KADER

PİSİ PİSİ PSİKOPATIM

UUUPUZUN BİR ZAMAN OLDU YA. EVET CANLARIM ABLANIZ YİNE CAPS LOCK'U KAPAMAYA ÜŞENİYOR. AMA MERAK ETMEYİN BÜYÜK İHTİMALLE HİKAYENİN BÖLÜMÜNDE KAPATIRIM. NEYSE YA SİZ OKUYUN ARTIK. VOTE+YORUM İSTİYORUM...ÇOK MU ÇOK ŞE İSTEDİM. BAKAYIM...YOK CIK, ÇOK ŞEY İSTEMEMİŞİM.

Sabah koca bir gürültüyle ardından da;

"Dam'n it Patrice." bağrışmasıyla Franciso'lu rüyama veda ettim ve gözlerimi araladım. Lütfen. Her kızın en az bir kere Francisco'lu rüyası olmuştur. O yüzden yargılamazsanız sevinirim. Yatakta doğrulduğumda kafasında krep elindede yarısı yere dökülmüş portakal suyu içen bir Berk beklemiyordum. Anladım tepsiyi düşürdün de o krebi nasıl kafanın üstüne aldın? Bre evlat bir gün olsa rezil etme kendini gözümün önünde.( 'Lanet olsun Patrice.' bilmeyen vardır diye yazdım.)

"Ne oldu? İyi misin?"dedim dışımdan. İçimden düşündüklerimi söylesem kırılabilirdi. Hem dün gece dediği şeyi halen unutmamıştım.

"Nobody don't ask you Patrice!!"diye gürledi ve kafasından hışımla aldığı kerbi yemeğe başladı. İğrenç bu çocuk ya.( 'Kimse sana sormadı Patrice!!' bilemyen vardır diye yazdım Yine.)

"Aman iyi be pislik. Kat görevlisini çağırıyorum. Temizlesin şurayı bir. Daha sonra da tur için hazırlan da çıkalım."tamam diye başını salladı. Bende gittim ve kat görevlsini çağırdım. O etrafı temizlerken. Bende banyoda üstümü değiştirdim ve hızlıca bakımdır o dur budur yaptım. Kapıda pişmiş kelle gibi beni bekleyen bir adet Berk görene kadar gayet iyiydim. O da üstünü değiştirmek için gelmişti. Bunu nereden mi anladım? Elindeki kıyafetlerden. Hadi canım çok zekisin sen dediğinizi duyar gibi oldum. Eksik olmayın... İnanın kendimi geliştirmek için çabalıyorum. İçeri girerken;

"Bu kadar uzun kaldığına göre... Umarım kokutmamışsındır."dedi göz kırptı ve kapıyı suratıma kapattı. Lanet herif. Kokutmamışsındırmışmış. Nefret ediyorum ya ben bundan ona karar verdim. Boşanacağım da en yakın zamanda. Tamam ani bir sinirle söyledim bunu kabul aman, zaten şunun şurasında ne kadar kaldı ki?Boşanmamıza. Cidden soruyorum canım. Neyse telefonum çalıyor. Bye canlarım... Tahmin edin kim? Edebilir misiniz? Niye siz münnecim misiniz?Annem. Onu daha fazla kızdırmamak için açayım hemen.

"Alo annem."dedim 'm'yi uzatarak.

"Hayırsızım. Kuzum nasılsın bakalım. Ben demedim mi beni sık sık ara diye?"

"Dedin. Sen dedin ama bende alzheimer varmış anneciğim unutuyorum ben. Aklım başka yerde. Sanırım Fransa'da unuttum."esprim çok güzeldi bir kere-her türlü aşağılamaya karşı yazdım- ve hayır aklım Berk öküzünde falan değil.Tmm mı .s.s?Bu yaşımda bu tarz ergenliklerde bulunduğum için 6 ay hapis almış bulunuyorum tatlılar mutlu musunuz? Değil misiniz?Biliyordum.

"Kızım deli misin sen? Kendi kendine konuşuyorsun? Hem.."lütfen Berk'i duymuş olmasın. Lütfen.

"Hem ne annem?"

"Bak Müjgan Teyzen vardı ya onun oğlu askerden geldi. Okuduğu için geç gitmiş askere. Merak etme yani."

"Niye merak edeyim ben onu anlamadım?"

"Kızım. Küçükken ben Serkan'la evleneceğim de evleneceğim diye tutturmuyor muydun?"yalan. Tutturuyor mudum. Hatırlamıyorum. Sarhoştum.

"Yalan. Külliyen yalan anne. Hem kuru hem ıslak iftira. Hem hatırlamıyorum. Sarhoştum."

"Öf! Abartma Kader. Çocuk bir serpilmiş ki görmen lazım. Ama biliyorum ben seni sen gelmezsin o turdan ama gelince bir ara davet edelim yemeğe de gör sen. Birde kibar ki..."

"Anne erkeğin Serpil diye adı mı olur? (vurmayın) Ayrıca ben kimseyle evlenmek istemiyorum. Evlenmek isteseydim de zaten benim kapı gibi Esra Erol'um var bir kere."dedim trip atarcasına. Esra Erol benim değil o ayrı mevzu ama zorlamayın sizde canım. Kahvaltı etmedim daha ben. İşte bunlar hep açlıktan!