☄ 8.Bölüm: Düşman ☄

2.7K 145 7
                                    

Baya geç oldu farkındayım ama anca yazabildim. Ya ilham gelmedi ya da canım yazmak istemedi. En içime sinen şekli bu oldu kaç kere yazıp sildim bilmiyorum ama size okurken keyifli okumalar....


- OĞUZ'DAN -

Berceste'nin sesini duyunca durduğum yerde arkamı döndüm. Ayağa kalkmıştı. Çizmeleriyle ses çıkara çıkara yanıma geldi. Tam karşımda durdu.

Kalbimin bu kadar hızlı atması hiç normal değildi. Kendimi sakin kalmaya zorladım. Az önce cevap vermeyen o değilmiş gibi gözlerimin içine baktı.

"Sen az önce beni öpecek miydin?"

Bu soruyu beklemiyordum. Bağırabilirdi belki evden kovabilirdi. Ama bu soru beni şaşırtmıştı. Yandan bir sırıtış atarak "Evet." dedim. Gözlerini devirdi. Sonra hiç beklemediğim bir anda yanağımda bir sızı hissettim.

O bana tokat mı atmıştı!

"Bütün erkekler aynısınız. Daha seni tanımıyorum diyorum evlenelim diyorsun. Bir de üstüne öpmeye kalkıyorsun! Hemen çık git evimden! Mümkünse bir daha da karşıma çıkma!"

Benim amacım o değildi ama sınırımı aşmıştım. Gerizekalı kafam! Kızı niye öpmeye niyetlenirsin ki!

"Hala duruyorsun! Gider misin artık!" Berceste'nin yüzüne baktım. Bu burada bitmeyecekti. Çünkü hissettiklerim az şeyler değildi.

Kapıya yönelirken arkamdan gelmeye devam ediyordu. Tam kapının önüne geldiğimizde arkamı döndüm. "Vazgeçmeye niyetim yok haberin olsun."

Hafifçe gülümsediğinde ne kadar güzel olduğu bir kez daha başıma dank etti. Bu halde kesinlikle dışarı çıkmamalıydı.

İşte o anda ne olduysa oldu.

Önce bir silah sesi ardından kırılan camın sesi geldi kulaklarıma.

Berceste'nin çığlığını duyduğumda kontrolü elime almam gerektiğinin farkına vardım.

Hızla Berceste'yi duvarın diğer tarafına çekerken yanımda silahımın olmamasına küfür ettim. Berceste'nin titreyen vücudu beni endişelendirmeye başlarken bir silah sesi daha duydum.

Telefonum titrerken asıl görmem gereken şeyi gördüm.

Berceste'nin beyaz kazağındaki çoğalan kırmızılığı.

- TUNA'DAN -

Oğuz'u almak için bir kat aşağı inerken hala uykuluydum. Gece test sonuçları felan derken epey yorulmuştum. Ayrıca kaç gündür kendini gösteren sırt ağrılarım doğru uyumadığımın kanıtıydı.

Oğuz'un kapısına geldiğimde merdivenlerden çıkan Osman'la karşılaştık. Koştur koştur geldiği her halinden belli oluyordu. "Hayırdır? Yine başına bir iş mi aldın?" diye sorarken o da son basamağı çıkıp nefeslendi. "Durum ciddi. Oğuz'unki vardı ya. Firar etmiş."

"Hassiktir!"

"Durum bu. Bende Oğuz'a kontrole gelmiştim. Daha öğrenmemiştir. Bugün karargahta kalsın diyecektim."

Durdum düşündüm. Saat daha erkendi. Ya yeni uyanmıştı ya da çoktan hazır beni bekliyordu. Yani evdeydi. Bu iyi bir şeydi.

Kapıyı tıklatırken sabırsızlanıyordum. Hızlı açmayacağını biliyordum. "Oğuz acil!" diye bağırıp kapıyı birkaç defa daha yumrukladım. Yok ses seda bir şey yoktu.

Yanlış MesajHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin