10.BÖLÜM:''KAYBOLUŞ''
Yağmur çiseliyor, korkarak yavaş sesle bir ihanet konuşması gibi. Yağmur çiseliyor, beyaz ve çıplak mürted ayaklarının ıslak ve karanlık toprağın üstünde koşması gibi. Yağmur çiseliyor, Serezin esnaf çarşısında, bir bakırcı dükkânının karşısında. Bedreddinim bir ağaca asılı. Yağmur çiseliyor. Gecenin geç ve yıldızsız bir saatidir. Ve yağmurda ıslanan yapraksız bir dalda sallanan şeyhimin çırılçıplak etidir. Yağmur çiseliyor. Serez çarşısı dilsiz, Serez çarşısı kör. Havada konuşmamanın, görmemenin kahrolası hüznü ve Serez çarşısı kapatmış elleriyle yüzünü. Yağmur çiseliyor.
Ellerimi çıkartım geniş ,tek olan pencereden .Islanıyordu tüm günahlarımı ,tüm kirlerimi, temizlercesine.Hoş ya zaten temizdim .Kime ne yapmıştım ki?. Kime sesimi dahi yükseltmiştim ki?Boş bu hayat herşeyiyle her anlamıyla .Yaşamak için ne bir sebebim ne de bir amacım var.Pencereden olabilecegince çıkartmaya çalıştım kafamı. Uzun saçlarımı arkaya doğru savruluyordu .Bedenime değen o soğuk hava içimi ürpertiyordu . Ürpermiştim fazlasıyla .Derince ciğerlerimi çok fazlasıyla doldurabilecek kadar derin bir nefes aldım .Nede güzeldi bu yağmur sonrası topragın cennet kokusu.
Ölmek için doğmuştur ya insan, o yüzden her yağmur sonrası toprak kokusunu sever. Nede doğru .Bazen bu kokuyu bir cam şişeye hapsedip istediğim zaman koklamak isterdim. Bana ölümü hatırlatım,annemle babama kavuşmamı sağlaması için .Bir of çektim karşı dağı delmek için , ama ne karşı dağ delindi. Ne de ben huzura erdim.
Sırtıma dokunulmasıyla sıçradım. Korku tüm bedenimi ele geçirdi. Hiç te duymamıştım sesi. Arkama dönmemle hemşirenin elinde bir iki paket vardı. Sanırım bana getirmişti . Buğün hastaneden çıkıyordum sonunda .Çok sıkılmıştım yatmaktan belim ikiye ayrılmş gibiydi. Yanlızlıktan duvarlara konuştum. Duvarlardan cevap bekledim...Ne hoş ama duvar cevap vericekti ya zaten. Öyle bir beklentim olmasa da ,ciddi bir şekilde cevap bekledim. Ses gelmeyince,duvarara gene seslendin,seslendim,sseslendim...Taki uykuya dalasıya kadar.
''Yağmur hanım abiniz göndermiş bu kıyafetleri.'' Anladım dercesine kafamı salladım. Bugün ikizlerin doğum günüydü ,Gitmek istermiydim hoş istemezdim ama . Aras abime bunu borçluyum . Sesizce arkama döndüm .
''Tamamdır ben çıkabilirmiyim?alas abim çıkış işlemlerini halletimi?.''
''Tabi yağmur hanım onlar haloldu. Sağlıkla kalın iyi günler dilerim .''
''Teşekkür ederim herşey için. Bana çok iyi baktınız.'' Minnet dolu gülümsememle o tatlı suratına baktım, gerçekten iyi biriydi.
Saate baktığımda isse 4 'e geliyordu hazırlanıp çıkmalıydım saat 6'da olucakmış. Daha gidip ikizlere hediye almalıydım ordan geçerim alas abimlere diye düşünüp .Hiç alınan kıyafetlere bakmadan banyoya girip üstümü değiştirdim.
Aynadan kendime baktığımda .Giydiğim kırmızı elbisenin geniş yakasını omuzlarıma düşürdüm. Gerdanlığım fazla ilgi çekerken gözlerim boynumdaki güzelim kolyeye takılı kaldı , elime alıp kolyeyi dudaklarıma götürüp öptüm , uzun elbisemde göz gezdirdim tekrardan . Derin yırtmacından dolayı ,fazla cesur, fazla çüretkardım. Dışarıdan bakan böyle düşünürdü, ama değildim. Gerçekten güzel olmuştum .Hafif bir makyaj yapıp, düzgün duran saçlarımı ellerimle düzeltim. Fazla idialı ,fazla sexsi, fazla ihtiraslıyım. Bu elbiseyle sokakta nasıl gezicektim hiç düşünmek bile istemiyorum. Allahtan kürk biraz uzunda kalçalarımı kapatıcaktı. Sivri uzun topuku gri taşlı çok, şık bir ayakabıydı. Bu elbiseye de anca bu haklardı. Hemen ayaklarıma geçirip . Aynaya son bir bakış attım .Yüzümdeki soldun ifadeyi silip , yerine güzücük saçan bir yüz ifadesi yaptım . Mutlu rolü yapmakta üstüme yoktu değilmi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hastalıklı Vuslat
Chick-LitO kalbi kırık bi kadın , hayatın hep şilesini yemiş yaşama hayatı kalmamış son demlerini yaşarken işte onu gördüm... Hayatın oyunudur bazen hastalık , bazen kaza , oldugunu düşünürsün , ama aslında bu bir kaderin oyunudur size sunduğu aslında hasta...