Bölüm 16: ''VUR YÜREYİM''

444 181 270
                                    


BÖLÜM16:'' VUR YÜREGİM''

Sabah çok güzel bir enerjiyle uyanmıştım. Hoplaya zıplaya kalkıp lavaboda işlerimi haledip, üstümü giyindim. Aşaya indiğimde mis gibi yemek kokuları burnumu mest etti.

'' OOOO rüzgarcık, günaydın, mis gibi kokuyor. Ne yaptın bana bakim.'' Mutfaga girdigimde biraz genç bir kadın vardı bu da kimdi.

'' Sizde kimsiniz?.''

'' Günaydın, Yağmur hanım. Ben eda yeni yardımcınızım. Rüzgar bey uyandığı zaman beni arasın demişti. '' Kafamı saladım.

Bu kadar genç birini ne diye işe almıştı ki? Hiç gözüm tutmadı bu kadını.

Baya bir zaman geçmişti açıkmıştım fazlasıyla.

'' Eda kahvaltılık ufak bir tabak yapıp getirirmisin.''

'' Az önce yemiyeceginizi söylemiştiniz?.'' Ben böyle  birşey dedigimi hatırlamıyordum.

'' Şuan istiyorum görevin beni sorgulamak olduğunu bilmiyordum?.'' Odadan çıkıp mutfağa doğru gitmişti.

Ben böyle bir şey söylemedim ki. Kafam çok karıştı.

Tabagım gelmişti biraz yedim ama krepin tadı çok değişikti. Krep hastası ben yiyememiştim. Zaten bu kızdan da bu beklenirdi.

Hemen Rüzgarı aramaya koyuldum.

'' Alo buralar da bir yerlerde bir kaçak varmış acaba nerde biliyormusun? Hatta adıda Rüzgarmış.'' 

'' Hımmm, sanırım biliyorum. Biraz üzgün olduğu için erkenden çıkmış.''

'' Ya demek öyle. Ne yapılırsa mutlu olur bizim kaçak.''

'' Bilemiyorum, çabalaması lazım sanırsam .'' Kıkırdadım bu haline, kocaman adam ama hala büyümemiş bir çocuk gibi.

'' Eve yardımcı almısın.'' Biraz üzgün çıktı sesim.

'' Evet sevdin mi.''

'' Pek evet diyemiyecegim. Gelince konuşuruz olur mu?.''

'' Tamamdır güzelim dikkat et kendine.'' 

Televizyon izlerken. Kırmızı oda çarptı gözüme, insanların hayatlarını anlatıyordu böyle piskiyatrislere. Biraz daha izledikçe çok sevmiştim.

Boncuk çıkmıştı, üç tane ermiş görüyordu, dayanamadım ağladım. Gerçekten gerçek gibi görmesi filan. Bana olanlardamı acaba bu şekildeydi. 

Ağlamaktan kendimi kaybetmiştim taki eda peçete getirene kadar. Su içinde azda olsa ferahlamıştım ama gene kafamı tam anlamıyla toparlıyamadım. Telefonumun çalmasıyla kendime geldim .Arayan bir numaraydı.

'' Alo?''.

'' Mini miniğim, neden ağlıyorsun sen.''Sesinden tanımıştım hemen.

'' Sen benim agladığımı nerden anladın ki?.''

'' Hissettim miniğim. Gelmemi istermisin.''

'' Tüm kalbimle tabikide, bu da sorumu.''

'' Hava soğuk bugün biraz. Kalın giyin karşıdaki yürüyüş yolunun başında bekliyor olucagım seni... Bip...Bip.''

Telefonu yüzüme kapatmıştı. Şuan yukarı kadar çıkıp üstümü değiştiricek kadar zamanım yoktu. Hızlıca sadece çeketimi alıp çıktım.

Hastalıklı VuslatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin