Multimedya: Mavi saçlı kızımız Defne...
- BERCESTE'DEN -
"Ay valla çok yakışıklıydı ya! Acaba gitsek mi ziyarete askeriyeye he?" Defne'yi duymazdan gelmek benim için daha yararlıydı. Zira çok sinirliydim!
Egoist komutan!
Hala sinirim geçmiyordu. Derin bir nefes aldım ve hala konuşmakta olan Defne'nin kolunu tuttum. Önce durdu sonra bana baktı. "Ne oldu?"
"Bana bak Defne eğer bir kez daha hayatımın aşkı, asker, askeriye, üniforma, sarışın felan dersen seni DÖVERİM! Gerçi sarışın saçma oldu onda dövmem ama diğerlerini duyarsam o ağzını yırtılmış ve beş dikiş atılmış bil. Haberin olsun."
Bana gözlerini devirdi.
Bana.
"Hiç öyle bakma. Evet gözümü devirdim. Amaaa düşün ki en büyük aşklar nefretle başlar."
"DEFNEEE!" Sokağın ortasında bağırdığım için bana dönen birkaç yüzü takmayıp hızlıca Defne'nin kolundan tutup sürüklemeye başladım. "Her seferinde rezil oluyoruz. Yürü hızlı yürü."
1 HAFTA SONRA
"İnanamıyorum ya! Gerçekten şu an burada olduğuma İNANAMIYORUM!" Etrafa bakmayı sürdürüyordum.
"Of Berceste. Saçmalamayı kes ve gel. Bizi kovacak değiller." Defne'yle karargaha geldiğimize bir kez daha inanamayan gözlerle baktım. Önden gidip bir banka oturdu. "Bence burası güzel. Gel hadi."
Yanına giderken söylenmeye devam ettim. "Ya sana uyup buraya geldiğime inanamıyorum. Sırf o sarışın asker için beni de yakıyorsun. O egoist komutanı felan görürüm şimdi sinirlerim bozulur." Etrafa bakındım. Bir sürü asker vardı. Ve çoğunluğu bize bakıyordu. Hemen kafamı Defne'ye çevirdim. "Allah'ım resmen rezillik! Herkes bize bakıyor."
Defne etrafa bakındı ve omzunu silkti. Dahasını da yapıp mini giydiği etekle umursamayıp bacak bacak üstüne attı. "Höst! Yavaş!" Gözlerimi açarak söylediğim şeyle baygın baygın bana baktı. "Normal davran Berceste."
"Sence sen fazla normal değil misin?"
Kısa bir "Cık." ile bana cevap verirken gözlerimi devirdim. "Kızım burası karargah. Çoğu kişi eşinden sevgilisinden uzak. He bi de erkeklik hormonları var benim akıllı arkadaşım. İndir şu bacağını!" Ayağına vurup bacağının düşmesini sağladım.
"Öf Berceste ya! Kızım sen böyle gidersen hiç evlenemezsin. Sana söyleyeyim."
"Öyle bir derdim yok benim sevgili kankacığım." Sevimli bir şekilde ona gülümsedim.
- OĞUZ'DAN -
Tuna'yla büyük salonda oturmuş haber izliyorduk. Tuna birden ayaklanınca ona döndüm.
"Sıkıldım be Oğuz. Hep aynı şeyler. Bir haftalık haberi dinliyoruz!"
"Haklısın valla." Tuna cama doğru ilerlerken ben aynı haberleri izlemeye devam ettim.
Çok geçmeden Tuna'nın sesiyle ona döndüm. "Bu kızların ne işi var burada?!"
"Hangi kızların?" Ayaklanıp cama doğru gittim.
"Şu Hasan Yüzbaşı'nın kızıyla arkadaşı."
Camın önüne geldiğimde Tuna eliyle oldukları yeri gösterdi. "Berceste mi o?" diye sormadan edemedim. Zira arkadaşının ayağına vurup bacağını düşürmüştü. "Yanındaki..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış Mesaj
Fiction générale___TANITIM'DAN___ Kime: +9054******36 Mesaj: Benimle buluşur musun? Bir kahve içeriz belki. Saat 6'da Çengelköy'de. Çamlıkaltında bekleyeceğim. Numaraya baktım. Kahretsin! Son rakamı yanlış yazmışım. 6 değil 5 olacakmış! Gelen mesajla olduğum yerde...