Genelde ailem beyaz ya da açık tonlarında giydirir ama bu çok güzel ve zarif. Odadan çıkıp beni yönlendirmeleri izin verdim. Getirdikleri odaya girince korumalarımı gördüm. Hepsi hırpalanmış ve bağlıydı. Aralarından en küçük olanın yanına gittim ilk önce. Ona doğru koşup önünde diz çöktüm. Yüzünü avuçlarımın arasında aldım.
"Jungkook! İyi misin?" Yere bakarken başını aşağı yukarı salladı. Bana bakmıyordu çünkü yüzünü görünce kalbimin acıyacağını biliyordu. Ona sarılırken diğerlerine göz gezdirdim. Jungkook da bana sarıldığın da gözünden düşen yaş elbisemi ıslatmıştı.
"Nuna.." diye daha çok göz yaşı döktüğün de daha sıkı sarıldım ona.
"Herkes iyi mi? Merak etmeyin buradan çıkacağız." dedim telaşla konuşurken.
"Prensesim affedin. Koruyamadık sizi."
"Sayıca üstünlerdi lütfen kızmayın kendinize." Jungkook'u çözdükten sonra diğerlerini de çözdüm. Hepsi özür dilemek için diz çöktü. Ben de önlerinde eğildim
"Siz benim korumalarımsınız ama sizi korumak için yakında tahta oturacağım. Bu yüzden özür dilemesi gerek tek kişi benim." Dedim utançla. Arkamda duyduğum alaycı bir alkış az çok kim olduğunu tahmin ederek sinirle arkamı döndüm.
"Ah! Çok dokunaklıydı." Ben kaşlarımı çatarak ona bakarken korumalardan biri önümde durdu.
"Velihat prensesi bırakın!" Alkış durdurup yüzünden hiç silemediği alaycı tebessüm ile konuştu.
"Prensesiniz hiç bir yere gitmiyor anladınız mı? Siz.." Diyerek parmak şıklattı. İçeri birileri girip yine korumalarımı tuttular. Hadi ama 4'e karşı 10 gayet haksız bir dövüş.
"Hımm sizle ne yapsam? Şimdilik zindanda olsanız güzel olur." diyerek elerini göğüsün de birleştirdiğin de hiddetle bağırdım.
"HAYIR!" şaşırmış gibi yaparak bana baktığın da alayla koşmayı sürdürdü.
"Ah prenses kızdı galiba.. Burada kalacak ve her gün acı çekeceksin."
"Neden bunu istiyorsun? Ben sana ne yaptım! Her şeyi geçtim onlar ne yaptı? Neden insanları öldürüyorsun?" diye peş peşe sorularımı sıraladığım da kaşlarını çattığın da çene hattının gerildiğini gördüm.
"BU SENİ HİÇ İLGİLENDİRMEZ KÜÇÜK HANIM!" Tam önümde durup yüzüme karşı adeta kükredi.
İyice sinirlenmeye başladım ama sakin düşünmeliyim. Askerlerimi götürmeye başladıkların da kaybedecek başka hiçbir şeyim yok."DURUN!" Hepsi bana bakmaya başladı. Yoongi'ye dönüp konuştum.
"En azından Jungkook yanımda kalsın. Lütfen.. O daha çok küçük." Sesim giderek kısılmış dizlerimin üstüne çökmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Min Yoongi Şifacı ve Katil (Tamamlandı)
Fanfiction"Beni öptüğünde sana ait oldum Maria.." ___ "Hatırlıyor musun? İstediğim bir şeyi yapmak için söz vermiştin." "Evet." "Benim olmanı istiyorum." ___ Tüm hayatının yalandan ibaret olduğunu bilmeden yaşayan masum ama asla pes etmeyen güçlü bir kızın hi...