Medya çok güzel tam bölüme uyuyor üstüne basıp okuyabilirsiniz :)
Five'ı takip ettim.Merdivenlerden yukarı çıktık.
Bir sürü kapı vardı.Aklımda kurmaya çalıştığım kaçma planlarını suya düşürmüştü bu.Kaçmaya çalışırsam kesin kaybolurdum.
Koridorun sağına doğru yürüdü Five.Bende kuyruk gibi peşinden gittim.
14 Numara Five Hargreeves yazan kapıya girdi.Bende peşinden girdim.
Ofis gibi bir odaydı.Kareydi ve çok basit tasarlanmıştı.Çok az eşya vardı ve hiç temizlenmemiş gibi duruyordu.
Masanın arkasındaki siyah sandalyeye oturdu.Masanın önündeki sandalyeleri gösterdi.Oturmamı istemişti.Oturdum.
-Doktorlar da böyle yapmaz mı?
-Benim hakkımda ne kadar çok şey biliyorsun?
-Öldürmekten keyif aldığını ve eşsiz bir zekan olduğunu biliyorum.Seni seçmemdeki sebep de buydu.
-Her ne teklif edeceksen reddediyorum.
-Öyle bir şansın yok.
-Ne?Kabul etmezsem öldürecek misin beni?
-Hayır tabii ki.
-O zaman reddediyorum.
-Daha teklifimi duymadın.
-Umrumda değil.Dedim ve ayağa kalktım.Kapıya doğru yöneldim.
"Gidemeyeceğini ikimizde biliyoruz" dedi.Hah!Ukala! Birinden rica etsem beni kırmazlardı.Elinde baltayla gezen birini kim kırabilirdi ki?
"Giderim,öyle bir giderim ki arkamdan kuzu gibi bakarsın" dedim Handler'daki yapmacık gülümsenin tebrik edilesi bir taklidini yaptım.
"Seni hafizan silinmeden hiçbir yere yollamazlar" dedi yerinden kımıldamayarak.
Göz devirdim ve kapıyı açtım.
"Babanı veya Mike'ı görebileceksin eğer kabul edersen"
Arkamı döndüm.Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı."A-ama onlar öldü! Bu imkânsız!" dedim ve birkaç saniye önce oturduğum sandalyeme geri oturdum.
"Burda hiçbir şey imkânsız değildir" dedi kendinden emin bir şekilde.
Gerçekten de bu mümkün olabilir miydi? Sanırım burda mümkündü.
"Bakıyorum da teklifim çok cazip geldi" dedi Five gülerek.
"13 yıldır görmediğim babamı veya 5 yıldır görmediğim en yakın arkadaşımı görme fırsatı her gün karşıma çıkmıyor" dedim.
Babamın güler yüzü ve Mike'ın heyecanlı yüzü gözümde canlandı.
"Arkadaş mı? O senin sevgilin değil miydi?" dedi Five şaşırarak.
"Değildi tabii ki." dedim anılara dalarak.
"Hmm belli ki Mike'ın hisleri karşılıklı değilmiş. Bunu öğrenemeden öldüğüne sevindim"
"N-Ne diyorsun sen?" AZ SALLA BE KARDEŞ!
Mike'ın beni sevme ihtimali polislerin öldürdüğüm insanın katilini bulmasına eşitti.Yani imkânsız.
"Diyorum ki o sana aşıktı" beyninden vurulmuşa döndüm.
"Sen nerden biliyorsun?" inanmayacaktım.İnanmamalıydım.
"Bundan kaç gün önceydi hatırlamıyorum 3 gün veya 5 gün olabilir.Zaman kavramı burda pek hissedilen bir şey değil.Haberleri izlemek komisyonda en önemli görevlerden biridir.
O günde haberleri izlerken senin öldürdüğün adamın haberi herkes gibi benimde dikkatimi çekti.Cidden çok iyi bir iş çıkarmışsın.
Komisyonda çalışmayan birinin seni bulması imkânsız ama ben komisyonda çalıştığım için seni buldum.Biraz zor oldu ama buldum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐂𝐫𝐢𝐦𝐢𝐧𝐚𝐥𝐬 | 𝐓𝐡𝐞 𝐔𝐦𝐛𝐫𝐞𝐥𝐥𝐚 𝐀𝐜𝐚𝐝𝐞𝐦𝐲 𝐅𝐚𝐧𝐟𝐢𝐜𝐭𝐢𝐨𝐧
FanfictionKapak=@weturnpurple "1989 yılının Ekim'inde, hamile bile olmayan 43 tane kadın aniden mucizevi bir şekilde doğum yapar. Milyarder Sir Reginald Hargreeves bu çocuklardan 7 tanesini evlatlık edinir ve dünyaya kurtarmaları için The Umbrella Academy" ad...