☄ Bölüm 7: His ☄

3.2K 165 13
                                    

Merhabalar sevgili dostlar.
Yeni bölüm sizlerle...

Biraz geç geldi farkındayım. Ama koronavirüs beni vurdu. Ama atlattım ve buradayım.

İyi okumalar....

- BERCESTE'DEN -

Karargahın bahçesinde oturmuş test sonucunu bekliyordum. Üstünden çok geçmediği için kanda çıkacaktı. O Doruk pisliğine gününü gösterecektim.

Huzursuzca yerimde kıpırdanırken havanın soğukluğu bir kez daha hissettirdi kendini. Sonbaharı tam anlamıyla yaşıyorduk. Karargahın bahçesindeki ağaç yaprakları rüzgara teslim oluyordu. Derin bir nefes aldım. Üstüme giydiğim mont bir nebze sıcak tutsa da kalçama kadardı etkisi. Bankın soğuğu sanki içime işliyordu.Altımdaki pijamamı değiştirmeme izin vermeyen Oğuz'a buradan selamlarımı iletiyorum. Resmen kıçım donuyordu.

İçimdeki yalnızlık hissine gelirsek hiç gitmiyordu. Babamın ölümünün beni bu kadar boşluğa düşüreceğini düşünmezdim hiç. Tamam gururluyum ama bu benim yalnızlığımı geçirmiyordu. O annem denecek kadına başından güvenmemek en iyi yaptığım şeydi. Şu evden çıkarılacağım günde bile yoktu ki bana bundan sonra destek olsun!

Babam gitmeseydi ne olurdu ki? Ya da ben de onunla gitseydim? Sahi uyuşturucudan ölsem ne olurdu ki!

Beni umursamayan annem mi ağlardı peşimden? Yoksa beni doğru dürüst tanımadan evlenme teklifi eden Oğuz mu?

Bu hayatta artık sığınabileceğim bir evim bile kalmamışken ölsem ne olurdu ki?

İçim iyice karamsarlığa giderken artık kendime dur dedim. Derin bir nefes aldım ve nefes vermemle çıkan dumanı izledim. Ben yalnızdım artık. Ve buna alışmam gerekiyordu. Belki de evden çıkmak için son günü beklememeliyim. Ev araştırmaya, iş bulmaya çalışmalıyım. Sonuçta kimse beni sonsuza kadar idare etmez.

Soğuk iyice içime işlerken yanımda bir hareketlik hissettim.

Oğuz.

Neden gelmişti ki!

O büyülü haliyle neden kafamı karıştırıyordu?

Beni ona çeken neydi?

Aramızda olan bu tuhaf şey neydi?

Azıcık rahat olmak istemiştim. Belki de hiçbir şey düşünmeden tek başıma oturmak istemiştim. Ama ne mümkün!

"Burada tek başına oturmuş ne düşünüyorsun?"

Sinirlenmiştim. Hem donduğum için hem tek başıma olduğum için. "Siz erkeklerin ne kadar hıyar olduğunu!"

Şaşıran Oğuz'un yüzünü gördüğümde rahatlamamıştım.

"Şimdi hıyar ne alaka? Ne hıyarlığımı gördün?"

Sinirden güldüm. "Ne hıyarlığı mı söyleyeyim. Benim saf Defnemin başını döndürecek kadar yakışıklısınız. Ve buraya iki kızı getirecek kadar hıyar. He sizin hıyarlığınıza gelirsek Oğuz Bey pijamamı değiştirmeme fırsat vermediğiniz için kıçım donuyor! Daha sayayım mı ister misin?"

"Bir dakika bir dakika! Senin arkadaşın bütün erkeklere laf atıyorsa bundan bizim ne suçumuz oluyor? Kendin gördün laboratuvardaki çocuğa nasıl davrandığını. Sana gelirsek de değiştirmeme sebebini biliyorsun. He hava soğuk olduğu halde burada oturmayı tercih eden de sensin. Bunda bir hıyarlığım yok malesef."

Sinirle soluyup kafamı diğer tarafa çevirdim. Öküzdü. Net.

"Hemen yenilgiyi kabul ettin bakıyorum." Sesinden hafifçe güldüğünü anlıyordum. Gıcık gülümsememle ona dönüp cevabını verdim. "Biz bir savaşta değiliz. Ayrıca yenilgiyi kabul eden birisi varsa o da bana evlenme teklifi eden sensindir."

Yanlış MesajHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin