Bölüm 14: Dost Kazığı

30 3 0
                                    

Gökçe'yle ayrılıp evlere geçtikten sonra sahilde koku olayından dolayı başıma saplanan ağrıyı geçirmek için akşama kadar uyumuştum. Uyuduğum zamanda kötü bir kabus görmüştüm. Başımın ağrısı iyice şiddetlenmişti.

Rüyamda bir uçurumun kenarında denize bakıyor, anlam veremediğim bir şekilde kasvete boğuluyordu bir anda ortam. Yağmur yağmaya başlıyor ve ben araba kazası geçiriyordum. Öldüğümü hissederken bağırarak uyanmıştım.

Uyanır uyanmaz da duş alıp soluğu annemin yanında almıştım. Küçüklüğümün geçtiği ve kurtulduğuma sevindiğim villadan içeri girdiğimde salondan bağırış sesleri geliyordu. Sesler de gayet tanıdıktı: Annem, Yaren ve Bora.

"Yasemin Hanım anlamıyor musunuz? Gelen bu çiçekler bir şey ifade etmiyor mu sizin için?" Yaren bağırarak elinde kurumuş mor çiçekleri anneme gösteriyordu. Kolonun arkasına saklandım.

"Yaren senin kuruntularınla uğraşamayacağım. Kızın gömüldüğünü gözlerimle gördüm. Biri seninle dalga geçiyordur." Annemin cevabıyla Yaren yere kapaklanıp ağlamaya başladı.

Kaşlarım şaşkınlıkla yukarı kalktı. Yaren'in elinde tuttuğu çiçekler ne anlam ifade ediyordu, annem kimin gömüldüğünü görmüştü?

"Bence en büyük dalga sadece bizimle geçilmiyor Yasemin Hanım." Bora'nın meydan okuyan sesiyle annem küçük bir kahkaha attı. "Boracığım, size kimse Berk'i satın demedi. Ben sonuçlarına katlanacaksam siz de katlanacaksınız."

Gökotta| Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin