*( Argo ve küfür içerir. Rahatsız olanlar okumasın!)
İki parmağının arasına sıkıştırdığı bitmek üzere olan sigarasından bir nefes daha çekti Doğan. Havanın soğuğundan sigaranın dumanı sis gibi dağıldı. Üzerindeki siyah kalın montu ve ellerindeki parmaksız deri eldivenleri ona sert bir görüntü veriyordu. Tam bir fedaiydi.
Yanından geçip içeri yönelen parti havasında giyinmiş kadına ilgisizce süzdü. Tam bir disko topunu andırıyordu. Kırışmış suratını saklayamayan boyasıyla ona bakan kadına pis pis baktı. Genelde müşteriler mekanın müdavimi insanlar olurdu ama tedbiri elden bırakmazdı. Çünkü her zaman kavga bir kadın yüzünden çıkardı. İkinci bir ihtimal ise içkinin dozunu kaçıran, kendini tatmin etmek için aradığını bulamayan sarhoşlar yüzünden olurdu.
Bu kadına da aşinaydı. Geçen hafta çıkan kavganın sebebi oydu. Pazarlıkta anlaşamayınca cıngar çıkarmış mekanı birbirine sokmuştu. Dağılan masalar, havada uçan sandalyeler, kafalarda patlayan kadehler... Polisin gelmemiş olması şanslarınaydı.
Kadının önüne geçip yolunu kapattı.
"Olay çıkarma ben de cenazeni çıkarmayayım." Dedi
Kadın sinirlense de kibarca konuştu. Çünkü Doğan'ın onu içeri almayacağının farkındaydı ve dediğini yapacağını da emindi.
"Geçen sefer kafam bozulmuştu. Bir daha olmaz"
Doğan inanmasa da ekmeğini bu şekilde kazanan kadına engel olmak istemedi. Kenara çekilip geçmesine izin verdi. Kadın içeri doğru yürürken kendince mırıldanmıştı ama Doğan onu duydu.
"Psikopat orospu çocuğu."
Doğan aldırmazca gülümsedi. Minnet etmesini de beklemiyordu zaten. İçeri giden kadın ne kadar namusluysa o da o kadar adamdı işte.
Sigarasını yere atıp ayağının ucuyla ezerek ellerini cebine soktu. Bu akşam içerisinin havasını-aslında dumanını- solumak istemiyordu. Zaten her gece bir öncekinin aynısıyken aşina olduğu görüntüler yeterince bunaltıyordu. Dışarının soğuğu onu daha canlı yapıyordu. En azından yanında dikilmeye devam eden Çinli ile konuşup vakit öldürebilirdi.
"Abi, hayırdır bu akşam içeride değilsin?" dedi çekik gözlü fedai.
"Sıkıldım ya! Biliyon içerideki şamatayı. Azıcık hava alalım. Belki kaşınan biri çıkar da şurada iki yumruk atar rahatlarız!"
"Patron olay istemiyor biliyorsun, polis falan sıkıntı yapıyorlar sonra!"
"Yapmazlarsa amına koyayım!" dedi sakince Doğan.
Ne polisleri ne de patronu kafasına takan biri değildi. Tamam, sabıka dosyası biraz kabarık olabilirdi ama içindeki asi çocuğu susturamıyordu ki. Öfkesini böyle çıkarıyordu hayattan. Her durumdan yakasını kurtarması da onu kamçılıyordu biraz. Kendini kimseye ezdirmeden yoluna devam etmek ancak böyle kolay oluyordu. Bu şekilde olduğunda onun için çıkmaz sokak yok gibi bir şeydi.
Ellerini ovuşturarak mekanın neon ışıklarıyla süslü kapısının önünde sıkıntıdan volta atmaya başladı. Yeni bir sigara daha yaktı. Can sıkıntısına bir isim koyamıyordu fakat bunu geçiştirecek bir şey de yapamıyordu. Herkes mekanın içinde kendi alemini yaşarken dışarısı boştu. Saat neredeyse gece yarısı olmak üzereydi.
Mekanın kapısında beliren Melih volta atan Doğan'a doğru yürüdü.
"Abi patron seni çağırıyor!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fedai
General Fiction"Ne söylesem tarifin eksik kalıyor.Oysa; kalbi acıtan her ne varsa Sen hepsinden birazsın işte..."-Muhsin Ünlü