2 gündür sarayda düğün telaşı var. Yoongi'yi hiç görmem beni mutlu etti. Çünkü yüzüne bakabileceğimi sanmıoyurm. Nereye kaybolduysa düğün günün de gelmez ise sevinirim açıkçası. Belki prens istemiyor diye düğün de iptal olur ve ben kendimce özgür olurum.
Aşırı büyük ve saçma elbise getirmelerine karşı bunu seçtim. Onların seçimleri çok kötüydü. Elbisenin eteği 50 kilo. Tamam belki biraz abartmış olabilirim. Ama resmen benden daha büyük. Bu elbise ise diğerlerine nazaran daha zarifti.
Gergince odadan çıkıp babamın yanına gittim. Yoongi oradaydı işte. Merdivenlerin başına geldiğimizde askerler alkışlanmaya başlandığında gözlerini bana çevirdi. Saçları yine beyaza boyanmıştı.
Aşağı inip uzattığı koluna girdim. İkimizde yürüyorduk. Bir şey söylemek istiyormuş gibi bana bakıyor ardından nefesini dışarı verip yine yere bakıyordu. Bense hiçbir şey demeden yere bakarak yavaş adımlarla yürüyordum. Sarayın kapıları açıldığında sarayın etrafına doluşmuş halk alkışlamaya başladı. Kral bir şeyler söylerken Yoongiye doğru eğildim.
"Yoongi biraz fazla tuhaf kaçabilir ama kralın adını unuttum."
"Yah! Sesiz ol herkes buraya bakıyor." o kadar tedirgindim ki halka bakarken kulağına fısıldıyordum. Gülmeye devam ederken konuştu.
"Ama çok komiksin. Garip olduğunu biliyordum. Min Joon. Kralın adı." Kafa sallayıp halka gülerek el sallamaya başladım. Bakışlarını üzerimde hissetmem ile bende ona baktım. Neden böyle garip bakıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Min Yoongi Şifacı ve Katil (Tamamlandı)
Fanfiction"Beni öptüğünde sana ait oldum Maria.." ___ "Hatırlıyor musun? İstediğim bir şeyi yapmak için söz vermiştin." "Evet." "Benim olmanı istiyorum." ___ Tüm hayatının yalandan ibaret olduğunu bilmeden yaşayan masum ama asla pes etmeyen güçlü bir kızın hi...