Çok güzel bir uykudan utanmıştım kolumda takılı olan saate baktım saatin kaç olduğuna bakmak için saat on ikiye geliyordu gerçekten çok erkenciydim. Yanımda Finn yoktu normalde benim hep uyanmamı beklerdi. Ayaklarımı yataktan sarkıttım ve adımlarımı aşağı katlara yönlendirdim. Ve benim şapşiğim oradaydı ve kahvaltı hazırlıyordu benim geldiğimin farkında değildi Finn'in arkasına gittim. Ve ellerimi beline doladım ilk önce bir korktu ama benim olduğumu gördüğünde rahatladı ve dudağımı bir buse kondurdu. "günaydın bebeğim." dedi bende ona günaydın dedim. Finn masayı hazırlamaya başlamıştı ve bu bir ziyafet gibi gözüküyordu. "sen neler döktürdün böyle." dedim ve bana bakıp gülümsedi. Bu çocuğun kesinlikle şef olması geliyordu çok güzel yemekler yapıyordu şuana kadar bana tüm dünya tatlarını denetmişti ve hepsini kendi yapıyordu.
"Şef olman gerekiyor Finnie farkında mısın ?!"
"Sanırsan." Dedi ve bir yandan kırmızı biber doğruyordu. "ne yapıyorsun?" dedim merakla. "kırmızı ve yeşil biberli omlet." dedi bu çocuk işi gerçekten çok iyi biliyordu. Eğer aşçı gibi bit sevgiliniz varsa çok şanslısınız denektir çünkü size 7/24 tadım yaptıracaktır. Ve her dakika yemek yiyiorsunuz ve bunun kadar harika bir şey olabilir mi sizce?!! "bebeğim kahvaltı hazır hadi gel." dedi Finn ve masaya oturduk. Gerçekten omlet efsane olmuştu. "Ellerine sağlık Finnie." diyip dudağına küçük bir buse kondurdum. Bana gülümsedi çok şirin bir şekilde. "bugün bir şeyler yapalım Finnie evde otur otur sıkıldım."
"ben seni nereye götüreceğimi biliyorum." dedi ve sırıttı. Nereye götüreceği hakkında hiç bir fikrim yoktu ama çok merak ediyordum.✧ ✧ ✧ ✧
Finn bir yere kadar gidip geleceğini söyledi. Ve yaklaşık evden çıkalı bir saat olmuştu oysaki hemen gelirim demişti kapının çaldığını duyduğumda sevinmiştim ve kapıya doğru ilerledim kapıyı açtığımda karşımda perişan olmuş bir Finn vardı aslında daha fazla yorgun görünüyordu. "bebeğim iyi misin ne oldu?!"
"iyiyim mills hiç bir sorun yok." diyip gülümsedi o gülümse beni biraz da olsa rahatlatmıştı koltuklara geçti ve elinde bir sürü markanın poşetleri vardı. "Finn bunlar ne ?!" diye sordum meraklı bir şekilde.
"senin için bunların hepsi hani bende kalıyorsun ya ve kıyafetin çok az ve öz evine gitmek yerine sana yeni şeyler almak istedim umarım beğenirsin." şapşik şey ya. Gidip dudağına öpücük kondurdum ve teşekkür ettim. Yukarı çıkıp bütün kıyafetleri denedim hepsini s beden almıştı ve hepsi bedenime tam oturmuştu ama bunları alma nedeni neydi bana bir sürü kıyafet almıştı. "Millie hadi hazırlan seni bir yere götüreceğim ha bu arada yanına sana aldığım kıyafetleride al."
dediğim gibi bu kıyafetleri boşuna almaz.Giyinip aşağı Finn'in yanına indim. Finn'in bana aldığı şort ve bluz'u giydim.
"çok güzel olmuşsun bebeğim." dedi ve gülümsedi evet Eylül ayındaydık son şort deneyimlerimdi o yüzden bunlar. Gözüme de bir güneş gözlüğü taktım ve Finn'in arabasına doğru yürümeye başladık. Arabaya geldiğimizde ben sürücü koltuğunun yanına Finn'de sürücü koltuğuna oturdu ve kemerlerimiz taktık ve Finn gaza bastı. Nereye gideceğimiz hakkında tek bir fikrim bile yoktu.
......
Birinin omzumu dürtmesi ile uyandım. "bebeğim hadi kalk vardık." dedi kafamı salladım ve arabadan indim yolda uyuyakalmıştım. Karşımda Sadie, Lilia ve Maddie duruyordu hemen koşup onlara sarıldım ve jack'ler de buradaydı. Burası ormanlık bir yerdi bir dakika yoksa ?! Kamp yapmaya mı gelmiştik buraya. Finn'e döndüm ve "biz kamp yapmaya mı geldik buraya?!" dedim küçük bir çocuk gibi çünkü babam ile eskiden hep kamp'a giderdik ve marşmelov yakıp yerdik çok güzel günlerdi. Keşke babam da şuan yanımızda olabilseydi. " sen benim çok seveceğim bir şey olduğunu söylemiştin sen benim kamp yapmayı sevdiğimi biliyor musun ki ?!" diyip gülümsedi ve sadece parmakları ile kızları gösterdi. Tabi ya Finn'e onlar söylemişti. Kızlara bakıp güldüm ve sonra Finn'in bagajına gittik. Çadır da almıştı Tanrı'm bunları yaparken benim ruhum bile duymamıştı. Arabadan eşyalarımızı aldıktan sonra güzel bir yer aradık ve bulduk da. Orada durduk ve çadırlarımız kurduk ve hava birazdan kararıcaktı. Peki ya biz kim kim kalacaktık ?!"gençler kim kim kalıyoruz gruplarda?!" diye sordum herkese. Ve Finn'de hemen soruma atladı. "bebeğim bu da soru mu biz senle kalıcaz diğerleri de kalırlar işte." dedi ve jack'ler Finn'e tiptip bakmaya başladılar sonuçta arkadaşlarını bana satmıştı buna sanırsam sevinmem gerekiyordu. Yemek yememiştik ama jack'ler gelirken mangallarını ve sucuk almışlar yani bu da demek oluyor ki sucuk ekmek yiyecektik. (canınız çekti biliyorum heheh.) mangal'ı erkekler kuruyordu bizde kızlar ile sohbet ediyorduk. Üşümüştüm bu yüzden çadıra girip sweatshirt'imi aradım ama bulamadım. Bir tek Finn'in ki çarpıyordu gözüme o yüzden onu alıp geçirdim üstüme hem ayaklarım da ısınmış olurdu böylelikle çadırdan çıktım ve Finn'in bakışları bana döndü ve gülümseyip öpücük attı sanki yakalıyormuş gibi yapıp kalbime koydum ikimizde güldük buna tekrar kızların yanına gittim. Maddie üç gün sonra gidecekti ve annem gelecekti. Annemin gelmesini nedense istemiyordum beni bırakıp gitmesi bir suçtu sonuçta. Değil mi ?!
Erkekler bizi çağırınca yanlarına gittik ortaya bir masa koymuşlardı ve hepimiz masaya oturduk ve sucuk ekmeğimizi yemeğe başladık gerçekten efsane idi baya beğenmiştim. "ellerinize sağlık gençler gerçekten harika olmuş." dedim. Lilia'da benim dediğim üstüne ekledi " artı bir ." Yemeğimizi bitirdikten sonra ateş yaktık ve ateşin yanında bir daire kurarak oturduk hafif rüzgar yüzümüze vuruyordu ama ateş ise yüzümüzü hemen ısıtıyordu. Finn ayağa kalktı ve bizim çadırımızdan bir şey getirdi hadi canım ?! Marşmelov getirmişti. Kesinlikle bunu da kızlar söylemişti. Lilia yanındaydı bu yüzden kolunu cimcikledim bana bakıp güldü ve Finn'de sağıma geldi ve yanında çöp şişte getirmişti. Kulağına eğilip bazı kelimeler fısıldadım. "iyi ki hayatımdasın seni şapşik şey." dedim ve güldü. Marşmelov'ları çöp şişe geçirdi ve herkese iki tane verdi ve herkes kendi marşmelov'unu yakıp yiyordu. Ama Jaeden hariç arkadaş sevmiyormuş?! Kim bunu sevmez ki.
Saat çok geç olmuştu bu yüzden çadırlara dağıldık. Finn ile çadıra girdik içeri sıcaktı. "Finn benim üstümü değiştirmem lazım." kafasını salladı ve arkasını döndü hızlı bir şekilde üstümü değiştiriyordum ta ki Finn önüne dönene kadar bana açlık ile bakıyordu. Yanıma geldi ve dudağıma yapıştı ona karşılık veriyordu ısırıyordu da inlemelerim tutmak çok zor oluyordu. Geri çekildim. "Finn bebeğim şimdi değil bak hem yer uygun değil." Dedim nazik bir şekilde. "sanırım haklısın." dedi üzgün bir şekilde ikimiz de üstümüzü değiştirdikten sonra kafamızı getirdiğimiz yastıklara koyduk. "iyi geceler meleğim."
"iyi geceler Finnie." Dedim ve kendimi bir karanlığa bıraktım.bu bölüm güzeldi açıkçası ben beğendim siz beğendiniz mi düşüncelerinizi yazabilirsiniz buraya sizleri seviyorum! muvahhh <3 💗
oy sınırı:10