BÖLÜM: 14'' HAYAL Mİ?''
Adamın evinde adama posta koyamazdım ki. Yaptığım çok büyük bir yanlıştı, hemen kendimi toparladım gelen rüzgara baktım.
'' Bir yerinde bir şey var mı? O giden adamda kimdi? Adamı ne diye dövüyorsun rüzgar? Ben seni hiç böyle tanımadım ki. Duran adamı durduk yere dövdün. Hem o adam da kim? Tahtası mı eksik? Sen döv diye kışkırtması da neyin nesi oluyor böyle?''. Merak dolu tüm sorularımı rüzgara yöneltim. Elini patlamış kaşına atıp, sıkıntılı nefesini verdi.
'' Eski bir dost. Kuyruk acısı var olanları hazmedip kendisine yediremiyor. O yüzden tüm sorun bu. Oldu mu Yağmur hanım? '' Yaptığımın farkındaydım ama gece meraktan da uyuyamazdım ki.
'' Oldu tabi ki de. Beni odama taşı hadi uşak''. Kıkırdamamla, sanki emir vermişim gibi hemen kucağına aldı.
'' Tabi ki komutanım''. Enerjisi yüksek olup, her an her şeye ayak uydurmasını sevmiştim. Beni yatağa bırakıp çıkmıştı odadan. Dizlerimdeki yaralarım için ilk önce bolca krem sürmeye koyuldum. Küçük el çantamdaki geceliğimi giyip yatağa uzandım. Dün neydi bugün ne oluyor. Neredeyse 10 gündür hastanedeyim. Biri Cesur yüzündendi, Öbürü de amcam yüzünden di. Hayatta en yakınları üzermiş insanı gerçekten çok doğru. Hata bir makalede ünlü bir avukat şöyle açıklama yapmıştı; Şu zamana kadar bana gelen insanların hepsi eskiden birbirinin hayatındaki en önemli insanlar. Demesi beni çok etkilemişti.
Aslında doğru insan canım dediğinde en çok kırılır. Rüzgarda hayatıma daha yeni dahi olmuştu çok sevmiştim aslında? Ama bir o kadarda korkuyordum. Azında bal olanın, arkasında dikeni olur diye. Açtım ellerimi dua etmeye başladım, hayatımın yoluna girmesi için. Yeni kararlar almıştım, sınava şuan tam altı ay vardı. Çalışırsam elbet bir yerler kazanırdım. Derslerim çok kötü değildi, bunu konuşmalıydım.
Sağa dön sola dön derken sabahı etmiştim hiç uykum gelmemişti geç uyandığım için. Gözlerim cin gibi açık. Karnım fazlasıyla acıkmıştı, aşağıya mutfağa inip inmemek arasında çok kararsız kalmıştım. Biraz odanın içerisindeki balkona çıktım. Manzara eşsizdi sanırım evin karşısındaki yol ormanlık bir alan, orayı gezmek için sabırsızlanıyordum. İçimi sebepsizce bir heyecan kapladı. Hemen el çantamdaki kıyafetlerimi düzenlice yerleştirdim. Daha fazla aç kalmaya dayanamayacağım için hemen aşağıya paytak adımlarımla ilerledim. Dolabı açmamla şok oldum, dolabın içi bom boş be insafsız insan fareler için bile olsa birkaç dilip peynir bırakırdı ama. Hayal kırıklığıyla kapattım dolabın kapağını. Çekmeceleri kurcalamamla, cips bulmuştum. Öpüp sarıldım cips paketine. Elime aldığım gibi koltuğa ilerledim, Televizyonu açıp uzandım. Müge anlı başlamış, insan bunları izledikçe sürekli kafasını sıyırır ya. Paranormal olaylar yaşar gerçekten. Ne insanlar var ama. Elimi cips poşetine daldırmamla bitmiş olduğunu anladım, üzgün bakışlarımı cips paketine yollayıp hemen ellerimi yıkama geçtim. Arkamı dönmemle rüzgarı görmem ve çığlık atmam bir oldu. Ödüm kopmuştu, ne bu sinsilik arkadaş gerçekten gerek var mıydı bu kadar sessiz gelmeye.
'' Ödümü kopartın be manyak. İnsan ses vererek gelir, sinsice ne yapıyorsun arkamda.'' Çatık kaşlarımla bakmaya başladım.
'' Kızım seni yatağında göremiyince ödüm koptu, delimisin sen haber vermeden gittin sandım.'' Yüzüne baktığım zaman gerçekten korkmuş olduğunu anladım.
'' Heyy korkma çocukmuyum ben? ''. Diyip kıkırdadım.
'' Ben çok açım, beni düşünmüyorsan bari fareleri düşünüp dolaba 3 4 dilim peynir bıraksaydın.'' Bıkınlıkla konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hastalıklı Vuslat
ChickLitO kalbi kırık bi kadın , hayatın hep şilesini yemiş yaşama hayatı kalmamış son demlerini yaşarken işte onu gördüm... Hayatın oyunudur bazen hastalık , bazen kaza , oldugunu düşünürsün , ama aslında bu bir kaderin oyunudur size sunduğu aslında hasta...