Bölüm 7-"Gönül İşleri"

253 32 26
                                    

Sonraki haftaya doğru o gün hiç yaşanmamış gibi hayat akıp gidiyor, ne çocuklar ne de Bay Malik o gün hakkında tek kelime bile etmiyordu. Sanki tüm her şey kafamın içinde olup bitmiş, o kadını ve ondan önceki her şeyi zihnimin sisli kısmında ben uydurmuştum. Aynaya baktığımda, banyo yaparken, çocuklar için süt kaynatırken, Bay Malik'in kitaplığını temizlerken ara sıra belirsiz yer ve zamanlar da onu görüyor olmamın dışında başka bir sıkıntım da yok sayılırdı. Bay Malik her gece uyumadan önce bazen tamamen susarak bazen ise benimle sohbet ederek saçlarımı taramaya devam ediyordu. Hala nedenini çözemesem de eskisi kadar gerilmiyordum ve buna alışmış sayılırdım.

''Sana söyledim Theo, kesinlikle buradaydı.'' Elizabeth sıkıntılı bir nefes aldı. İlgim onun üzerine çevrildiğinde, bana bakarak bir süre düşündü ve ''Bayan Wellington, Bay Harmon'ı bulamıyorum.'' dedi.

''Oyuncak kutusunun içine baktın mı?'' usulca oturduğum sandalyeden kalkıp ona adımlıyorken Theo bıkmış gibi elini sallayarak Elizabeth'i gösterdi.

''Eşyalarını her zaman bir yerlerde unutuyor. Bundan çok sıkıldım.''

Suçlayıcı tavrı karşısında Elizabeth yanıma sokularak neredeyse ağlar bir tonda ''Ama..oyun oynarken bazen unutuveriyorum işte.'' demiş, onu kollarım arasına aldıktan sonra güven vermek isterce gülümsemiştim.

''Belki de seninle saklambaç oynamaya karar vermiştir.'' Sözlerim onu heyecanlandırırken Theo saçma bulmuşçasına göz devirmiş, okuduğu kitaba bakışlarını geri çevirmişti. Parmak ucumla omzunu dürttüm. ''Bize yardım eder misin lütfen, Bay Harmon'u saklandığı yerden bulalım.''

"Ama-"

Bakışlarım cümlesini devam ettirmesine engel olduğunda kısık sesle 'peki' dediğini duymuştum. Her ikisini de yanıma alarak odanın içerisinde, bir oyuncağın unutulabileceği her köşeye bakmak üzere hareketlendiğim sırada Bay Malik kapıda belirtmişti. Elizabeth elimden kurtulup hızla babasının yanına ulaştığında "Bay Harmon kayıp." demişti tek solukta. Bay Malik kızını usulca kucağına alıp yanağına bir öpücük bıraktıktan sonra tebessüm etti.

"Az önce mutfakta gördüm sanırım."

"Bu imkansız baba, mutfağa inmedim." dediğinde Theo homurdandı.

"Boşa kürek çekiyoruz."

"Yoksa Bay Harmon, senden saklanacak başka odalar mı buldu?" Theo'nun mızırdanması ile üzülmesini engellemek için kurduğum cümle, bir anda ürkütücü geldi. Bay Malik, bakışlarımdaki o ifadeyi yakalamış gibi ciddileştiğinde bu durumu yok etmek adına Elizabeth'e elimi uzattım." Dedektif Elizabeth, benimle Bay Harmon'u bulmak ister misiniz?"

Elizabeth, buna daha büyük bir heyecan ve coşkuyla karşılık verirken "Babam ve Theo bir ekip olurken bizde diğer ekip olalım. İlk bulan kazanır!" diye şakımıştı. Gülerek başımı salladığımda bakışlarım beklenti içinde onu bulmuştu. Suratına güzel bir tebessüm yerleştirip "Olur." dediğinde Theodor başka şansı kalmadığını anlayarak yatağın altına baktı.

"Çık bakalım ortaya kuçu kuçu."

"O köpek değil!"

İkisi, birbiri ile tartışarak oyuncağı ararken göz ucuyla Bay Malik'e baktım. Yüzünde anlamlandıramadığım bir ifade ile o da bana bakıyordu. Kısa bir süre bakışları üzerimde yoğunlaşmış, çocukların gürültü yaparak odadan çıkması ile benden uzaklaşmıştı. Ev, o an için bunca gürültüye rağmen sanki sadece ikimiz varmışız gibi hissettirecek kadar sessizliğe gömülmüştü. Bu hissi tarif edemezdim. Kalbim hızlanırken bir şey söyleme ihtiyacı duyuyormuş gibi konuştu.

the manor•malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin