Pencereden içeri vuran güneş ile gözlerimi açmıştım. Güneş o kadar parlıyordu ki gözlerimi açamıyordum. Yataktan kalkıp perdeyi kapatacaktım ki yorganı üstümden çekip çıplak olduğumu görmem bir oldu. Parmak ucunda Finn'in dolabına ilerledim ve düz basic siyah bir tişört bulup onu geçirdim üstüme elbise gibi olmuştu zaten. Perdeyi kapattım ve tekrar Finn'in yanına yattım. Ve suratını incelemeye başlamıştım. Yanağındaki o tatlı çiller, kıvır kıvır saçları ve o pamuksu gibi olan dudakları o kadar güzeldi ki. Finn kıpırdanmaya başlıyordu. Uyanıyordu belli ki. Finn gözlerini açar açmaz bana baktı. Bana çok tatlı bir şekilde gülüyordu bende ona doğru gülüp dudağına bir buse kondurdum. "Tanrının bana böyle bir güzelliği verdiği için kendimi çok şanslı hissediyorum." Dedi. Finn
"Olabilir." Diyip güldüm o da bana güldü. Yataktan kalktım. "Finn hadi sende kalk." Oflanıp pöflenip kalktı yataktan. Hemen arkamı döndüm çünkü çıplaktı. "Sen giyin ben dışardayım. Finn." O da tamam dedi. Ve bende aşağı indim. Finn'lerin evini bildiğim için hemen salona gittim. Bir dakika ne?! Bunların burada ne işi var?! Noah,Sadie,Lilia,Maddie ve Jack'de burdaydı hepsi koltukta uyuyordu. Neden gitmemişlerdi ki? Tekrar Finn'in odasına doğru ilerlemeye başladım. Merdivenlerden çıktım ve Finn'in odasına geldim. Direk içeri girdim. Giyinmiştir diye düşünerek ve evet giyinmişti de. "Bir şey olmadı değil mi güzelim ?" Dedi. Finn bana sorgulayıcı bir şekilde. "Yani aslında olmuş olabilir. Finn bizimkiler burda kalmış gece."
Finn gözlerini açıp bana bakmaya başladı o da çok şaşırmıştı gözlerinden belliydi."O zaman gel uyandıralım onları." Dedi. O kadar rahattı ki benim tek korktuğun şey dünkü sesleri duymalarıydı. İçimden umarım duymamışlardır diye dua ediyordum. Finn ile aşağı doğru yol aldık ve salona geldiğimizde Finn dönüp bana baktı ve güldü çünkü gerçekten çok komik uyuyorlardı. Bende Finn'e güldüm. Finn televizyonun yanındaki hoparlör'ün yanına gitti ve telefonunu Bluetooth ile bağladı. Ve son ses Nirvana açtı. Bir anda bizimkiler koltuktan zıpladı. O kadar komiklerdi ki. İlk kalkan Maddie olmuştu. Ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Hepsi uyanmıştı. Ve bize somurtmuş bir şekilde bakıyorlardı. Bizde Finn ile birbirimize bakıyorduk. Ve gülüyorduk.
✧ ✧ ✧ ✧
Beraber çok güzel bir kahvaltı yapmıştım. Kare herşeyi çok güzel hazırlamıştı. ( kate'i unutanlar varsa hizmetçi). Lilia'lar kahvaltıdan sonra gideceklerini söylemişlerdi. Bizde direk onaylamıştık çünkü Finn ile beraber vakit geçirmek istiyorduk. "Gençler ben doydum valla." Dedi. Jack. "Başka ne yiyebilirsin ki zaten yedin herşeyi." Dedi. Finn "Aman uğraşamayacağım şimdi seninle kızlar ve Noah ben gidiyorum sizi bırakmamı ister misiniz?" Benim arabam var dedi noah. Lilia, Jack ile gidecekti. Maddie Ve Sadie'de Noah ile. Sofradan kalkmışlardı. Ve kapıya doğru ilerliyorlardı. Bizde Finn ile geçirmek için ayağa kalktık ve onların arkalarından yürümeye devam ettik. "Görüşürüz". Dedi Jack. "Millie sen neden gelmiyorsun?!" Dedi Noah. "Ben biraz daha burdayım." Dedim. "Peki." Dedi ve gittiler. Finn kapıyı kapattı. Ve kendi salondaki koltuğa attı.
"Hadi film izleyelim" dedim Finn'e. O da kafasına onaylar şekilde salladı. Finn netflix'e girdi ve film bakıyordu. "Ne tür izlemek istersen bebeğim?" Dedi. Alt dudağımı aşağı sarkıtarak bilmiyorum cevabını vermeye çalıştım. O da bakmaya devam etti. Ve titanic açtı. (netflix'te Titanik yok diye biliyorum ama siz var gibi düşünün 😌) Filmi başlatmıştı. Zaten filmi bir kaç kez izlemiştim. Ve gerçekten çok güzel bir film.
✧ ✧ ✧ ✧
Film bitmişti ve biraz gözlerim dolmuştu. Finn'e baktığımda onun da az bir şey dolmuştu. Duygusal bebeğim benim. O kadar şirin gözüküyordu ki şuan gözümde bir anda onu yiyesim gelmişti. Finn televizyonu kapattı. Ve bana doğru baktı. O da dolan gözlerimi gördü. "Duygulanmış mı benim minik kelebeğim...?!" Dedi bana bu çocuk benim zihnimi mi okuyordu sanki tanrı bizi birbirimiz için yaratmıştı kafamız ayını şeylere çalışıyordu ve aynı şeyleri düşünüyorduk. Saat üç olmuştu. Ve karnım biraz acıkmaya başlamış gibiydi. "Finnie hadi kalk kek yapalım." "Bana uyar ama daha önce hiç kek yapmadım."
"Sorun değil hadi gel." Diyip Finn'in elinden tuttum ve mutfağa doğru koştuk. Finn bana malzemeleri çıkarttı. Unu ve sütü yanıma koydu. Elime biraz un aldım ve Finn'in yanağına sürüp güldüm. O da benim yanağıma sürdü. "Böyle giderse birbirimizi yoğuracağız Finn." Dedim ve güldü. "Evet haklısın."Muhteşem oldu. O kadar güzel bir kek yapmıştık ki anlatamam. Şuan Finn ile muhteşem kekimizi yiyorduk. "Bence çok başarılıyız bebeğim." Dedi. Finn ona kafa salladım çünkü gerçekten harikaydı.
oy sınırı: 7