36

3.3K 261 202
                                    

Yazar Anlatımından

Beomgyu, Evde Oturup Film İzlemekten Sıkılmıştı. Bu Yüzden, Üzerine Rahat Bir Şeyler Geçirip Anahtarlarını, Cüzdanını Ve Telefonunu Alıp Evden Çıktı. Ama Kapıyı Kapatıp Arkasını Döner Dönmez, Elinde Kırmızı Glayör Çiçeği Buketiyle Bana Bakıyordu Yüzündeki Mahcup Gülümseme İle. 

İlk Başta Ne Diyeceğimi Bilemedim, Öylece Bakakalmıştım. Çünkü Kırmızı Glayörlerin Güzellikleri Bir Yana, Huening Kai Kamal'ın Yüzündeki İfade Çok İçten Ve Samimiydi. Yüzünden Hüzün Akarken, Bana Uzattığı Bukete Baktım.

"Umarım...Kabul Edersin?"

Dedikleriyle Gözlerimi Kırpıştırdım Ve Kırmızı Glayör Buketine Baktım. Ardından Gülümsemeye Çalışarak Aldım Buketi Yavaşça. Ne Demeliydim? Tanrım, Çok Gerilmiştim Şu An!

"Teşekkürler Kai...Ama Hiç Gerek Yoktu."

Kısık Seslerimle Dediklerimden Sonra, Kai Elini Saçlarına Atıp Kaşımaya Başlamış, Utandığı İçin De Yüzüm Haricinde Her Yere Bakmıştı. 

"B-Ben...Onları Gördüm Ve Eline Çok Yakışacağını Düşündüm. Bu Yüzden De Almak İstedim. Umarım Onlara Güzelce Bakarsın, Beomgyu."

Hafifçe Gülümsedim Glayörlere Bakarken. Ellerime Çok Yakışacağını Düşünmek Mi..?

"O Zaman Bunları Suya Koysam İyi Olacak...İçeri Gelmek İster Misin Kai?"

Dediklerimle Gözleri Kocaman Oldu Kai'nin. Bu Haline Güldüm Ve O Daha Tepki Veremeden Kapıyı Açıp İçeriye Çektim Onu. Kai İlk Başta Aşırı Gerilmişti, Bunu Yüzündeki İfadeden Anlamıştım. Ama Alışacağını Ümit Ederek Mutfağa Vazo Bulmaya Gittim. Kai İse Bir Süre Kapının Önünde Kararsız Bir Şekilde Beklemiş, Ardından Derin Bir Nefes Verip Ayakkabısını Çıkarmıştı. Mutfağa Yanıma Geldiğinde, Ben Çoktan Çiçekleri Su Dolu Vazoya Koymuştum Bile.

Bakışlarım, Sessiz Kalan Kai'ye Kaydı Vazoyu Masaya Koyarken. Gözlerini Yerden Ayırmıyordu. İçimde Oluşan Hüzne Anlam Veremezken Derin Bir Nefes Aldım.

"Çiçekler İçin Teşekkür Ederim Kai."

Diye Mırıldandım. Kai, Bakışlarını Hafifçe Bana Çevirmiş, Sonra Geri Eğmişti Başını.

"Önemli Değil. Dedim Ya, İçimden Geldiği İçin Aldım."

Başımı Salladım Ve Bir Süre Sessiz Kaldık. Ne O Konuşmuştu, Ne De Ben. Öylece Evimi İncelemiştik. Ama Bu Sessizlik, Kai'nin Sözleriyle Bozulmuştu.

"B-Ben...Daha Fazla Rahatsız Etmeyeyim Seni. Zaten Geldiğimde Çıkıyordun Sanırım?"

"Ah, Evet...Yeonjun Hyungun Yanına Gidecektim."

Duyduklarıyla Başını Kaldırdı Ve Heyecanlı Bir Şekilde Konuşmaya Başladı Kai. Bir Anda Olmuştu Ve Ben Dediklerine Yetişmekte Zorlanmıştım.

"Ah, O Soobin'le Görüşecekti. Chinsun...İkisinin Kızıymış, Soobin De Emin Olmak İçin DNA Testi İstedi. Sanırım Yeonjun'un Abisinin Eşinin Kliniğinde Yapacaklardı Testi. Ama Buraya Çok Uzak Orası, Seni Bırakmamı İster Misin?"

Duyduklarım, O Kadar Fazlaydı Ki Bana, Hemen Kai'nin Elini Tutup Evden Sürükleyerek Çıkarmış; Arabasına Binmiştik. Ben Kemerimi Takarken Kai Arabayı Çalıştırıyordu.

"Biraz Hızlı Sür Kai, İçimden Bir Ses İyi Şeyler Olmayacak Diyor."

...

Kliniğe Geldiğimizde Nedense Tanıdık Gelmişti Burası, Ama Üstünde Durmadım Ve Kai'yi De Peşimden Sürükleyerek İçeri Girmiştim. Gördüğüm Manzara İse...İkimizin De Donup Kalmasına Neden Olmuştu.

Taehyung Hyungun Adamları, Soobin'i Tutuyordu. Taehyung Hyung İse Sinirle Yumruk Atıyordu Soobin'in Yüzüne. Jimin Hyung Ortalıkta Yoktu, Büyük İhtimalle Chinsun'u Bu Ortamdan Uzaklaştırmak İsteyip Gitmişti.

"SOOBIN!"

Kai Öne Atladı Soobin'e Yardım Etmek İçin, Ama İki Tane Adam Engel Olmuştu Ona. Bakışlarım Koltukta Oturup Dizlerini Kendine Çeken Yeonjun Hyunga Kaydı. Ağlıyordu Titreyerek, Bu Yüzden Ona Doğru Koştum. Korumaların Çoğu Beni Tanıyordu Zaten.

"Yeonjun, Ne Oluyor?! Neden Taehyung Hyung Soobin'i Dövüyor?!"

Yeonjun Başını Kaldırmadı, Ama Hıçkırıkları Arasında Anlatmaya Çalıştı Olayı.

"Tae-Taehyung Hyung Her Şe-Şeyi Öğrendi Beomgyu..."

"N-Ne?"

"Soobin, Sırf Test Olmasın Ve Onu İkna Etmeyelim Diye Jungkook Hyungu Kaçırtmış. Bunu Öğrenen Jimin Hyung İse Taehyung Hyungu Aradı Ve Her Şeyi Anlattı. Beomgyu, Bir Şeyler Yap Ne Olur, Engel Ol Onlara!"

Duyduklarımla Hızlıca Kai'nin Yanına Gittim Ve Adamlar, Benim Geldiği Gördüğü Gibi Bırakmıştı Onu. Ama Kai Boş Durur Mu, Hızlıca Soobin'in Yanına Gitmeye Çalışmıştı. Ona Zar Zor Engel Olup Sinirle Bağırdım. Yoksa Birazdan Soobin İle Birlikte O Da Dayak Yiyecekti.

"KAI DUR Bİ BENİ DİNLE!"

Bağırmamla Birlikte Kai Durmuş, Bana Sinirle Bakmaya Başlamıştı. Nedense Gözlerinde O Eski Siniri Ve Hırsı Görmüştüm. Ama Korkmadım, Çünkü Bu Sabah O Kai'nin Öldüğünü Anlamıştım. Şu An, Arkadaşına Zarar Verildiği İçin Sinirliydi O.

"KIM TAEHYUNG'UN SOOBIN'İ DÖVMESİNE İZİN Mİ VEREYİM BEOMGYU?!"

Başımı İki Yana Sallayıp Telefonumu Çıkardım Ve Ona Uzattım.

"Jungkook Hyung Kaçırılmış, Bunu Yapanı Biliyorsan Onu Ara. Bilmiyorsan Da, Sizin Tarafınızda Olan Ama Kim Taehyung'un Saygı Duyduğu Birini Çağır Buraya. Yoksa Sen De, Ben De Ona Engel Olamayız!"

Dediklerimle Derin Bir Nefes Verdi Ve Kendi Telefonunu Çıkardı Kai. Bir Yandan Da, Küfür Ediyordu Sürekli. Omuzuna Vurdum Uyarmak İçin. Zaten Benim Çatık Kaşlarımı Görünce Anında Susmuş, Telefonuyla Aramaya Devam Etmişti Karşıdaki Kişiyi. Bir Süre Sonra Yüzünde Güller Açtı, Anlaşılan O Kişiye Ulaşmıştı.

"YOONGI HYUNG!"

...

Sellam Güzellerim~

Olaylar Bayağı Bir Karıştı, Güya 40. Bölüm Final Olacak...

Bu Gidişle 50'ye Kadar Yolumuz Var ;-;

Neyse, Seviliyorsunuz <3

00.00 | Yeonbin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin