Bölüm 17: Ultrason Kağıdı

42 4 0
                                    

"Ne sakinleştiricisi Gökçe?" diye sorduğumda elindeki ilacı gösterdi. "Bu ilaç sakinleştirici. Bir ara ben de kullanıyordum." 

"Emin misin?" İnanamıyordum çünkü. Bu ilacı bir yıldır kullanıyordum ağrı kesici niyetine. "Evet, eminim. İstersen eczaneye götürüp soralım." 

İlacı Gökçe'nin elinden alıp çay için teşekkür edip yanağından öptüm. Ardından bir hızla kot ceketimi üzerime geçirip yağmurlu havada evime iki sokak uzak olan eczaneye yürümeye başladım. Hayal kırıklığının yürüyen hali gibiydim. Daha dün para için en yakın arkadaşlarım tarafından satılmıştım. Şimdi de annem beni kandırmıştı bir senedir. İlacın ağrı kesici olmasına dua ederek eczaneden içeri girdim. 

"Merhaba. Rahatsız ediyorum. Bu ilaçla ilgili bilgilendirme alabilir miyim?" Eczanenin girişinde duran kadın elimdeki ilacı aldı. Baktıktan sonra ters düz şekilde ilaca baktı. "Beyefendi bu ilaç kırmızı reçeteyle satılır. Üzerinde nasıl kullanması gerektiğine dair barkod yapıştırılır. Barkod sökülmüş. Ağır bir sakinleştiricidir. Her hastada kullanılmaz. Ciddi yan etkileri de vardır. Unutkanlık en başlıca sebeplerinden." 

Duyduklarımla başımdan kaynar sular dökülmüştü sanki. Kadına teşekkür edip eczaneden çıktım. Kadının söylemek istedikleri neydi? Neden bu ilaçları ağrı kesici diye kendisine içiriyordu annesi? Anonimin mesajları anlam bulmuştu sanki. Cebimden telefonu çıkarıp uygulamaya girdim.

@berkkaraduman: Seni bu ilaçlardan dolayı mı hatırlamıyorum?

@berkkaraduman: Kimsin?

@berkkaraduman: Karşıma çık. 

@berkkaraduman: Cevaplara ihtiyacım var. 

@gökotta: Bir gün karşına çıkacağım sevgilim.

@gökotta: Şimdilik yalanlara inanmak zorundasın. 

Yağmur yağmaya devam ederken geçen gittiğim uçurumun kenarında buldum yine kendimi. O kazadan sonra yaşadığım her şey yalanmış. Onu anlıyordum. Annem bir yandan arkadaşlarım bir yandan kandırıyormuş beni. İnsan hayatının sahteliğini nasıl kaldırabilirdi? Uçurumun dibine çöktüm. Gözümden yaşlar süzülüyor, yağmurla birleşiyordu. 

"Hayat ne planlıyorsun?" diye bağırdım. Uçurumda sesim yankılandı. Gözüm yağmura boy eğen mor çiçeklere ve mor çiçeklerin arasında ıslanan zarfa kaydı. Geçen sefer taş bulduğum çiçeklerin arasında zarf vardı. Zarfı elime aldım, nedense bana aitmiş gibi hissediyordum. Zarfı açtığımda içinde bir ultrason kağıdı vardı. Bir kısım yuvarlak içine alınmıştı. Muhtemelen bir bebeği işaret ediyordu. Altında yazan tarih ise tüylerimin ürpermesine sebep oldu. 21 Eylül 2019. Benim kaza geçirdiğim güne aitti. 




Gökotta| Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin