Bugün hayatım değişti ...
Şifacı kalesinde yaşıyorum. Halkımız şifacılar olarak bilinir. Bitkilerle sokakta yaralı insanlara yardım etmek bizim görevimizdir. Annem ve babam kalenin kral ve kraliçeleridir. Karşı kalemiz Katil klon kabilesidir.
Bizim aksimize insanlara acı çektirerek daha fazla zenginliklere yer açmaya çalışan aç gözlü bir kabiledir. Öldürmeyi sevmeyiz ama onlar bunu hak ediyorlar. Bu yüzden birliklerimizle savaş içinde olduk her zaman.
Nedenini bilmem ama her sabah kalktığımda bedenimde ki yorgunluk ile sağlıklı otlarla ürettiğim bitki çayını içmeden kendime gelemediğimdir. Kalbimi yatıştırmanın tek yolu bu. Bazı geceler vicudumu kaplayan morluklar ile uyandığım bile olur. En kötüsü ise kalbimin acısının bir türlü dinmemesi.
Annem yani kraliçenin istek üzerine huzurlarına çıkmam gerekiyor. Piyanonun başından kalkıp üstümü giyindim. Piyano çalmak beni yatıştırıyor. Melodisini her duyduğum da kalbimin huzurla dolduğunu hissederim..
Kral ve kraliçeninısına karş geçip saygı ile eğildim. Babam biraz endişeli bakarken annemin yüzünde en ufak bir mimik dahi oynamıyordu. O her zaman böyle biriydi.
"Kralım ... Kraliçem keyfiniz yerindedir umarım?" Babam tebessümle yanıma gelip sarıldı. Annem biraz katıdır bu yüzden pek yakın değil bana. Eskiden beni sevmediğini düşünürdüm ama o genel olarak böyledir.
"Prensesim seni çok özledim."
"Bende seni özledim baba savaştan yeni döndün yorgun musun?" cevap vereceği sırada annem boğazını temizleyip dikkatini oraya vermemi sağladı.
"Seni buraya yeni görevini söylemek için çağırdım veliaht prenses."
"Emirlerinize amadeyim." ah bu tür konuşmalar ne zaman son bulacak çok gıcık kapıyorum. Ayağa kalkıp arkasında etrafımda turlamaya başladı. Korkmadım değil açıkçası! Ne zaman dışarı çıksam tüm insanlar çok içten ve sıcak kanlı olurlar ki nadir dışarı çıkarım. Peki neden biz bu kadar resmiyiz?
"Bildiğin üzere bir savaşın içindeyiz ve bunun son bulacağı da pek mümkün değil. Bu yüzden biz de karşı kale ile iletişim kurduk. Eski kralın anlaşmasına göre Healer Kalesinin veliaht prensesi ve Killer kalesinin veliaht prensin evliliğinde karar kılınmıştır." Şaşkınlıkla babama baktım. Bakışlarını kaçırmış yere bakıyordu.
"Ne?" dedim kısık sesimle. Olanları kavramakta zorluk çekiyordum.
"Sesini alçalt prenses!" ama ben normal sesle bile konuşmamıştım. Evlilik mi? Bir gün olacaktı ama bu biraz erken oldu.
"Ama anne ben-"
"Yaşın geldi artık 23 yaşındasın yakında bu koca kaleyi tek başına mı yönetmek istiyorsun yani?"
"Onunla evlenince onun kalesine gitmiş olmayacak mıyım? Kendi kalem ne olacak." diye isyan ettiğim de onun fikrinin geri dönüşü olmadığını da anlamış oldum.
"Orası için bir planım var. Yeni bir veliaht doğurana kadar kalenin sorumluluğu ben de kalacak! Bebeğin büyüdüğün de ise kalenin başına o geçecek. Bize bir Veliaht Prens doğurmalısın!"
"Bebek mi? B-ben daha hazır değilim. Hem bebeğim doğsa bile bu en az 20 yıl sürer."
"Bahane üretme ve hazırlan. 2 gün sonra gelirler." Yine isyan edeceğim sıra elini havaya kaldırması ile koşarak odama gittim ve kendimi yatağa atarak göz yaşlarımı serbest bıraktım.
Korumalarım yanıma gelip beni teselli etmeye çalıştılar. Ama ben çok kötüydüm. Tanımadığım bir katil ile evlendirilecek ve ondan çocuğum olacaktı. Üstelik Şifacı Kalesinin kraliçesi olamayacaktım. Bir katil kalesinin kraliçesi olacaktım! Bu kalbimi daha önce hiç bu kadar yakmamıştı. Buradan bir an önce gitmem gerek.
Eğer bu kalede kraliçe olamayacaksam katil kalede asla olmam! Belki huzurlu bir hayat bana iyi gelir. Onca çaba ve eğitim, insanları korumak için geliştirdiğim bitkiler belki de hepsi artık bir hiç olarak kalacaktı.
Korumalarım her zaman bana destek oldular bana sırt çevirmeyecekerini biliyorum. Yatakta diklenip onlara döndüm.
"Katil kalenin kraliçesi olmaktansa sokakta özgür olmayı tercih ederim. Yanımda yeterince para olacak benimle geliyor musunuz?" hepsi ciddi bir ifade ile dikleştiler.
"Prensesimiz için her şeyi yaparız." onlara gülümseyip sarıldım. Onlar benim en yakın arkadaşlarım. Hatta ailem.
Annem her zaman katı biriydi. Bazen babamın onunla zorla evlendirildiğini düşünüyorum. Ben nasıl oldum bilmioyrum ama babam, anneme parmağını bile değdirmedi bu zamana kadar. Her zaman ondan uzakta durdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Min Yoongi Şifacı ve Katil (Tamamlandı)
Fanfiction"Beni öptüğünde sana ait oldum Maria.." ___ "Hatırlıyor musun? İstediğim bir şeyi yapmak için söz vermiştin." "Evet." "Benim olmanı istiyorum." ___ Tüm hayatının yalandan ibaret olduğunu bilmeden yaşayan masum ama asla pes etmeyen güçlü bir kızın hi...