Küçük bir kesit 5

1.8K 153 32
                                    

***

Eylül'üm

Gönül baharımın habercisi.
Eğer sen şu an bu satırları okuyorsan ben seni bulutların üzerinden seyrediyorum demektir.
Son günlerde kendimi iyi hissetmiyorum. Bir de gördüğüm bir rüya, yüreğime garip bir endişe düşürdü ve ben de sana eğer gitmek zorunda kalırsam bilmen gereken bazı gerçekleri yazmaya karar verdim.
Kızım.
Biliyorum bu gerçeklerle yüzleşince bana çok kızacaksın ve belki de senden sakladığım için beni hiç affetmeyeceksin. Belki nefret bile edeceksin ama artık öğrenmenin vakti geldi. Bugüne kadar anlatmayı çok denesem de hiç cesaret edemedim. Bana kötü gözle bakmandan korktum belki de. Yazmaksa daha kolay geldi. Hiç olmazsa gözlerindeki kırgınlığa şahit olmayacağım.
Kızım,
Yıllar önce bir adama âşık oldum ben ve onu deli gibi sevdim. Bütün hayatımı her şeyimle ona verecek kadar çok sevdim. Ben hep onun da beni sevdiğini sandım. Ona güvendim, inandım. Ve yüreğimi ona hiç düşünmeden teslim ettim, kendimi de.
Bir gün bana iş için gitmek zorunda olduğunu söyledi. Çok uzaklara... Ben ise hiç istemedim. İçime kötü bir his peyda olmuştu çünkü. O his bana o geri gelmeyecek deyip durdu ama ben içimdeki sesi dinlemedim. Ona güvenmeyi seçtim.
Ve o gün geldiğinde benimle son kez vedalaşıp gitti. O gittikten birkaç gün sonra ise senin haberini aldım. Bir bebeğiniz olacak, dedi bayıldığım bir gün kaldırıldığım hastanede beni muayene eden doktor. Şok geçirdim. Her şeyden önce bunu ailem kabullenmezdi. Bir çaresini bulmalıydım ama senden de vazgeçemezdim. Yapamazdım...
Önceleri onun dönmesini bekledim. Gelecek ve evleneceğiz diye hayal ettim hep ama o dönmedi. Sonra karnım belli olmaya başladığı dönemlerde Ali ile tanıştım. Ali İyi bir adamdı, beni de çok sevdi. Her koşulda kabul etti beni. Evlenelim, dedi bir gün. O an tek kurtuluşum bu evlilikti. Mecburdum çünkü evli olmayan bir kadının hamile kalması büyük bir ayıptı. Herkesten önce babam yüz çevirirdi bana, göze alamadım. Hoş, öğrenmeleri de çok uzun sürmedi. Kapı önüne atıldım, kimse sahip çıkmadı. Her şeye ve herkese rağmen bana sahip çıkan tek kişi Ali oldu. İşte o zaman Ali ile anlaşarak evlenmeye karar verdik.
Uzun bir süre hep baban dönecek diye umut ettim, bekledim. İçimden bir his hep döneceğini söyledi. Fakat o dönmedi.
O zamanlar hastaneye gittiğimizde bir kızım olacağını öğrendim. Bir kızım olacaktı ve adını Eylül koyacaktım. Babanı Eylül ayında tanıdım ben. Sonbahar gibi sevdim onu. Her gün biraz daha soldu yapraklarım. Aylarca bir umutla dönmesini bekledim. Ama ne gelen vardı ne bir haber. Bu zamana kadar da hiç haber alamadım.
Ali ise benim için çok çabaladı. Çok fedakârlık etti. Zamanla sevdim onu ama hiç âşık olmadım. Yüreğimdeki tek aşk babana aitti. Sonra Ali ile sevgimizin meyvesi olan Nisan doğdu ama onu da çok fazla göremeden cennetine kavuştu Ali.
Kızım,
Ne olur affet beni. Bunca yıl senden gerçekleri sakladığım, seni aldattığım için affet. Ali'ye de kızma. Onun hiçbir günahı yoktu beni sevmekten başka. Ve seni hayatımdan çok sevdiğimi asla unutma. Zarfın içindeki anahtar mektubun altındaki sandığa ait ve bütün sırlar onun içinde. O artık senin.
Ve Ömer... Onu sev. Ve seni sevmesine izin ver. Kendini geçmişinle cezalandırma. Hayatta fırsat vermeye değer çok insan var ve inanıyorum ki Ömer onlardan biri.
Seni seviyorum kızım.
Affet

Annen.

***

Eylül'de Aşk (Kitap Oldu...) -18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin