"finn"

616 39 37
                                    

selammm awsucuklar neyse bölüme geçeyim

Kurduğum alarmımın çalması ile uyandım. Ayaklarımı yataktan aşağıya sarkıttım. Ve lavaboya doğru ilerledim. Lavabodaki aynadan kendime baktığında gözaltlarım mosmor burnum ise kıpkırmızıydı. Bir an okula gitmesem mi diye düşündüm. Ama Finn'e inat gidecektim. Benim güçlü biri olduğumu anlaması gerekiyordu. Lavabodan çıktığımda gardırobuma yöneldim.

(that's my gurlll!! )

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(that's my gurlll!! )

Onları ne kadar gıcık edersem bu benim için çok iyi olacaktı asıl amacım Finn'i kıskandırmaktı. Bu kıyafet ile bir sürü erkeği kolayca tavlayabilirdim değil mi ?

Aşağı annemin yanına indim.

"Kızım bu okul için biraz fazla değil mi?"

"Artık böyleyim anne karışmazsan sevinirim."

"Haaa şimdi anladım o kıvırcık ile ayrıldınız dimi?"

"S-sen nerden anladın?"

"Sizin geçtiğiniz bizde geçtik ne sandın?"

"Senin hiç erkek arkadaşın olup ayrıldığın oldu mu?"

"Tabiki de hatta lisede üç dört tane olmuştu ama bir tane düzgün bir erkek arkadaşım olmuştu o da baban. Tabi hala baban diyor isen."

"İsmi ile hitap etsek daha iyi olur."

"Peki anneciğim."

"Ben çıkıyorum anne görüşürüz."

"Görüşürüz canım."

Ayakkabılarımı elime aldım. Ve dışarı çıktım okula yürüyerek gidecektim. Çantama attığım büyük siyah güneş gözlüğünü taktım. Ve okula doğru yürümeye başladım.

...

Okula vardığımda saatime bakmıştım tam yedi dakika vardı dersin başlamasına. Şuanda herkesin gözü bende gibi hissediyordum. Bana mı bakıyorlardı gerçekten yoksa ben mi öyle algılıyordum. Gözümdeki gözlüğü çantamın içine attım. Asıl şimdi oyun başlıyordu çünkü arabası ile okula gelen bir finn vardı.

Arkamdan birisi omzuma dokunduğunda arkamı döndüm.

"Jason!!" diye sevinçle bağırıp boynuna atladım. Jason ile eskiden evlerimiz yan yanaydı. Ama onlar beş yıl önce los angeles'a taşınmışlardı. Ve bir daha gelemeyeceğini falan söylemişti ama burada idi.

"S-senin ne işin bar burada?"

"Babamın tekrar tayini buraya çıktı inanabiliyor musun? O yüzden bende tabiki senin olduğun okula yazılma isteğinde bulundum öyle yani."

"Çok sevindimmm."

Bu sırada bütün okul bizi izliyordu. Finn dahil. Ama her seferinde göz deviriyordu ve bu benim çok hoşuma gidiyordu onu gıcık etmek.

"Teneffüsye bir yere kaybolmuyorsun seni arkadaşlarım ile tanıştıracağım."

"Olur prenses. İyi dersler."

"Sana da!!" 

Dedim ve zilin çalmasını duyup sınıfa doğru ilerlemeye başladım. Koridorda edebiyat dersliğine ilerlerken önümde duran bir adet Finn ile duraksadım. Hiç bir şey demeden yürümeye devam ederken kolumdan tutup beni kendine çevirdi.

"Bırak beni."

"Aşağıdaki o çocuk kimdi Millie?"

"Sanane."

"Banane mi?"

"Sonuçta hiçbir şeyim değilsin."

"Millie beni dinlemen gerekiyor hiçbir olay bildiğin gibi değil."

"Finn açıklama isteniyorum." Diyip omzuna vurarak geçtim.

Hem üzgündüm hemde bi değişik ne hissettiğimi bilmiyordum kendimi bir robot gibi hissediyordum.

Umarım Mrs. Isla derse girmemiştir diye söylenirken edebiyat dersliğine baktım ve evet girmişti. Dersi çok severdim ama öğretmen benden nefret ederdi. Kapıyı iki kez tıklattım ve içeri girdim.

"Bayan Brown bu ne güzel sürpriz? HER ZAMAN Kİ GİBİ GEÇ KALDIN!"

"Üzgünüm Bayan İsla."

"Kimin için bu kadar süsleniyorsun sen sevgilin falan mı var onu mu etkilemek istiyorsun?"

"Ben sizin gibi bir yerlerimi açıp erkeklere göstermeye çalışmıyorum. İzninizle."

"SENİ ÖLDÜRÜRÜM ÇOCUK!" o sırada derslikten çıkmıştım. Ama doğruları söylüyordum sonuçta. Bu aralar derslerimi çok aksatıyordum annem her an ceza verebilirdi.

Kantine doğru indim ama kimse yoktu bu yüzden bahçeye çıktım. Ve bir banka oturdum. Hayatımda neler olup bittiğini sorgulamaya başladım kendimce. Çok değişik şeyler yaşıyordum. Bu aralar. O arada ayak sesleri geldi. Ve Finn'in geldiğini gördüm. Gerçekten mi yeter artık!

"Finn istemiyorum." Diyip ayaklandım ama Finn gitmeme izin vermedi.

"Millie konuşmalıyız."

"Tamam dinliyorum söyle hadi."

"Ya bak o sırada ben seni arıyordum sonra iki kol beni tuttu ve kendine çekti ve sanırsam o Carol dediğin kızdı dudaklarıma yapıştı ve o sırada bizim biriz fotoğrafımızı çekmiş ben böyle bir güzelliği nasıl aldanabilirim millie?"

"İnanmakta zorluk çekiyorum Finn bana zaman ver bu hafta sevgili işine ara vermek istiyorum."

"Peki sen bilirsin ama dediklerim gerçek." Dedi ve gitti. Doğru söylüyor olabilirdi ama benim herşey için düşünmem lazımdı.

...

İyi bir gün olmuştu hatta günün sonuna yaklaşıyorduk ama yinede gram uykum yoktu. Bugün sabahlamak istiyordum. Herşeyi düşünmek için güzel bir vakit dilimiydi.

Annem yanıma gelip iyi geceler dedi bende ona aynı şeyi söyledim. Uyuyacaktı bende boş boş oturacaktım. Ben Finn'i çok özlemiştim. Onu seviyordum. Onu istiyordum ve onu arzuluyordum. Ben onsuz bir hiçtim. Ve bugün dediklerini düşünürsek yakan gibi değildi. Tek yapmam gereken onunla konuşmak ve onun yanına gidecektim. Üstünde pijamaları çıkardım ve katladım altıma bir tayt üşütmese yeşil uzun bir sweatshirt geçirdim.

Ayakkabılarımı alıp dış kapıya doğru ilerledim. Annem uyanmasın diye sessiz davranmaya çalışıyordum. Hemen bir taksi'ye atladım ve Finn'in evini tarif ettim bu aralar hep taksiye biniyordum. Bunları düşününce insanın gülesi geliyor. Finn'in evinin önüne geldiğimizde parayı ödeyip arabadan indim.

Finn'in kapısının zilini çaldım. Ve gözaltları mosmor olmuş bir Finn duruyordu karşımda. Beni görünce gözlerinin içinin güldüğünü görebiliyordum. Finn'in bir anda dudağına yapışmam ve onun verdiği o tatlı karşılıklar beni baştan aşağıya çıkarıyordu. Finn'den geri çekildiğimde aşağıdaki yokuşa koşmaya başladım.

"İYİ GECELER SEVGİLİM!" diye bağırdım ona arkadan. O da bana aynı şeyi söyledi.

İkimizin de yüzü gülüyordu. Biz beraber mutlu olabilirdik Finn ile ben onu çok seviyorum ömrümün sonuna kadar da sevmeye devam edeceğim! Heryerde SENİ SEVİYORUM FİNN!! diye bağırmak istiyordum şuan.




hellüüü bu bölüm böyleydi yorun yaparsanız sevaba girersiniz oy sınırın dolmasını bekleyin sizleri seviyorum muck

i need your love | fillieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin