Bu bölüm birinci kitabın finalidir. İkinci kitap bu bölümden sonra devam edecektir.
Lütfen okurken yorumlarınızı eksik etmeyin.
Keyifle okuyun...
İnstagram: rumeysadoganm
Kitap instagramı: rumeysa.dogan. kitapları
Duyurulardan haberdar olmak için wattpad ve instagram profilimi takip etmeyi unutmayın...
Mücadelemiz büyüktü, geçmişimiz mücadelemize bir pusu kuruyordu. Biz ise o pusuda yaralanıyor, yeniden ayağa kalkıyorduk. Ölüm belki de çok yakındı, biz sadece geleceğimizi seyrediyorduk.
Ben Ayza Giray... Babasını küçükken kaybetmiş hırs dolu bir kızım. Şartlar beni olgunlaştırmış, babam için mücadeleye yönlendirmişti. Dimdik ayaktaydım olanlara karşın. Yılmamıştım, çabalamıştım ve şimdi en büyük zafere doğru ilerliyordum. Yıllarca süren mücadelemin sonucunu birkaç saat sonra alacaktım. Allah'a dayamıştım sırtımı ve zafere ona olan inançlarımla yürümeyi gaye edinmiştim. Allah zalimlere fırsat vermeyecekti biliyordum. Şimdi ise gerekli olan her şeyi Sencer'le başaracaktım.
Önümdeki anahtarı alıp Özmen amcaya uzattım. Defterde yazılanları Özmen amcaya bahsettiğimde Ereğli kırsalındaki sığınağa gitmiştik. Benim bilmediğim bir sığınak vardı ve onu Özmen amca biliyordu. Sığınakta büyük bir mahzen vardı, şaşkınlıkla incelemiştik mahzeni. Bilmediğim dosyalar ve babama ait diskler vardı. Diskleri almamıştım, elimde olursa tehlikeye sokabilirdim onca emeği. Sadece bir adet diski almıştım. Şimdi o diskteki görüntülerde kalmıştı aklım. Her şey habersizce videoya alınmış, Selçuk Bey'in bütün pisliklerine bizzat şahit olmuştum.
"Artık biraz daha umutluyum Özmen amca." Heyecanla söylediğim sözler Özmen amcayı gülümsetti. Başını usulca sallayıp, "Umut her zaman vardı," dedi. İçim içime sığmıyordu. Akşamki patlamayı engelleyebilirsek her şey rayına oturacaktı. Selçuk Bey'i de adalete teslim edecektik.
"O zaman sabah sizi sağ salim evde görmek istiyorum." Sencer'e söylediği sözle Sencer düşünceli bir tavırla, "İnşallah," dedi. Özmen amca bize veda edip çıktı. Sencer'in bu tavrı heyecanıma gölge düşürdü. Özmen amcayı yolcu ettikten sonra tekrar odaya geri geldi. Dolabın başına geçtiğinde yanına gidip, "Bir şey mi oldu?" dedim. Dolaptan kıyafet çıkarıp bana döndü. Gayriihtiyari bir tebessümle, "Olmadı," dedi. Sesindeki tını pek inandırıcı değildi fakat üzerine gitmedim. Üzerini değiştirmek için yanımdan ayrıldı. Ben de üzerime kıyafet ayarlayıp hızla üzerimi değiştirdim. Yine hep giydiğimiz kıyafetlere benzer kıyafet giyip evden çıktık. Çok geçmeden Altan ve birkaç adam yanımıza geldiler. Hepsi siyahlara bürünmüş, kimi ise çelik yelekle kendini korumaya almıştı. Altan ve diğer adamlar arkada yerlerini alınca ben de Sencer'in yanına oturdum.
"Mühimmatlar hazır mı Altan?"
"Hepsi hazır, orada bekliyor." Sencer'in sorusuna gecikmeden cevap verdi Altan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA-I AŞK (Yeniden Yayında)
DuchoweSöyle ona! Davamızın gür sesiyle hak batılı yenecektir. Biz kula secde etmeyiz. Ürpertici bir kıyametin ortasında, etrafı toz dumana katan bir bomba silsilesi... Hüküm yemiş bir hayat... Bir şehrin düşmesi... Ve ölümün ucundaki iki beden... Hayat in...