☄ 13.Bölüm: Sessiz Telefon ☄

1K 60 9
                                    

BERCESTE'DEN

~


Ben burada ne arıyordum?

Uzansam tutup açsam şu önümdeki kapıyı ne olurdu ki?

Kalbim sanki yerinden çıkacaktı. Dış kapının önünde kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum ama bana mısın demiyordu! Derin bir nefes aldım. Heyecanımı üstümden atamayacağımı anladım.

Kapıyla bakışmamı artık bitirmeliydim. Zira altı kişi gelip gitmişti ama ben hala dışarı çıkamıyordum. Kendimi toplayıp dışarı çıkmak için adım atmıştım ki arkamdan gelen sesle olduğum yerde durdum. "Bir saattir neredesin sen?"

Kalbim hızla çarpmaya başlamıştı. Bir yalan bulmalıydım. Hemen!

Benim kararsızlığımı fark etmiş gibi daha çok yanıma yaklaşan Oğuz'a sinir olmuştum. Ne yapayım yani askersen sen! Anlıyorum benim yüzümden ne anladığını!

"Tamam kızdığın şeyi söyle bakalım?" Yarı gülümseyerek sorduğu şeye gözlerimi devirdim. Nereye gittiğimi bal gibi biliyordu. Amacı beni kıstırmaktı! Ama ben yer miyim? Yemem!

"Bir şeye kızmadım. Hem sen neden geldin? Geleceğim dedim ya!" Gülmesi beni daha çok sinirlendirdi. "Oğuzzz!" diye onu uyarsam da devam etti.

Gözlerimi devirip geri yukarı çıkmaya başladım. Anlaşılan bugün de annemin yanına gitme cesaretini kendimde gösteremeyecektim.

Yaklaşık bir haftadır resmen can çekişiyordum. Oğuz'a taşınmıştım ama hala içim içimi yiyordu. Annem her zaman kapıdaydı. Yakınımda olmasına rağmen kendimde onun yanına gidecek cesareti hala bulamamıştım.

He bir de bu Oğuz'a yakalanmalarım var tabi. Bal gibi ne işler karıştırdığımı biliyordu ama beni sıkıştırmaya yer arıyordu.

Evin açık kapısından içeri girip yatak odama yürüdüm. Bugünlük Oğuz'a bu eğlence yeterdi.

Sabah alarmın sesine uyandığımı zannetmiştim ki telefonun ekranında yazan numara dikkatimi çekti. Açıp açmama konusunda kararsız kalsam da merakıma yenik düşüp açtım. "Efendim?"

Karşı taraftan nefes sesi gelirken sapık olduğunu düşünmeye başlamıştım. "Konuşacak mısınız?"

Gelen nefes sesleri sinirimi bozmuştu. "Deli misin kardeşim sabahın köründe arayıp bir şey demiyorsun!"

Odamın kapısı aniden açılınca kulağımdaki telefon elimden kayıp yorganımın üstüne çakıldı. Telefona bağırmama gelen Oğuz'a sert bir bakış attım. "Allah seni ne yapmasın Oğuz!" derken baş parmağımı üst damağıma koyup çektim. Ödümü koparmıştı.

Hızlıca yanıma gelip yorganın üstündeki telefonu aldı ve "Kimsin sen!" diye telefona bağırdı. Gözlerinden sinirli olduğunu anlıyordum. Ela gözlerinde kırmızı şimşekler çıkıyordu adeta. Kulağından telefonu çekerken kısık sesle söylediğini duydum. "Kapatmış piç!"

Kafamda soru işareti bırakırken yorganın içinden çıkıp Oğuz'un karşısına dikildim. "Kimdi o çabuk söyle!"

"Takılma sen. Hadi giyin çıkalım." Arkasını dönüp giderken koşup odanın kapısında kolundan yakaladım. "Bana açıklama yapmak zorundasın! Senin düşmanların yüzünden vuruldum ben! Anladın mı bana açıklama yapmaya mecbursun!"

Yanlış MesajHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin