Gökçe'yle sahilde oturduğumuzda çay almıştı. Elimizde sıcak çaylarla denizi izliyorduk. İkimizde bir şeyler düşünüyorduk ama birbirimizin ne düşündüğünü de bilmiyorduk.
Dalgalar usulca çarparken Gökçe'nin başını omzumda hissettim. Yakınlığımızdan dolayı burnuma dolan koku o kadar tanıdıktı ki. Bu kokuyu kimden aldığımı anımsayamıyordum. Başımı çevirip Gökçe'ye baktığımda o da başını kaldırıp yüzüme baktı.
"Rahatsız olduysan başımı kaldırabilirim."
"Hayır." Rahatsız olduğumu söyleyemezdim. Aslında rahatsız olacağım bir şey yoktu. Burnuma dolan kokudan dolayı başıma bir ağrı saplanmıştı.
"Ee anlat artık suskun öğrencim."
"Gökçe bir anonim var. Normalde bana çok anonim yazar. Bazen dalga için bazen cesaret edemedikleri için. Bu sefer farklı. Sanki bu defa bu yazana çok kötü bir şey yapmışım gibi. Ne yaptığımı da bilmiyorum üstelik."
"Kim olduğuna dair bi tahminin yok mu?" diye sordu. Başımı olumsuz anlamda salladım.
"Daha fazla uğraşamayacağım sanırım. Yaren'e söylemek en iyisi. Bulur anonimi ben de derdi neymiş, öğrenirim." Gökçe'nin o an yüzünden garip bir ifade geçti. İki saniye bile sürmedi o yüz ifadesi.
"Biraz abartıyor olabilir misin? Dediğin gibi belki de sadece dalgadır."
O gün Gökçe'nin bu garip davranışlara anlam veremesem de hak verdim. Sanırım haklıydı. Uğraşmaya bile değmezdi.
@gökotta: Yaren beni bulsa bile samimiyetle gelip kim olduğumu söyleyecek mi sence?
@gökotta: Ben her yerdeyim Berk ama istemediğim sürece beni asla göremeyeceksin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökotta| Yarı Texting
ChickLit@gökotta: Berk, beni unuttun mu? @gökotta: Beni unutmana asla izin vermeyeceğim. @gökotta: Unutmaya başladığın her an karşına çıkıp hayatını alt üst edeceğim.