9.bölüm

51 30 9
                                    

Medyada şarkımız iyi okumalar.

Yüreğindeki sevda vatan olduğu sürece birçok şeyden korkmazsın. Her an göklerde dalgalanan o görkemli Ayyıldıza can vermeye hazırsındır. Kanla kaplı bayrak dalgalandıkça şehitlerin huzurla uyuduğunu bilmek seni rahatlatır.

Ben Emira türküm ve cesaretimi damarlarımda akan koyu kırmızı kandan alırım.kolay kolay korkmam. Olayların içinde bulunduğmda mutlu olur lider kimliğine bürünürüm.

Bu günde içimdeki vatanına asker ve polislerine hayran olan kız çocuğu tüm silahlarını kuşanmış  oynayacağı sinsice olan oyuna hazırlanıyordu. Bir hayalim vardı polis veya askerlik daha ilerisini düşünmezdim. Çünkü  canım acırdı. Olmayacağını bildiğiniz şeyleri düşünmek  insanı hüzüne boğmaktan başka bir işe yaramaz.  Ama şimdi geldiğim nokta bu zamana kadar aklımın ucundan bile geçirmediğim bir durum.

Sırf bu yüzden bile ortaya gerekirse canımı koyarım ama başarısız olmam. Başarısız olursam da herkesten önce cezamı keser kendi kafama hiç tereddüt etmeden sıkarım.

Düşüncelerimi bir kenara bırakarak açık renk parkede stilettolarımın çıkardığı sesle aynamın karşısına geçerek durdum.

Eksik birşeyim var mı diye bakışlarımı vücudumda gezdirdim. Bedenime tam oturan tek omuzlu turkuaz mavisi rengindeki elbiseyi giymiştim. Kalçalarımın hemen altında biten bir kesime sahip olduğu için uzun ve sütun gibi olan bacaklarım siyah topuklularla da iyice belirgin bir hale gelerek ön plana çıkmıştı.  Beyaz tenli oluşumda ayrı bir güzellik katmıştı.

Göğüs boşluğuma kadar uzanan kar tanesi figürlü gümüş kolye iyi durmakla birlikte zarif  göstermişti.

Saçlarımı dağınık topuz yaparak öndeki birkaç tutam saçımı su  dalgası halinde bırakmıştım.  Makyaj yapmayı çok fazla sevmediğim için sadece rimel ile kirpiklerimi belirginleştirmiş ve oldukça kalın olan kalp şeklindeki dudaklarıma şeftali renkli rujla   öne çıkarmıştım.

Ne olur  ne olmaz diye yeşil gözlerimi gizleyen kahverengi lensler takmayı da ihmal etmemiştim. Geçmiş hayatımda olduğu gibi vazgeçemediğim eklem yüzüklerimi de takınca hazır hale geldim.

Afrodizyak etkili oldukça kadınsı kokan parfümümden bolca  sıkıp siyah içinde sahte kimliğim telefonum ve birkaç makyaj malzemesinin bulunduğu çantayı alıp odamdan çıktım. Hızla aşağı salona indim.

Herkes bir araya çoktan gelmişti.    gürültülü bir  şekilde hep bir ağızdan sohbet ediyorlardı. Ayakkabılarımın yerde bıraktığı tok ses sayesinde tüm bakışları üstüme çekerek büyük bir sessizliğe neden oldum.

Gözlerde oluşan şaşkınlık ilk defa bu kadar cesur ve açık bir kıyafeti üstümde   gördükleri içindi.

Atahan'ın yanıma gelip ıslık çalarak beni etrafımda döndürmesi ile kıkırdadım.

"Kız sen neymişsin de haberimiz yokmuş. Çok güzel olmuşsun."

Beğenilmek herkesin hoşuna giderdi, mutlu hissettirirdi. Aynı şu an bende olduğu gibi.

Yüzümdeki tebessümü bozmadan Atahan'a teşekkür ettim.

Bakışlarım beyaz renkli tekli koltukta oturan Umaya kaydı. Hızlı adımlarla yaklaşarak sarıldım.

"Hoş geldin dişi kurdum." Kollarımı daha sıkı doladım. Oldukça özlemiştim.

"Hoş buldum güzellik. Çok güzel olmuşsun." Diyerek oda bedenime kollarını sarmıştı.

"Teşekkür ederim" diyerek bakışlarımla bende onu süzdüm. Deri bir tayt, göbeği açık büstiyer, ve deri ceketle siyahın asaletini taşır gibiydi. Tek renkli olan şey alev gibi gözüken doğal kızıl saçlarıydı.

Karanlığın HükümdarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin