Bölüm kısa oldu sorry^^
Veee yoğun istek üzerine eski kapağa dönüş yaptım djwhsjwn
Emily's pov (Emily'nin ağzından anlatım) :
Five gittikten sonra bende önüme çıkan ilk otelin kral suitine girmiştim.
Parasını çıkarken ödemem gerekiyordu ama yanımda para yoktu.Nasıl ödeyeceğim hakkında en ufak bir fikrim de yoktu.
Çocukken gittiğim psikolog bana “Anı yaşa.Mutlu bir şey yaşıyorsan o an mutlu ol.Daha sonra değil.Üzgün bir an içinde geçerli bu.Veya en basitinden diş doktoruna mı gideceksin sabahtan beri ona ne diyeceğini sana ne yapacağını düşünmek yerine o an geldiğinde düşün.Böylece geleceği veya geçmişe kafayı takmak yerine şimdinin keyfini çıkarabilirsin” demişti.
Şimdi de aynen böyle yapacaktım.O an gelince düşünürdüm.
Şu an aynayla bakışmak daha önemliydi.Yatağımda oturmuş karşımdaki boydan aynada kendimi seyrediyordum.
Ve düşünüyordum.
Gün içerisinde bir çok kişiyle konuşmuş,yanından geçmiştim ama günün sonunda yine kendimleydim.
Hayatımın en uzun günüymüş gibi hissediyordum ki zaten öyleydi.Belki de 24 saatten fazla saat geçirmiştim bir günde?
Zaman kavramı yoktu.Yorulduğunda senin akşamın oluyordu.Mükemmel ve bir o kadar da garip bir histi bu.
Bir yandan da Five'ın son dediklerini düşünüyordum.Hallie ha?
Hallie'nin sevgilisi var,Sydney Five'ı seviyor ama Five Hallie'yi seviyor?
Belki de uyduruyordu? Sadece yalandı.Sırf gıcık etmek için?
“Biraz da kendini düşün Em”
Sağ taraftaki avukat ben yine ortaya çıkmıştı.Artık bunlara bir isim vermem gerekiyordu.
Sağ tarafımdaki boşluğa dönüp “Sen Nora ol” dedim ve sol tarafıma dönüp “Sen de Dora” dedim.
“Dora mı? Ben çizgi film karakteri değilim!”
"Aklına başka iki uyumlu isim geliyor mu?"
"O Dora olsun!"
"Neden ben oluyormuşum?"
"Çünkü ben olmak istemiyorum!"
"Ben de!"
"İkinizde kesin sesinizi! Doğarken kendi ismimizi seçemiyoruz nasılsa.Keyfimin kâhyası böyle istedi diye ikinizin ismi de böyle olacak”
Kısa bir sessizlik.
“Her zaman başkalarını düşünmekten yoruldum!”
“İyi biri olmak bunu gerektirir,değil mi?”
“Biz iyi biri miyiz? BİRİNİ ÖLDÜRDÜK VE ÖLDÜRMEYE DEVAM EDECEĞİZ!” sesleri çok rahatsız ediyordu.Oturup kulaklarımı kapattım.
“En azından çaba sarf ediyoruz Dora!”
“BANA DORA DEMEYİ KES VE ÇABASINDAN BAHSEDİYORSUN GERİZEKALI? INSANLARI ÖLDÜRÜYORUZ! HAYATLARINA SON VERİYORUZ!” Seslerini susturamamanın verdiği sinirle ağlamaya başladım.
“Bunu sen istedin şimdi de kes o sesini ve toz ol DoRa.” Susun,susun,susun,susun...
“Sen toz ol insanları öldüren melek! Azrail misin sen? Bundan sonra senin adın Azrail!” İleri geri sallanmaya başlamıştım.
“Kapa çeneni yoksa çok kötü olacak!”
“Ne olacaksa olsun bu saatten sonra! Babamızı öldürdüler sonra güya intikam alacağız diye doktor olduk sonra da pişman olup katil olduk.Ardından da saçma salak bir komisyona üye olup en belalı tipe aşık oluyoruz ve sonra da güya arkadaşımız olan kişinin de ona aşık olduğunu öğreniyoruz.Bütün bunlar yetmiyormuş gibi Five'ın da Hallie'yi sevme ihtimali var! Daha ne olabilir ki!?” Yanımdaki yastığı kaptığım gibi çığlıklarımı ona hapsettim.
“Bir o Hallie'yi sevmiyor blöf yapıyordu ikincisi eğer Five'ı Sydney'e bırakmazsak bunca yıldır yalnız kaldığımız gibi yine yalnız kalacağız ve ben artık yalnız kalmak istemiyorum! Birilerini öldürmek evet kolay değil ama boş yere öldmürüyoruz sonuçta! Burdan sonra çıkıp hem intikamımızı alacağız hem de babamızı göreceğiz.Belki de tek arkadaşımız Mike'ı da?” Yastıktan kafamı kaldırdım.
“Mike mı? Hâlâ Mike mı diyorsun cidden? Onun arkadaşlığı sahteymiş! Bize aşıkmış kahrolası küçük fare!” Gözüme takılan ilk şey karşımdaki aynadaki yansımam oldu.
“Bu da Five'ın bir başka blöfü olamaz mı?” Sinirle aynaya doğru yaklaştım.
“Nah! Ayrıca bunca yıldır yalnızdık biraz daha yalnız kalabiliriz.Hem yalnız da değiliz Five var.Ne olursa olsun yanımızda olacak.Olmak zorunda” Tam aynaya tekme atacakken durdum.
Arkamı döndüğümde ikisinin ortadan kaybolduğunu gördüm.Sessizlik...
Derin bir nefes verip banyoya koştum.Ellerimi ve yüzümü soğuk suya vurdum.
“Karar,” ve bir tokmak sesi...
“Sydney kafaya takılmayacak.Hallie veya herhangi biriyle sık sık konuşmak,gezmek yasak.Five'la da kafamız yerine gelene kadar samimi samimi konuşmak yok-”
“Five bizim içimizde uykuya dalmış olan duygularımızı tekrar ortaya çıkardı.Ona bu şekilde davranmak haksızlık” Nora'nın sesini duymak sinirlerimi tepeme çıkartmaya devam ediyordu.Bari hakimenin sözünü kesmeseydi...
“Hakimenin sözünü kesmek çok büyük suçtur Nora.Bir daha tekrarı olmasın.Karar açık ve net.Eskiden kafamız yerindeydi çünkü yalnızdık.Emily'nin hâlini görmüyor musunuz? Kız resmen çıldırıyordu.Bir günde çok fazla şey yaşadı.Kafasını dinlemesi için bu şart.Bugün hiçbir şey düşünmeden uyuma kararı da alınmıştır.Cümleten iyi uykular dilerim” bir tokmak sesi ve tüm seslerin kayboluşu.
Cümleten ne ya? diye düşünerek sırıtarak yatağıma uzandım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐂𝐫𝐢𝐦𝐢𝐧𝐚𝐥𝐬 | 𝐓𝐡𝐞 𝐔𝐦𝐛𝐫𝐞𝐥𝐥𝐚 𝐀𝐜𝐚𝐝𝐞𝐦𝐲 𝐅𝐚𝐧𝐟𝐢𝐜𝐭𝐢𝐨𝐧
FanfictionKapak=@weturnpurple "1989 yılının Ekim'inde, hamile bile olmayan 43 tane kadın aniden mucizevi bir şekilde doğum yapar. Milyarder Sir Reginald Hargreeves bu çocuklardan 7 tanesini evlatlık edinir ve dünyaya kurtarmaları için The Umbrella Academy" ad...