"at our house"

1.4K 62 56
                                    

Donuk bir surat ifadesiyle hala Finn'in yüzüne bakıyordum. Ne ondan bir ses çıkıyordu nede benden çünkü gerçekten aşırı utanmıştım. Ama finn'de sesini çıkarmıyordu. Sesiyle titremem bir oldu. Sophia yanıma gelmişti. Ve göZlerimi Finn'in gözlerinde ayırabilmiştim.
"Çifte kumrular naber ?!"
"Sophia dalga geçme lütfen." Diyip göz devirdim. Çünkü gerçekten böyle konulardan bahsetmeyi sevmiyorum. Jack uyanıyordu. Hatta Lilia çığlıklar atıyordu.

Lilia "Gençler ben giriyorum bu arada." Dedi herkes onayladı. Lilia hemen odaya daldı ve Jack'in yanında yatağa oturdu hemen yanaklarına öpücük kondurmaya başlamıştı. Gerçekten çok yakışıyorlardı. Bir an içimden Finn ile ben yakışır mıyım diye düşünmedim desem yalan olur acaba yakışır mıydık ? Of ben niye böyle şeylerle kafamı yoruyorum ki zaten okulların açılmasınada tam bir ay kalmıştı. Lise son'a başlayacaktım. Babam okuldan mezun olduğumu göremeyecekti o sadece beni yukarıdan izliyor olacaktı seni çok özlüyorum baba.

✧ ✧ ✧ ✧
Hava yavaştan kararmaya başlıyordu. Zaten Jack'in de yarın taburcu olacağını söylemişlerdi. Lilia'da bu akşam onla kalacaktı. Bizde akşam oluyor diye gitmeye karar verdik. Sonuçta hasta ziyareti kısa olur derler. Annem tam beş kere aramıştı. Çok merak etmişti. Bende ona herşeyi sakin bir şekilde anlatmıştım. Şuan ise hastanenin çıkışına gelmiştik. Şuan bizim ekip burdaydı. Lilia ve Jack hariç. Herkes vedalaşmaya başladı. Finn'in gözleri ise benim üzerimdeydi.

"Millie istersen seni evine bırakabilirim."

Wolfhard beni evime mi bırakacaktı?

"Sana zahmet olurum ben şimdi."

"Millie saçmalama hadi gel benimle."

"İyi peki." Gerçekten taksiye o kadar para veremezdim zaten.

Finn ile arabasına doğru yürüyorduk. Arabasına varınca centilmenlik olsun diye kapıyı açtı bana bende ona teşekkür eder gülüşü attım. Kapımı kapattığında koltuğa oturmuştum. Oda kendi kapısını açıp arabaya bindi. Ve arabayı çalıştırdı. Şimdi ona iki saat evimi tarif edecektim.

"Söyle bakalım Brown evin nerde ?"

"Düz ilerle ben sana anlatırım."

Tamam der şeklinde kafasını yukarı aşağı salladı. Sadece camdan dışarı izliyordum. Ama Finn'in şarkı açacağını bilmiyordum. Bir anda zıpladım son ses müzik açmıştı ama bir dakika bu benim en sevdiğim şarkıydı. The neighborhood'un ; Sweater Weather. Şarkısını açmıştı inanmıyorum müzik zevklerimiz aynıydı. Dışımdan şarkıyı mırıldanmaya başlayınca. Finn'in gözleri hemen bana döndü.

"Şaka yapıyorsun." Dedi aşırı şaşkın bir ifade ile.

"Ne için şaka yapıyormuşum Wolfhard ?!"

"Hayatıma giren bütün insanlar bunlar nasıl şarkılar ya falan diyordu ama sen Millie sen farklısın."

"Bunu bir iltifat olarak sayıyorum." Diyip gülümsedim oda bana gülümsedi. Şarkı bitince the neighborhood'un diğer şarkılarını açmaya başladı. Bende bir yandan ona evi tarif ediyordum. Bir kaç kilometre daha gittiğimizde evime varmıştık. Ben Finn'e, Finn bana bakıyordu. Hava iyice kararmıştı. Heryer kapkaranlık. Sokaktaki lambalar ışık saçıyordu her yere. Biz de Finn'le birbirimize bakıyorduk. Ve Finn bir anda dudaklarıma bakmaya başladı. Beklenmedik bir anda dudağıma yapıştı. Bende ona karşılık verdim. Ve geri çekildim. Yine utanmıştım kahretsin!

i need your love | fillieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin