13

949 60 8
                                    

"Yoongi?" dediğim de dudaklarını başımdan çekmeden mırıldandı. Nefesi başıma her çarptığın da içimi bir sıcaklık kaplıyordu.

"Hımm?"

"Neden birden geldin?" derin bir nefes alıp yanağını başıma yasladığını hissettim. Keşke ben de sana karşılık verebilsem Yoongi..

"Odaya kapadığını ve kimseyi sokmadığına dair mesaj gönderdiler." Biri bu mesajı neden Yoongi'ye göndersin. Sonuçta odaya kapandığımı sayılı askerler biliyor neden haber versinler ki? Ve neden Yoongi'ye haber versinler?

"Kim? Ve neden?" Vücudunun titremesinden güldüğünü anladım.

"Bilmem sadece böyle giderse açlıktan öleceğini filan söyleyen bir mesajdı." anladığımı belirten bir şekilde başımı salladım.

"HOSEOK!" diye bağırdığım da hafif geri çekilmiş kaşlarını çatmıştı.

"Ah niye bağırıyorsun?"

"Bir şey isteyecektim." diyerek dudaklarımı birbirine bastırdığım da Hoseok içeri girdi.

"Bana ilk yardım çantamı getirir misin? Bir de şu en son yaptığım kremi  masam da olması gerek."

"Tamam." diyerek gitti. Yoong bana döndü. Ve tek kaşını kaldırarak konuştu.

"Benden neden istemedin?"

"Getirmen için bir sebebin yoktu." Diyerek elini tutup kolunu amzumadn indirmesini sağladım. Dumura uğramış gibi bana bakınca gelen Hoseok ile bakışlarımı ona çetim. 

Hoseok- "Ben yaparım Maria!" Kafamla onu onaylarken gıcık birisi araya girdi.

Yoongi- "Ben yaparım gerek yok." göz devirip Hoseok'a sorun olmadığını söyledim ve Yoongi döndüm. Ay dudakları çok güzel duruyor. Kendine gel!

"Hadi odana git zaten neden geldin ki?" diye umursamazca konuştuğum da gözlerini pörtletip kendisini işaret etti. Bir süre sonra inanmıyormuşçasına konuştu.

"Ne demek odana git." Alındı mı acaba?

"'Odana git' lafının nesini anlamamış olabilirsin ki? Başka dilde filan mı söyledim?" gözlerini devirip kremi aldı. Ben de elinden aldım.

"Ya gitsene." sinirle soluyup ayağa kalkıp bir iki adım gitti. Ardından hızla bana doğru dönüp yatağın yanına yaklaşıp tepem de dikildi. Başımda dikilirken bıkkınca nefesimi dışarı verdim.

"Ya yine ne var?" omuzlarını kaldırıp indirerek dudaklarını büzdü.

"Burası benim odam."

"Ne saçmalıyorsun. Dün nerede kaldın?" 

"Kapının önünde uyudum." merakla sorduğum sorunun karşılığın da verdiği cevap karşısında cidden şaşırmıştım. Şaka mı?

"Oha! Cidden mi? Senin gibi bir prens kapıda mı uyudu?" kafası ile onaylayıp beni kenara itti. Yatağa girip bacaklarını örttü. Bense hala kapının önün de uyumasına şaşırıyordum. Hayır yani sebebi neydi ki?

"Yah! Yanımda yatamazsın." 

"İyi geceler karıcım." 

Keçi gibi bir inada sahip olduğunu bildiğimden daha fazla onunla uğraşmamak adına bacaklarımda ki örtüyü açıp kremi sürmeye başladım. Acısını kalbimde hisettiğim için kremi sürdükçe kalbimde ki acı artıyordu. Bu da yüzümü buruşturmama sebebiyet veriyordu. Yoongi bana dönüp ellerini kafasının altına koymuş bacaklarımda ki yaraya bakıyordu. Kremi diğer bacağıma sürdüğümde yüzümü yine ekşittim.

Min Yoongi Şifacı ve Katil (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin