Bölüm-11

899 87 28
                                    

“Uuu sonunda heyecan verici bir şeyler!”

“Evet evet.Bir dakika...Ben sana hazırlan demiştim,hazırlandın mı?” kaşlarını çatarak sormuştu.

“Ah evet o konu! Bana ‘hazılan’ dan kastının ne olduğunu ve bu eylemi gerçekleştirirken nerde olmam gerektiğini söylemediğin için hayır hazırlanmadım”

“Ha yani benim hatam?”

“Bana baksana bir Five,sen neden bu kadar sinirlisin?” fazla sinirli gözükmüştü.

“Evet sinirliyim ben her zaman sinirliyim alış” önüne döndü ve çanta odasına doğru yürümeye başladı.

Peşinden koşturmaktan başka yapabileceğim bir şey yoktu.

Odaya geçti.Bende peşinden.

Üstünde adını yazan çantayı kaptı.Üstünde benim adım yazan çantayı da alıp bana fırlattı.

Mükemmel reflekslerim olmasa çantanın bozulacağından %100 emindim.

“Hazır mısın?” diye sormadan “3 diyince tuşa basıyorsun” dedi.

Bana bakmadan 3'e kadar saydı.Tam 3 dediğinde gözlerimi kapatıp tuşa bastım.

Ayaklarımın yerden uzaklaştığını hissettim.Havalanıyordum.

Işınlanma işlemi çok kısa sürdü.(Bu kelimeyi kullandığıma inanamıyorum!) 2 saniye sonra ayaklarımın tekrar yere değdiğini hissettim.

Ayaklarım yere değdikten sonra 3 saniye içimden saydım.Yine tam 3'de gözlerimi açtım.

Saat akşam 10 civarlarıydı.Halbuki komisyonda saat öğlen 3 gibi gelmişti.

Etrafıma bir göz attım.Oldukça yabancıydı.Amerikan hissi de vermiyordu.Fransa hakimdi.

Fransa'yı severdim.Çok nazik insanlardı.Soğuk insanlardı,bu da gereksiz sohbet ve samimiyeti en aza indiriyordu.

Mimarilerinden bahsetmiyorum bile! Tam bir şaheser!

“Daha sonra hayran hayran bakarsın Emily.Simdi bir işimiz var”

Somurtarak Five'a baktım.Her zaman en güzel anı bozuyordu.

“Biz Fransa da mıyız?”

“Hayır.Amerika'da bir sokaktayız.Çin Sokağı gibi düşün ama Fransa sokağı versiyonu”

Küçük bir pastane gözüme ilişti.Tatlılara bayılırdım.Pastaneye yaklaştım ve içine baktım.

Karanlıktı.Hiçbir şey gözükmüyordu.Dükkan kapalıydı.Zaten ne zaman Emily'nin şansı yaver gitmişti ki?

“Yanlış tarafa bakıyorsun.Pastane değil 2 kat üstündeki ev lazım bize”

Yanımda belirmesi ödümü koparmıştı.

“Madam Pomfrey orda mı yaşıyor?” dedim Five'a dönerek.Gerçekten ciddi ciddi ona Five demek sinir bozucu gelmeye başlamıştı.Yani birinin ismi beş...Biraz tuhaf?

Alışmam uzun zaman alacak...

Bana bakmadı.

“Soru sordum?”

“Boş sorulara cevap vermiyorum.Zaman kıymetlidir.”

“zomon koymotlodor” dedim fısıldayarak.Kısık bir kıkırtı duymuşum gibi gelmişti ama Five'a tekrar baktığımda oldukça ciddiydi.

“Bu taraftan”

“Tamamdır Ajan F” kendimi gerçekten de ajan gibi hissediyordum.

“Görevde değilken istediğin espriyi yapabilirsin Emily,ama görevde ciddiyet beklerim” İnsanın esprisinin havada kalması berbat bir his...

𝐂𝐫𝐢𝐦𝐢𝐧𝐚𝐥𝐬 | 𝐓𝐡𝐞 𝐔𝐦𝐛𝐫𝐞𝐥𝐥𝐚 𝐀𝐜𝐚𝐝𝐞𝐦𝐲 𝐅𝐚𝐧𝐟𝐢𝐜𝐭𝐢𝐨𝐧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin