Yine mi? Yine. Yeni bölüm... Tamam tamam okuyun hadi sizi yazılarla baş başa bırakıyorum.
Şu anda uçaktaydık. İngiltere'ye gidiyorduk. Boynum çok ağrıyor.
"Boynum çok ağrıyor."
"Ee, ne yapayım? Boyun nakli falan mı?"öküz boynum onun yüzünden ağrıyordu sonuçta. Neden mi?Anlatayım. Dün biz odaya geldiğimizde ben aynı yatakta yatmayız dedim. O da o zaman git küvette falan yat dedi. Kadın olan benim burada nazik davranılması gerekilen kişi benim oysaki. Mazereti ise kendisinin o küçük küvete sığmamasıymış. Ben daha çok rahat edermişimmişte. Başımdan aşağı dökülen çikolatalı sütle neye uğradığımı şaşırdım. Evet ağzıma da kaçtığı için tadından anlamıştım. Aynı anda yanımda flaş patlamıştı. Evet iki aylığına kocam olacak herif fotoğrafımı çekmişti ve anırarak gülüyordu. Şahika Hanım, hostlar ve hostesler yanımıza gelmişlerdi. Diğerleri ise bana alayla bakıp sevgili kocacağıma ayak uyduruyorlardı. Ama ben hala daha ne olduğunu öğrenmek için arkamı dönmedim. Tamam şimdi döndüm. Şımarık veletin teki mi yaptı bunu?
"Annen baban nerede oğlum senin?"dedim sinirle.
"Kader çocuk nereden bilsin Türkçeyi."haklıydı.
"Ailen nerede senin? Bunu neden yaptın komik mi?"dedim İngilizce. Çocuk son söylediğimi kaale alaraktan başını sallamakla yetindi. O sarı saçlarını yolardım da dua etsin yaşına veriyorum. Şahika Hanıma dönüp;
"Ailesi falan yokmuymuş bu çocuğun?Şikayetçiyim."
"Hemen ilgileneceğim efendim. Ben hosteslerle konuşayımda size giyecek bir şeyler versinler."dediğinde kafamı taman anlamında salladım. O sırada çocuğun babası olduğunu anladığım tıpkı onun gibi sarışın bir adam yanımızda belirdi. İngilizce olarak-ki aksanlıydı kaba bir aksandı sanırım Danimarkalı falandı-konuşmaya başladı.
"Çok özür dilerim. Lavoboya kadar gitmiştim ve hemen yapacağını yapmış. Gerçekten de özür dilerim."
"Peki ama çocuğunuzun arkamda oturmasını istemiyorum."
"Peki Lucas özür diler misin hanım efendiden?"çocuk bu sefer çok şeker bir şekilde özür diledi. Bende özrünü kabul ettim. Ha bu arada sorabilirsiniz bu kız neden bavulundan giyinmiyor diye. Bavulum çok ağır olduğu için burada değil. Eşyaların konulduğu bir kısımda ve orası sadece iniş yapıldığı zaman açılacakmış. Güvenlik meselesiymiş. Neyse bir hostes onu takip etmemi söyledi bende onu takip etmek için ayaklandım ve tam gidecekken kıçıma şaplağı yedim. Berk'tendi bu şaplak. Bana işaret parmğıyla eğilmemi söyledi eğildim.
"Çocuk benim arkama geçti senin yüzünden."dedi sessizce. Bende ona ayak uydurup aynı sesszilkte;
"Yani?"dedim.
"Sen görmedin ama o bana piç smile attı ben gördüm. O tam bir gündüz gezen vampir."(Barney Stinson)söylediğine güldüm ve hostesi takip ettim.
****
Hala daha gülüyordu. Herkes hala daha aptal aptal bakıp bıyık altından gülüyordu. Tek bir kişi hariç. O anırıyordu. Kocam olacak herif. Berk. Ona Berk demeyi hiç sevmedim vallahi NASA ÇOCUĞU daha iyi bir isim. Ama adı BERK ne yaparsın?
"Yeter eğer biraz daha fazla gülersen kasıklarına tekmeyi basarım."
"Biz dostuz."dediğinde ilk başta anlamadım. Ama anlayınca da iğrenmedim değil hani(yazarın içi fesat bakmayın siz).Ha siz neden güldüğünü merak ediyorsunuzdur. Host kıyafeti giyiyorumda ondan. Evet hostes değil host. Hostes kıyafeti kalmamış sanırsın mağaza. Ne olurdu izin verselerdi de bavulumdan giyinseydim. Kesin 11 Eylül olaylarından dolayı böyle yapıyordur bunlar.(aklıma öylesine geldi alakası yok yanlış anlaşılmasın)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER
RomanceAptal herif.Kim mi?Kocam tabiki de kim olacak başka?Bir dakika o kimdi?Hayır canım cidden soruyorum. O bir NASA ÇOCUĞU. O bir KÖPÜK PRENS. O bir FISKİYE ÇOCUK. O birazda GICIK. O 'sözde' ÇILGIN. O benim KOCAM. Bense onun KADER'İYİM. Not:Hikaye eğlen...