerinde gitmiyormuş gibi hissediyordu.

En yakın arkadaşlarının en mutlu nişanı yapmalarını istiyor ve bu yüzden bütün sorunlarla kendisi uğraşıyordu.
Jimin ise sevgilisinin, sinirliyken ne kadar seksi göründüğünü düşünüyor ve kendini, onu izlemekten alıkoyamıyordu.

Yoongi'nin sinirle çıktığını görünce, o da yerinden kalkmış ve arkasından gitmişti.
Kolundan tutup, durdurduğunda, büyük olanın sinirli yüz ifadesi ile yine karşılaşmıştı.

"Sevgilim, nereye gidiyorsun?"

Derin nefes alıp, sorusunu yanıtlamıştı.
"Mekanda bir aksilik çıkmış, ona bakmaya gideceğim."

Jimin güzelce gülümsemiş ve Yoongi'nin dibine kadar girmişti. Kollarını boynuna sarıp, yanağına bir öpücük kondurmuştu.
Büyük olan ise sinirinin azaldığını hissedip, küçüğünün güzel beline kollarını koymuştu.

"Takım elbisenin içinde çok ateşli gözüktüğünü biliyorsun, değil mi?"

Jimin'in konuşmasını duyan Yoongi ise hafifçe gülmüş ve konuşmuştu.
"Ateşli olmamın sebebi, yanımda sen olman."

"Sinirli olman seni ne kadar seksi yapsa da sinirli olmanı sevmiyorum. Aksilik her zaman çıkabilir, hiçbir şey mükemmel olamaz."

"Sen hariç, güzelim. Sen kesinlikle kusursuzsun."

Küçüğünün kıkırtısını duyduğunda gerçekten sinirinin tuzla buz olduğunu hissetmişti.
Ardından telefonu çaldığında, elini cebine atıp cevaplamıştı.

"Bay Min, mekan sorununu hallettik. Her şey hazır, sizi bekliyoruz."

"Bunu duyunca ne kadar rahat ettiğimi tahmin bile edemezsiniz. Biz yarım saat içinde geliriz."

Jimin'in elinden tutup, evden çıktı. Hemen arabaya bindiler ve nişanlanacak olan çifti aldılar. Yanında taekook çifti ile.

Konuma bakarak araba süren Yoongi'ye konuşmuştu, Jeongguk.
"Hyung, doğru yolda olduğumuza emin misin?"

Herkesi bu sözlerden sonra bir endişe sarsa da, Namjoon konuştuğunda herkes tekrardan yatışmıştı.

"Sakin olun, sanki nişanlanacak olan sizsiniz. Ben ve Seokjin çok rahatız zaten."

Cam kenarında olan Jimin ise birden dışarıda gördüğü tanıdık plaka ile bağırmıştı.

"Yoongi aracı sağa çeksene."

Büyük olan ise acele bir şekilde kenara çekmişti arabayı.
Küçük olan arabadan çıktığında, diğerleri de onu takip etmişti.

"Hoseok hyung!" Demiş ve koşarak yanına gitmişti, Jimin.

Jeongguk da gördüğü kişi ile o da koşmuştu.
Hoseok ise gördüğü kişilerle, gözleri dolarken Seokjin konuşmuştu.

"Arabanızın hâli ne böyle? Bu şekilde nişanıma geç kalırsınız, gelin bizim araca. Sıkışırız ama olsun."

Yugyeom ise üzüntülü bir şekilde cevap vermişti.
"Aracımız arıza yaptı ve biz durmak zorunda kaldık."

"Tanrım, bu senin sevgilin mi yoksa?" Diyerek çığlık attı, Jimin.

"Hayır o benim eşim. Bende size bunu söyleyecektim. Biz Yugyeom ile evlendik."

Hoseok sevinçle anlatırken, Jeongguk fenalık geçiriyormuş gibi bir hareket yapıp, kendini Taehyung'un kollarına atmıştı.

"Nişanına geç kalan insanlar olarak tarihe geçeceğiz."

Namjoon'un sözlerinden sonra herkes Yoongi'nin arabasına binmişti.

Geldikleri yer ise gerçekten çok güzeldi. Ağaçlara zarar vermeden konulan küçük süslemeler ve lambalar oldukça hoş gözüküyordu.

Min Yoongi gerçekten çok iyi düşünmüştü. Namjoon'un kapalı alanlarda çok duramadığını bildiği için açık alan seçmişti.
Ve Seokjin içinde samimi olan bir ortam hazırlamıştı.

Herkes hayranlıkla mekana bakıyordu.
En sonunda içeri girdiklerinde konfetiler patlamış ve oldukça nazik olan masalara geçmişlerdi.

Seokjin ve Namjoon nişanlarını gerçekleştirmiş ve pastalar yenip, kutlama yapılmıştı.

Jeongguk ise nişana gelen Seokjin'in kardeşine dil çıkartıp, onu sinir etmişti.

Jimin de gördüğü Jaebum ve yanındaki yeni tanıştığı kişi olan Youngjae ile konuşuyordu.

Jaebum'un ve Youngjae birbirine gerçekten aşık gibi gözüküyordu.
Konuşmalarını bölen Yoongi, küçüğünün kolundan tutup kaldırmış ve sürüklemişti.

"Jaebum başkasına aşık olsa dahi ona yaklaşma. Hâlâ iyi birisi olduğunu düşünmüyorum." Sinirle konuşmuştu büyük olan.

"Yoongi."

Durmuş ve sürüklediği sevgilisine dönmüştü. Kendisine güzelce baktığını gördüğünde ise içine resmen su serpilmişti.

"Sana aşığım." Demişti Jimin, parlayan gözleri ile.

"Ben de sana aşığım."

"Senden başkası yok ve olmayacak. Lütfen sinirlenip, kendini üzme. Benim kalbim de bedenim de ruhum da hepsi, hepsi sana ait."

"Biliyorsun, Jimin."

"Biliyorum, Yoongi. Seni sadece ben biliyorum."

...

(':

hayır ağlamıyorum asla

real best friends | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin