"K-k-ka-karım mı?" oha ne çok kekeledim. Gülerek yanıma geldi ve yine yatağa ayak ucuma oturdu. Elinin birini üstümden yana atarak gözlerimin içine bakmaya başladı.
"Hımm.. Artık acı çektin. Şimdi benim kalbimi rahatlatman gerek. Sonuçta senden hoşlanıyorum." cidden hala beni istiyor mu?
"Ama ben senin anneni öldürdüm. Nasıl rahatça katil birine böyle söylersin?" omuz silkerek konuştu.
"Sanki ben katil değilim." kafamı eğip sağa sola salladım.
"Benim yüzümden katil oldun."
"Doğru." aklıma gelen şeyle bir anda kafamı kaldırdım.
"Peki sonra ne oldu. Anneni ittikten sonra." Biraz düşündü.
"Hımm.. Sonra sen bayılır gidi oldun. Ama kendine yeni gelmişsin gibi gölde çırpınan anneme baktın. Hiç düşünmeden atladın. Ama sen de yüzme bilmiyordun. Ben yanınıza yetişemedim bile. Çok uzaktınız. Biri beni tuttu-.. Maria biliyor musun? Seni kaçırdığım gün ona benzediğin için sinirlendim. Yani zaten sendin ama işte bilmiyorum. Neden sinirlendim biliyor musun? Güzel olduğun için. Ondan daha güzel kimse olamaz çünkü.
Seni bu yüzden kaçırdım Adını öğrenince kalbim sıkıştı.Kabullenemedim Olamaz dedim. Benim sevdiğim o gün gölde öldü. Şimdi orası şelale oldu akıp gitti dedim. Kinim gözümü kör etti. Ben de evlenip kalbini daha çok acıtabileceğimi düşündüm Sonuçta benim aşık olduğum kız yıllar önce annemi öldürdüğün de kalbimde de ölmüştü. " kafamı eğip ellerimle oynamaya başladım.
"Şimdi yemeğini ye ve uyu." deyip gitti.
____
Sabah kalkıp bahçeden çıkan seslerle cama doğru gittim. Yoongi ve askerler basketbol oynuyordu. Diğerlerine baktığımda yanında Jin ve iki kişi daha vardı. Karşı takımda ise benim korumalarım. Hoseok, Namjoon, Jungkook ve Min Ji. Hepsi oradaydı. Yüzümde ki tebessüm ile dolabıma adımladım. Kalbimin acısı dayanabileceğim güçte azaldığı için bir tık mutlu olmuştum.
Aşağı inip elime bir bardak su aldım. Kazanan takımın Yoongi'nin takımı olduğunu gördüm.
Şortunun üstüne giyindiği şey kol kaslarını ortaya çıkarıyordu. Oha! Jin'nin omuzları ne kadar geniş. Oyunları bitince sahaya adımladım. Yoongi beni görünce elini elini uzattı.
Yoong'nin arkasından Jin'i göremem ile hızlıca oraya gidip ona suyu uzattım. Galiba Yoongi ona getirdim sandı. Neyse. Artık bir önemi yok.
"Jin nasılsın?"
"Verliaht prensesim teşekkürler su için. İyiyim bu arada sen daha iyi oldun mu?" Kafamı olumlu anlamda sallayıp ellerimi önümde birleştirdim. Suyunu içip saçlarımı kırıştırması ile utanıp yere baktım.
"YAH!" Yoongi'nin bağırması ile oraya döndüm topu yere fırlatıp yanıma geldi sinirlice. Baştan aşağı süzdü.
"Bu ne kılık? Giyinmeseydin." garip bir ifade ile ona baktım. Sanki onların elbiseleri çok kapalıydı. En azından bunlar rahat.
"Bende basketbol oynamak için böyle giyindim."
"Bana değil de neden ona su getiriyorsun peki?" diye sinirle Jin'i işaret ettiğin de şaşkınca cevap verdim.
"Hesap mı soruyorsun?"
"Evet."
"Ah! Başkası getirsin niye ben getiriyorum?"
"Karım sensin çünkü." kalbim tekledi ama gözlerimi devirip korumalarımın yanına gittim.
"Çık çık siz kaybetmeye utanmıyor musunuz? Ben size böyle mi öğrettim?" Jungkook oturduğu yerden gülerek arkaya doğru uzanarak arkaya attı.
"Prensesim?" Yoongi'nin korumalarından birinin bana seslendiğini gördüm. Çok tatlı ve ponçik duruyordu. Onu daha önce sarayda çok kez Yoongi'nin yanında gördüm. Diğeri de dahil.
"Ben Jimin. Yoongi'nin korumasıyım. Şey sizi kaçırdığım için üzgünüm ben emirleri uyguluyordum." diyerek başını yere eğdi.
"Sorun değil emir kulusun sen de. Ortak noktamız ne biliyor musun? İkimiz de emirlere hayır diyemiyoruz." diyerek güldüm. O da bana bakıp gülmeye devam etti. Yoongi'ye baktığımda saraya adımlını gördüm.
Herkes gittikten sonra basketbol oynamaya başladım. Ama kalbim çok acıdığı için yere çöktüm. Saray muhafızı beni kucaklayıp odama adımladı. Kırık olan kapıyı da açtı. Korumalarım nereye kayboldu? Beni yatağa yatırır iken içeri telaşla Yoongi girdi. Anladım ona haber vermeye gitmişler de bir kişi haber veremiyor mu kardeşim? Topluca gitmişler. Ha zaten neden haber veriyorlarsa?
"Prensesim iyi misiniz?"
"İyiyim Dong Hyun. Teşekkür ederim" şaşkınca bana baktı.
"Adımı biliyorsunuz."
"Evet garip evlendiğim adamın babasının adını bile unuttum ama senin adını biliyorum." diyerek gülmeye başladım. O da gülünce Yoongi buraya adımladı.
Yoongi- "Çıkabilirsin!" asker selam verip çıktı.
"Neden herkesle bu kadar yakınsın?"
"Neden bu seni ilgilendiriyor?" gözlerini devirip yanıma gelip oturdu. Omzu omzuma değiyordu. Ellerini dizlerimde ki yaralara götürdü.
"İyi misin? Canının acımaması güzel."
"Canımın acıdığını söyledim. Kalbim artık güçsüz. Bedenim onun artık her acıdığın da kalbim daha çok acı çekiyor. Vücudum değil kalbim acıyor." Kolunu kaldırıp omzuma koydu.
Bana yarı sarılı durur iken nasıl nefes almam gerektiğini düşünmeye başladım. O ise önce bana baktı ardından saçlarımın arasına öpücük kondurdu. Tüm vücudumun öptüğü kısımdan başlayarak aşağı doğru titrediğini hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Min Yoongi Şifacı ve Katil (Tamamlandı)
Fanfic"Beni öptüğünde sana ait oldum Maria.." ___ "Hatırlıyor musun? İstediğim bir şeyi yapmak için söz vermiştin." "Evet." "Benim olmanı istiyorum." ___ Tüm hayatının yalandan ibaret olduğunu bilmeden yaşayan masum ama asla pes etmeyen güçlü bir kızın hi...