☄ 12.Bölüm: Asıl Hayat ☄

1.5K 77 14
                                    

Uzun zamandır beklettiğimin farkındayım ama güzel bir bölümle karşınızdayım. İyi okumalar dilerim.

BERCESTE'DEN

~

Sabahtan beri evimdeki mutfakta oturmuş Oğuz'u dinliyorduk. Vurulduğumun üstünden iki hafta geçmişti ama Oğuz'un paronayak tavırları bitmiyordu.

Hala lojmanda kalıyordum. Durumumdan dolayı ve Oğuz'la evleneceğim için bana fazladan iki hafta süre vermişlerdi. O ise yarın bitiyordu. Oğuz'a göre evlenene kadar onunla kalmalıydım. Buna itiraz eden Defne'ye teşekkürlerimi sunuyorum. İkinci seçenek olarak Defnelerdi. Fakat bu da ben okulu bitirene kadar onlarda kalmam demekti. Bunu da Oğuz kabul etmiyordu çünkü evde Deha varmış, onu ileriye sürüyordu. Açıkçası sabahtan beri bunun tartışmasını hem bana hem Defne'ye hem Tuna'ya hem de Osman'a yapıyordu.

Daha fazla Oğuz'u dinleyemeyeceğimi anladığımda ayakta olan Oğuz'a baktım ve sesli bir şekilde sıkıldığımı belli ettim. "Offf Oğuz! Yeter!"

Bana dönen gözleri kırmızılaşmış ve bir kaşı yukarı kalkmıştı.

"Bakma bana öyle! Başım şişti artık! Bırak bunun kararını ben vereyim." Sandalyeden kalkıp kendime kahve yapmaya karar vermiştim. Dolaba doğru yürürken beni Defne desteklemişti. "Bence de ya. Başım şişti enişte. Çok dırdırcısın."

"Ben mi dırdırcıyım? Kendinizi koruyamıyorsunuz ki siz!" Buzdolabının arkasında kaybolurken duyduğum sinirli sesle yüzümü buruşturdum.

"Şimdi vurulmama sebep olan şeyi mi araştırıyoruz anlamadım pardon?!" diye çıkışırken elime sütü almıştım.

"Ben senin iyiliğini istiyorum. Doruk olayı daha çözülmedi biliyorsun." Buzdolabından kahveyi de alıp kapağını ayağımla kapattım.

"Annem değilsin Oğuz. Ve ben iki yıldır tek yaşıyorum. Şu ana kadar bir şey olmamıştı." Tezgahın üstüne elimdekileri bıraktım. "Hem bana kadar konuşulması gereken şeyler var. Ayrıca biz Doruk'un uyuşturucu satıcısı olduğunu nereden bilebiliriz?.." Oğuz göz devirip sandalyesine otururken ben devam ettim. "...daha birçok şeyi biliyoruz. Bu Osman'ın alkolik olduğunu da biliyoruz mesela. Sürekli pot kırıyor zaten. Anlamamak için salak olmak gerek..." Osman'a parmağımı uzatıp söylediğim şeyle onlar şok olurken Defne arkasına yaslanıp yani biliyoruz bakışını attı. Buna hafif bir şekilde güldüm. Salak değildik hem de hiç!

"...daha bana ailenle ilgili ne oldu onu anlatacaksın Oğuz bey! Sürekli geçiştiriyorsun ama bu sefer kaçışın yok. Ve son olarak Tuna senin de Defne'den hoşlandığını biliyoruz. Kimseyi kandırmayalım burada. Değil mi?" Tuna şaşırıp öksürük krizine girdi. Omuz silktim.

Oğuz "Pes!" derken Defne bana kaş göz yapıyordu. Ama ben devam edip Tuna'yı daha çok şaşırttım. "Defne de Osman'dan değil Tuna'dan hoşlanıyor zaten. Hiç bana kaş göz yapma!"

Osman "Yuh artık!" tepkisini verirken Defne "Aferin kızım sana aferin. Karıştır ortalığı!" diyerek beni alkışladı.

"Doğru mu bu?" diye soran Tuna'yla tezgaha dönüp kahve yapmaya başladım. Doğru olan buydu. Ve evet gerçekten bir şeyler olacaksa aramızda gizli saklı olmadan olmalıydı değil mi?

"Yaa kızım sen bundan nasıl hoşlanırsın öküz bu!" Osman'ın ciyaklamasına sırıttım.

"Osman kırdırtma kafanı! Defne doğru mu diyorum cevap versene!" Tuna'nın sinirli olmasına bakılırsa boşluğu bulmuştu ve beklediği buydu.

Yanlış MesajHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin