Elimdeki beyaz günlüğü okurken dejavu hissiyle tekrardan doldum taştım. Gökçe'yle de bahsettiği sahilde tam anlattığı şekilde çarpışarak karşılaşmıştık. Bu kaderin bir oyunu muydu yoksa kasıtlı bir şey miydi? Henüz anlamlandıramıyordum. Günlüğün diğer sayfasına geçtim.
28 Haziran 2019 (Mekan: Gitar kursu)
"Sevgili günlük,
Seni alalı tam bir hafta geçti. Her gün günlük yazmayı becerebilen bir insan olmadığım için hayatımın monotonluğundan ziyade önemli şeyleri yazma kararı aldım. Seni ilk gün aldığımda karşılaştığım çocuğu anlatmıştım. Onu bir daha görmek istediğimi söylemiştim. Tanrının sevdiği kuluymuşum. Bugün kardeşimin ısrarıyla gitmeye başladığım gitar kursunda eğitim verdiğini öğrendim. Beni tanımadı ama ben onu gördüğümden itibaren aptalca gülümsemeye başladım. Bu arada adı Berkmiş. Umarım daha da fazlasını öğrenebilirim onun hakkında. Şimdilik hoşça kal."
İşte şimdi emin olmuştum. Annemin bahsettiği kız arkadaşım olan Gizemdi. Peki neler yaşamıştık? Neden hatırlamıyordum? Gitar çalmayı bilmediğimi sanırken gitar öğrettiğimi öğrenmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökotta| Yarı Texting
ChickLit@gökotta: Berk, beni unuttun mu? @gökotta: Beni unutmana asla izin vermeyeceğim. @gökotta: Unutmaya başladığın her an karşına çıkıp hayatını alt üst edeceğim.
